26 yaşındaki Kilitçioğlu, 30 Mayıs 2025 sabahı Mağusa Silver Beach Plajı’nın yaklaşık bir kilometre kuzeyinde, sığ denizde kayalıklar arasında, üzerinde yalnızca iç çamaşırları varken yüzüstü halde ölü bulunmuştu.

Ahsen Nur Kilitçioğlu’nun İstanbul’daki ailesinin avukatı Cansu N. Nazlı, Polis Genel Müdürlüğü’ne iki kez dilekçe vererek polis soruşturmasına dair bilgi talebinde bulunmuş ve Adli Ölüm Tahkikatı dosyasının bir an önce düzenlenerek mahkemeye intikal ettirilmesini istemişti.

Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) içtihatları ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 2. maddesi uyarınca soruşturmanın adil ve etkin biçimde yürütülmesi gerektiğini vurgulamıştı.

Mikro-Makro’nun teyit ettiği bilgilere göre, İstanbul’dan adli toksikoloji raporu ile Ankara’dan Ahsen Nur Kilitçioğlu için hazırlanan olay yeri inceleme raporu KKTC’ye gönderildi.

Aile ve ailenin avukatları, Adli Ölüm Tahkikatı dosyasının daha fazla gecikme olmaksızın mahkemeye intikal ettirilmesini bekliyor.

Kilitçioğlu’nun şüpheli ölümünden önce, yakın çevresi ve Kıbrıs’taki bazı aile üyeleri tarafından Ahsen'in H.A. adlı bir polisle üç yıllık bir ilişkisi olduğu, Kilitçioğlu’nun H.A tarafından darp edildiği ve bu yönde geçen yıl Mağusa Polisine şikâyette bulunduğu, ayrıca H.A ile sık sık Silver Beach’te buluştukları iddia edilmişti. Ahsen’in şüpheli ölümünün ardından aylar geçmesine rağmen yakın arkadaşları dahil bazı kişilerden henüz ifade alınmadığı da ileri sürülmüştü.

Cep telefonu, arabasının kontak anahtarı ve elektronik sigarası bulunamamıştı

KKTC Polis Genel Müdürlüğü, 11 Haziran 2025’de yaptığı basın açıklamasında, Kilitçioğlu’nun ölümünün ardından cep telefonunun, arabasının kontak anahtarının ve elektronik sigarasının denizde ve karada yapılan aramalara rağmen bulunamadığını doğrulamıştı.

Mikro-Makro önceki bir özel haberinde, görgü tanıklarının ifadelerine göre Kilitçioğlu’nun sığ suda bulunduğu sırada ellerinin boğulma vakalarında beklenebileceği gibi iki yana açık değil, göğüs altında kavuşmuş halde olduğunu aktarmış; her iki başparmağında simetrik, yuvarlak çökmeler bulunduğuna dikkat çekmişti.

Ahsen’in şüpheli ölümü sonrası çok sayıda kadın örgütü tepki göstermiş, Toplumsal Mücadele Platformu’nun “Adalet kapalı kapılar ardında değil, şeffaf yürütülmelidir” başlıklı basın açıklamasına çok sayıda örgüt imza atmıştı.