Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı, 26 yaşındaki Ahsen Nur Kilitçioğlu’nun 30 Mayıs 2025 tarihinde Gazimağusa Silver Beach plajının yaklaşık 1 kilometre kuzeyinde kayalıklar arasında ölü olarak bulunduğunu ve daha sonra yapılan otopsisinde, ölüm sebebinin “beyin kanaması ve suda boğulma” olduğu belirlendiğini hatırlatarak, yürütülen polis soruşturmasına ilişkin olarak Polis Örgütü’ne ve Başbakanlığa açık çağrıda bulundu.
Vakıf, yayımladığı basın açıklamasında, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararları ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 2. maddesi uyarınca soruşturmanın adil ve etkin biçimde yürütülmesi gerektiğini vurguladı.
AİHM ilkelerine göre devletin pozitif yükümlülüğü
Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı açıklamasında, AİHS’in 2. maddesi uyarınca devletlerin meşru olmayan bir şekilde yaşam hakkını ihlal etmemelerinin yanında (negatif yükümlülük), aynı zamanda yaşam hakkının ihlal edildiği iddialarına karşı etkin ve tarafsız bir soruşturma yürütmekle (pozitif yükümlülük) de sorumlu olduğu hatırlatıldı. Bu kapsamda, yaşam hakkının ihlal iddiasının olması halinde devletin ihlali tespit etmesi ve faillerin cezalandırılmasına yönelik etkin bir soruşturma yürütmesi gerektiğine dikkat çekildi.
Etkin bir soruşturma için temel kriterler
Vakfa göre, "Ahsen Nur Kilitçioğlu’nun son görüştüğü kişinin bir polis olan erkek arkadaşı olması, Polis Örgütü’nün etkin soruşturma yapması yükümlülüğünü daha da artırmaktadır. Bir soruşturmanın etkin olarak kabul edilebilmesi için aşağıdaki kriterlerin sağlanması gerekmektedir.
Bağımsızlık: Devlet görevlilerinin yasa dışı adam öldürdüğüne ilişkin iddialar hakkındaki bir soruşturmanın etkili olabilmesi için, soruşturmayı yürüten kişilerin olaylara karışan kişilerden bağımsız olması gerekmektedir. Bununla birlikte açık ve gerekli bazı konuları araştırmamak da bağımsızlık unsurunu sakatlamaktadır.
Yeterli Nitelik: AİHS’in 2. maddesi ölüme ilişkin bir soruşturmanın, “etkin” olarak nitelendirilebilmesi için, öncelikle “yeterli” olması gerekmektedir. Soruşturmanın yeterlilik açısından tatmin edilebilmesi için diğer hususların yanı sıra, görgü tanıklarının ifadeleri ve gerektiği takdirde bu tanıkların ileri tetkik için ifadeleri doğrultusunda yaşam hakkı ihlal edilen kişinin akıbetinin tespit edilmesi için gerekli bütün adımları atmak gerekmektedir. Soruşturmanın sonuçları, ilgili bütün unsurların titiz, objektif ve tarafsız bir incelemesine dayanmalıdır. Gerekli olan bir araştırma konusunun reddedilmesi, soruşturmanın davanın koşullarını ve sorumlu kişilerin kimliğini tespit etme kapasitesini belirleyici şekilde olumsuz etkilemektedir.
İvedilik ve Makul Özen: Soruşturmanın ivedilik ve makul özen kriterini karşılayabilmesi için hızla, titizlikle ve gerekli ciddiyetle yapılması gerekmektedir. Belirli bazı durumlarda soruşturmanın ilerlemesini engelleyen engeller veya zorluklar olabilir ancak yetkililerin ölümcül güç kullanımını soruştururken ivedi bir şekilde yanıt vermelerinin, hukukun üstünlüğüne bağlılıkları konusunda kamuoyunun güvenini korumak ve yasadışı eylemlerde herhangi bir iş birliği veya hoşgörü görüntüsünü önlemek için gereklidir.
Kamu Denetimi ve Yakınların Katılımı: Her durumda mağdur yakınlarının, meşru menfaatlerini korumak için gerekli olduğu ölçüde davaya katılmaları gerekmektedir. Aile yakınlarının soruşturmaya ilişkin önemli gelişmelerden haberdar edilmemesini AİHM, etkin soruşturma ilkelerine aykırı bulmuştur. AİHM, ölüme yönelik soruşturmanın etkili olarak görülebilmesi için, kurbanın en yakın akrabasının, yasal çıkarlarının korumak için, gerekli olduğu sürece, işlemlere dahil olmasının şart olduğunu altını çizmiştir. Adalı ile Türkiye davasında ise AİHM otopsi raporu ve balistik raporun bir nüshasının maktulün eşi ile paylaşılmamış olmasının etkin soruşturma yapılmadığı kararına varılmasında etkili olmuştur.”
Polis Örgütü Başbakanlığa bağlı: Siyasi sorumluluğa dikkat çekildi
Açıklamada, “Gelinen süreçte, Ahsen Nur Kilitçioğlu’nun yakınları ve kamuoyunda, yapılan soruşturmanın yukardaki ilkelere uymadığı yönünde ciddi şüpheler oluşmuştur.
51/1984 sayılı Polis Örgütü Yasası’nın 3. maddesine göre Polis Örgütü Başbakanlığa bağlı bir şekilde kurulmuştur. Örgüt, bu görev ve yetkilerini Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığına bağlı olarak yerine getirir. Örgütün işleyişi, çalışması, yönetimi, gözetimi, disiplini ve denetimi Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı tarafından yürütülür. Güvenlik Kuvvetleri Komutanı, bu görev ve yetkileri bakımından Başbakana karşı sorumludur.
Yukarıdaki mevzuat doğrultusunda Başbakanlık da yapılan soruşturmanın etkin olup olmadığını denetleme konusunda sorumluluğu vardır ve bu sorumluluğunu yerine getirmesi gerekmektedir.
Söz konusu soruşturmanın yukarıdaki prensipler ışığında bağımsız ve tarafsız şekilde yapılması gerekir. Bunun da kamu denetimine açık olması önemlidir. Yine soruşturma süreci içinde sanık haklarının da aynı ölçüde korunması ve gözetilmesi gerekmektedir. Bu sürecin takipçisi olacağız.” denildi.
Yorumunuz