Fileleftheros gazetesi köşe yazarlarından Aristos Mihailidis, Kıbrıs sorununa ilişkin kaleme aldığı bugünkü yazısında, çözüm çağrısı yapan Kıbrıslı Türklerin ne kadar samimi olduğunu sorguladı.
Mihailidis, “Tamam, onlar da çözüm istiyor ama ganimetler ne olacak?” başlıklı yazısında, Kıbrıs sorununun çözümünün önündeki en büyük engelin ‘işgal’den elde edilen “ganimetler” ve Türkiye’nin garantörlüğü olduğu iddiasını savundu.
KTOEÖS’ün çözüm çağrısına atıfta bulundu
Mihailidis, Kıbrıs Türk Ortaöğretim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) Başkanı Selma Eylem’in yayımladığı yazılı açıklamaya atıfta bulundu. Açıklamada sendikanın, çözüme, barışa ve birleşik, federal bir Kıbrıs’a destek verdiği; her iki taraftaki federasyonu dışlamayı amaçlayan bölücü söylem ve politikalara karşı çıktığı vurgulandı.
Eylem ayrıca, “Türkiye Cumhuriyeti’nin sistematik asimilasyon ve entegrasyon politikaları ile Kıbrıslı Türklerin iradesinin yok sayıldığını” ifade ederek nüfusun taşınması, vatandaşlık dağıtımı ve müdahalelerle yaratılan tabloya karşı mücadele ettiklerini belirtti. Yolsuzluk, rüşvet, mafyatik ilişkiler, insan ticareti ve kara para aklama ile ülkedeki statükodan beslenen siyasi ve ekonomik güçlere karşı olduklarını da kaydetti.
“Güzel söylüyorlar ama yarısını söylüyorlar”
Mihailidis, bu açıklamaları olumlu bulduğunu ancak eksik gördüğünü ifade etti ve "Siz de okuyun ve bana söyleyin: Eğer öyleyse, biz Rumlar (Kıbrıslı Rumlar) bu insanlarla ne konuda anlaşamıyoruz da kucaklaşıp ortak vatanımızda birlikte refah içinde yaşayamıyoruz? Ne kadar güzel, ne kadar mantıklı söylüyorlar! Ama sanırım yarısını, genel olanı söylüyorlar. İş “ayrıntıya” geldiğinde mantık orada bitiyor." diye yazdı.
"Herkes bu yağmadan pay sahibi ve suç ortağı; kaybetmekten korkuyorlar”
Köşe yazısında, aynı gün Başbakan Ünal Üstel’in yaptığı açıklamalara da değinildi. Üstel, Türkiye’nin garantörlüğünden vazgeçilmeyeceğini ve federasyon faslının kapandığını söylemişti.
Mihailidis, “Onlar, bu liderleri seçiyor çünkü herkes bu yağmadan pay sahibi ve suç ortağı; kaybetmekten korkuyorlar.” iddiasında bulundu.
Erhürman örneği ve garantörlük şartı
Yazar, uzlaşmacı olarak görülen liderlerin bile önceliğinin “ganimetler ve Türkiye’nin garantilerini güvence altına almak” olduğunu öne sürdü. Örnek olarak Tufan Erhürman’ı gösterdi ve çözümden yana mesajlar verse bile, Erhürman'ın Türk garantilerinden ve ‘işgal’den elde edilen çıkarların korunması şartını öne çıkardığını vurguladı.
“Çalıntı mal çalıntıdır, meşrulaşmaz”
Mihailidis, “Kaç yıl geçerse geçsin, çalıntı mal çalıntıdır, meşrulaşmaz” ifadesini kullandı. Kıbrıslı Türklerin nüfusun %18’ini oluştururken birdenbire adanın yarısını elde ettiğini ileri sürdü.
Şu ifadeleri kullandı: “Toplam nüfusun yalnızca yüzde 18’iyle bir anda adanın yarısını ele geçirdiler. Üstelik en zengin, en verimli yarısını; evlerle, otellerle, fabrikalarla, arabalarla, makinelerle, okullarla, bahçelerle, plajlarla dolu kısmını… Hepsi onların keyfini sürmesi için hazırdı. Yani, başkalarının bütün bunları yaratmak için verdiği emek ve fedakârlıkların meyvesini tatmaları için hepsi hazırdı.”
Kıbrıslı Türkler esasen Rumların saldırısından değil, kazandıkları serveti kaybetmekten korkuyor
Yazara göre, Kıbrıslı Türkler esasen Rumların saldırısından değil, ‘işgal’den kazandıkları serveti kaybetmekten korkuyor: “Yarım asır geçti ve hâlâ içlerinde, tüm bunları birden kaybedecekleri endişesi var. Çünkü birden kazandılar. Bu yüzden Türkiye’yi, sahip oldukları çalıntı zenginliği koruması için sonsuza kadar burada istiyorlar." iddiasını dile getirdi.
“Güvensizlik yağmadan kaynaklı”
Mihailidis, Üstel’in “Türkiyesiz bir çözüm, Kıbrıslı Türkler için güvensizlikten, belirsizlikten ve Rumların insafına bırakılmaktan başka bir şey değildir” sözlerini de yorumladı. Yazarın iddialarına göre, Kıbrıslı Türklerin yaşadığı güvensizlik, Rumların şiddetinden değil, ‘işgal’den elde edilen kazançları kaybetme korkusundan kaynaklanıyor.
Devamı gelecek
Mihailidis, yazısını “Yarın ilgilenenler için daha fazlasını konuşacağız” sözleriyle bitirdi ve tartışmayı sürdüreceğinin sinyalini verdi.
Kaynak: Fileleftheros
Yorumunuz