Kıbrıs Türk Barolar Birliği eski başkanları Avukat V. Ünver Bedevi ve Avukat Hasan Sözmener’in inisiyatifi ile kaleme alınan ve geçmiş Yüksek Adliye Kurulu Temsilcileri, geçmiş Baro Konseyi Üyeleri ve geçmiş Mahalli Baro Başkanlarının da aralarında bulunduğu çok sayıda genç ve kıdemli avukat tarafından desteklenen bildiri çok tartışılacak.
‘Bildiri’ başlıklı, Kasım 2024 tarihli manifestoda, ‘Baro Başkanlığı veya görev noktaları şahsi itibar kapısı, güç noktası veya ego tatmin yeri değildir ve olmamalıdır. Davalara veya maddi kazanca etki için edinilecek mevki de olmamalıdır. Sıçrama tahtası da değildir. Eşe dosta menfaat sunma yeri de değildir. Bir meslek olmadığı gibi yapışıp kalınacak bir makam da olmamalıdır. Gönüllü görev, hizmet ve vicdani tatmin yeridir.’ denilerek, ismi verilmeden Kıbrıs Türk Barolar Birliği Başkanı Hasan Esendağlı ve yönetimi eleştirildi.
Bildiride şöyle denildi:
"►Hukuk Camiası uzun bir süredir ve özellikle takriben son bir yıldır Baro bağlantılı konularda çalkalanmaktadır.
Objektif Kriterler konusunda: ‘Konu, bazı kişilerce tasvip edilmeyen bir yeni Yargıç tayininden mi ibaretti? Yoksa kişisel hırslarla mı hareket edildi?’
►Son dönemin başlıca konularından biri Yargıç tayin ve terfilerinde Objektif Kriter eksikliği konusuydu. Halbuki öncesinde, takriben 6 yıl boyunca, Baro Yönetimi bu konuda talep/tepki koyması gerektiği halde sessiz kalmıştı. Fakat 2024 yılı içerisinde gerçekleşen tayin ve terfilerin hemen akabinde Objektif Kriterler konusu neden ansızın alevlenmişti? Konu, bazı kişilerce tasvip edilmeyen bir yeni Yargıç tayininden mi ibaretti? Yoksa kişisel hırslarla mı hareket edildi?
Tüzük konusunda: ‘Tüzük bariz bir şekilde hukuka ve Anayasaya aykırıdır, bu bilinerek yapılmıştır’
►Hemen akabinde malum ‘Tüzük’ konusu gündeme getirildi ve Olağanüstü Genel Kurul düzenlendi. ‘Tüzük’, Barolar Birliği Genel Kurulunca seçilen Adliye Kurulu Üyesinin iradesinin ve oyunun disiplin tehdidi ile Baro Konseyine bağlanması girişimi olup, bariz bir şekilde hukuka ve Anayasaya aykırıdır, bu bilinerek yapılmıştır ve konu Mahkemede olmasına rağmen uygulanmaya çalışılmaktadır. Aynı baskı, aynı yönetim tarafından, bir önceki üyeye neden uygulanmaya çalışılmamıştı? Yine tamamen kişisel güdülerle mi hareket edilmişti? Bu bağlamda, Üyenin sorumluluğu direk olarak kendini seçen Genel Kurul’a, Adliye Kurulu’na ve Meslektaşlara karşı olup, Konsey’e karşı değildir.
►Yakın geçmişte ‘Hakların Korunması İnisiyatifi’ adı altında düzenlenen eylemlerde Barolar Birliğinin üstelik ön sırada yer alması ve kimlerin hangi haklarını savunduğu konuları hem Meslektaşların hem de Toplumun geniş tepkisini ve eleştirisini aldı. Üstelik Yargı bacağının önemli unsuru, tüm Avukatların Meslek Örgütü olan Baro siyasete ve çıkar ilişkilerine batırıldı. Farklı siyasi görüşlere sahip hukukçulardan oluşan Baro hangi yetki veya hangi karar ile bu rolü üstlenmişti?
►Hukuğu ve Toplumu derinden ilgilendiren Yenidoğan Faciası ve Meclis’teki çift mühür ve devam eden kaos ile ilgili de Baro’dan tek kelime açıklama ısrarla gelmemektedir. Çok daha önemsiz birçok konuda açıklamalar yapmaya her zaman hevesli olan baro yönetimi bu konularda neden bir açıklama dahi yapmaktan ısrarla kaçınmaktadır?
'Baro Başkanlığı veya görev noktaları şahsi itibar kapısı, güç noktası veya ego tatmin yeri değildir ve olmamalıdır'
►Genel olarak Baroların öncelikli ve ağırlıklı görevleri, mesleki sorunların ve Yargıdaki sorunların giderilmesi için samimi uğraş ve gerçek icraattır. Baro Başkanlığı veya görev noktaları şahsi itibar kapısı, güç noktası veya ego tatmin yeri değildir ve olmamalıdır. Davalara veya maddi kazanca etki için edinilecek mevki de olmamalıdır. Sıçrama tahtası da değildir. Eşe dosta menfaat sunma yeri de değildir. Bir meslek olmadığı gibi yapışıp kalınacak bir makam da olmamalıdır. Gönüllü görev, hizmet ve vicdani tatmin yeridir.
►Fiiliyata bakıldığında, durum içler acısıdır ve bu giderek daha da görünür ve eleştirilir hale gelmiştir. Mesleki sorunlar durmakta ve büyümekte olduğu halde Meslek Örgütünün gündemine gelememektedir. Mahkeme ile sağlıklı iletişim kalmamıştır. Baro açıklamaları ve yayınları icraat teşkil etmeyip sadece algı ve reklam amaçlı yapılıyor haldedir.
'Bazı meslektaşlar ve ağırlıklı olarak bazı gençler planlı bir şekilde yandaş edinilmekte, edinilmeye çalışılmakta, manipüle edilmekte ve alet edilmektedir'
►Baro neredeyse ülke yönetimine talip siyasal bir yapı imiş gibi hareket edilmeye çalışılmaktadır. Bazı meslektaşlar ve ağırlıklı olarak bazı gençler planlı bir şekilde yandaş edinilmekte, edinilmeye çalışılmakta, manipüle edilmekte ve alet edilmektedir. Özellikle gençlere yönelik mesleki eğitim yerine maddi manevi menfaatlerle oy toplanır hale gelinmiştir. Meslekteki korkunç sayılar ve kalite ile ilgili hiçbir etkili girişim veya çalışma yapılmamaktadır. Baro asli görevlerini yerine getirememektedir.
►Buna mukabil, sadece belli bir kesimin katıldığı ve özellikle gençlerin dahil edilmeye çalışıldığı eğlenceler had safhadadır. Bunların maddi kaynağı Avukatların ödediği aidatlardır. Ayrıca Baronun kime ne zaman ne maksatla ve kuruşuna kadar ne miktarda ödeme yaptığı belirsiz olup detaylı açıklanması şarttır.
►Camia ciddi şekilde bölünmüştür ve Baro, Avukatların büyük çoğunluğunu temsil etmiyor durumdadır. Hukuk Camiası’nda birlik ve beraberliğe, istişareye, dürüstlüğe ve iyiniyete ihtiyaç vardır. Ne Baro ne de Yargı Camiası kimsenin malı değildir ve şahsi hırslardan, çıkarlardan ve kavgalardan arındırılmalıdır."
Yorumunuz