Göstere göstere müdahale edilen, alenen 'yoksulluk yardımları' dağıtılan 2020 Cumhurbaşkanlığı Seçimleri’nin ilk turunda yaşananlar, ikinci turunda olacakları öngörmemizi rahatlıkla sağlıyor: Provokasyonlar, seçim rüşvetleri, artırılacak baskı...
Seçimin kazananlarının kaybedenlerinin kimler olduklarını bilsek de kaybedenlerin ikinci bir turda nasıl bir tutum izleyeceğini bilmiyoruz.
Kilit noktadaki isimler ve olgular nelerdir diye bir liste yapacak olsak, ana noktalar şu şekilde sıralanabilir:
►Serdar Denktaş neden seçimlere girdi ve % 4 küsurluk oyun yüzde kaçı kendisine aittir? Eroğlu çiftinin ve eski Başbakan Özgürgün'ün Ersin Tatar'a karşı kendisini kısmen desteklediği doğru mudur?
►Seçim propagandası döneminde Serdar Denktaş babası Denktaş'ın Türkiye'den kovulduğunu hatırlatsaydı belki de % 10 oy alırdı. Serdar Denktaş süreçte neden babası Rauf Denktaş'a yapılan engellemeleri ve müdahaleleri hiç anmadı?
►Denktaş'ın partisinden çok kendisinin ve oğlunun kariyeri için birtakım vaatlerin temini karşılığında UBP adayına oylarını yönlendireceği doğru mudur?
►Halkın Partisi'ne ve Kudret Özersay'a rehin giden UBP oylarının eski adresine geri döndüğü düşünülürse, bazı pazarlıklarla ikinci turda HP'nin bir kısım oyunun UBP'ye gideceği yanlış mıdır?
►CTP Parti Meclisi çözüm yanlısı aday Akıncı'yı destekleme kararı mı alacak yoksa partiyi serbest mi bırakacak? Önceki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Akıncı’yı desteklemek üzere Parti Meclisi kararı alan parti bu sefer de Akıncı'yı destekleme kararı verebilecek mi?
►Türkiye iktidarı birden fazla kez CTP’yi ve adayı eski Cumhurbaşkanı Talat’ı açıkça destekledi. CTP yönetiminde Türkiye ile arası çok iyi olan siyasi figürler partinin 2. turda kesin bir tavır sergilemesini engelleyebilir mi?
►Birinci turda seçime gitmeyen birçok UBP'linin 30 oyum var, 50 oy toplarım hesabıyla kişisel ajandaları için Tatar'la görüşeceği kestirilebilir mi?
►Bu durumda 1. turda sandığa gitmeyenlerin 2. turda koşarak oy vermeye gideceği söylenebilir mi?
►Ersin Tatar’ın pandemide sağlık riskini ve ekonomiyi hiç iyi yönetemediği, propaganda döneminde şahsının ve Taçoy gibi bazı bakanlarının dini cemaatlere şirin görünmesi eleştirilerine rağmen siyasi hayatının en yüksek oyunu alması, ikinci turda oylarını daha da artıracağını göstermiyor mu?
►Tatar’ın oylarının bir bölümünün müdahalelerle Erhan Arıklı'nın partisi YDP’den geldiği doğru mu?
►Gerek Rum tarafından gerek ülke içinden büyük provokasyonlara ülke ne kadar hazır?
Bu sorular etrafında düşünüldüğünde, siyasetin kurtlarının ilkesellikten uzak tavırları nedeniyle seçimi ikinci turda Ersin Tatar'ın kazanma olasılığının Akıncı'nın kazanma ihtimalinden daha yüksek olduğu görülüyor.
►Bu yollara tevessül edilerek Ersin Tatar’a seçim kazandırılacaksa, Kıbrıs’ın kuzeyine dünya kamuoyunun bakışının temelden değişeceği, Kuzey Kıbrıs’ın yakın gelecekte Kıbrıs Rum yönetiminin baskılarıyla bazı yeni yaptırımlar altına alınacağı görülmüyor mu?
►Türkiye’nin yanı sıra Kıbrıs’ın kuzeyinde uygulanacak olası yaptırımların bu ülkede ne turizm ne üniversite ne bankacılık sektörü bırakacağı bilinmiyor mu?
►O halde, açık açık sergilenen müdahaleyle günün sonunda işletmelerin ve insanların ülkeyi terk etmesine mi hazırlanılıyor?
►Zaten bütün işaretler de asıl hesabın bu olduğunu göstermiyor mu? Kurumlar ele geçiriliyor. Kızılay yolsuzluk dosyalarımızı okuyanların hatırlayacağı gibi ülkenin kurumları, dernekleri tek tek Türkiye iktidarına yakın olan simaların yönetimine verilmiyor mu? Türkiye'nin bir devlet bankası hangi yasal dayanakla Kıbrıs'ta 'yoksulluk yardımı' yapıyor?
►Türkiye’nin ‘alt yönetimi’ olarak seçimlerine müdahale edilen Kuzey Kıbrıs’ta, ikinci turda Tatar’ın kazanması sonrasında, uluslararası yeni yaptırımların ülke ekonomisini tamamen batıracağı hesaba katılmıyor mu?
►Kurumları usulsüzlüklerle zapt edilen, işletmeleri batırılan bir ülkede kaç kişi kalır? İşletmelerin yüzde kaçı kara para listesine giren, turistin ve öğrencinin gelmediği, AB yardımlarının kesildiği, Yeşil Hat Tüzüğü'nün işlemez hale getirildiği bir Kuzey Kıbrıs’ta varlık gösterebilir?
►Milliyetçilerimizin günlük düşünme eğilimi geleceği öngörme yeteneklerini kısırlaştırmıştır. Varsa biri çıksın ve açıklasın yeni olası yaptırımlarla nasıl başa çıkacağımızı! KKTC’yi heyecanla ilan edenler ambargolar altında ezileceğimizi tahmin etmişler miydi? Muhtemelen, hayır. Bugün Türkiye’nin müdahalelerine ses çıkarmayan milliyetçilerimiz ertesi gün yaptırımlar ilan edildiğinde çocuklarını ve torunlarını dağa mı gönderecek Avrupa’ya mı?
►Şimdi seçime müdahaleler olduğunu söyleyen, zamanında kendilerine Türkiye destek verdiğinde susan bazı CTP’liler nereye kaçacak? Rum tarafında mı yaşamaya başlarlar en kötüsü?
'Dağ başını duman almış' gerçekten! Yurtta savaş, dünyada harp yürüyelim arkadaşlar! Ölüme koşar adım gitmek hiç bu kadar kolay olmamıştı...
Yorumunuz