Toplumcu Demokrasi Partisi (TDP) Genel Başkanı Zeki Çeler’in ‘Özel Sektör Yine Üvey Evlat!’ başlıklı sosyal medya paylaşımına Münür Rahvancıoğlu tepki gösterdi.

Rahvancıoğlu aynı zamda Bağımsızlık Yolu partisinin kurucusu ve Mali Sekreteri.

Rahvancıoğlu kişisel bloğunda yayımladığı yazısında, Çeler’in Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olduğu dönemdeki özel sektör çalışanlarına yönelik söylemelerini hatırlatarak “demagoji” yaptığını kaydetti. 

Çeler’e “demagog” göndermesi yapan Rahvancıoğlu, “Zeki Çeler’in geçtiğimiz gün Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olduğu 1 Mayıs 2018-19 için kurduğu ‘söke söke alıp verdik 1 Mayıs’ta özel sektör emekçisine tatilini’ cümlesi, tam da bu kavrama denk düşmektedir!” ifadelerini kullandı.

“Zeki Çeler geri adım attı”

Münür Rahvancıoğlu, Zeki Çeler’in 26 Nisan 2018 tarihinde bir gönderi paylaşarak, ‘1 Mayıs’ta herkes tatil olsun. Emekçiler gününü tüm emekçiler kutlayabilsin diye görüşmeler başlattık. Birlikte hareket edersek herkes 1 Mayıs’ta off olacak’ diye yazdığını, ancak bu gönderiye ‘işyerlerimizi kapatmak için bizi zorlayamazsınız’ tepkisi gelince, Zeki Çeler geri adım attığını ve ‘zorunluluk yok, çalıştıranlar 1’e 2 ödeme yapacak’ diye yanıt verdiğini belirtti.

Rahvancıoğlu, “30 Nisan 2018’deki açıklamasında ise, ‘süpermarketlerle yaptığımız istişare çerçevesinde bu yıl ilk kez emekçilerimiz saat 11’e kadar çalışacak, daha sonra süpermarketlerimiz kapanacak ve çalışanlar tatil yapacak’ diyen Çeler, ‘lütfen siz de yarın saat 11.00’den sonra açık olan işletmelere gitmeyin’ ifadelerini kullandı, ‘Herkes tatil olsun’ ve ‘herkes off olacak’tan, sadece süpermarketler hakkında, onların da 11:00’a kadar açık olacağını itiraf ederek ve bazılarının da hiç kapatmayacağını bilerek konuşmaya geçmek için sadece dört gün yetmişti!” diye yazdı.

Aynı gün Lemar Süpermarket’in müşterilerine SMS göndererek, UKÜ, DAÜ ve ODTÜ mağazalarının gün boyu açık olduğunu duyurduğunu hatırlatan Rahvancıoğlu, “Üstelik Lemar, Zeki Çeler’in ricasına olumlu yanıt verdiği gerekçesi ile ismiyle teşekkür ettiği marketler arasındaydı!” ifadelerini kullandı.

“Birçok iş yeri açıkken Zeki Çeler o saatlerde Halil Falyalı’nın otelinden fotoğraflara poz veriyordu"

Bağımsızlık Yolu Mali Sekreteri Münür Rahvancıoğlu, 1 Mayıs 2018 tarihinde başta inşaatlar olmak üzere birçok iş yerinin açık olduğunu, o gün Mağusa’da bir paket servis emekçisinin de görev başında iş kazası geçirdiğini, tüm bunlar olurken de Zeki Çeler’in o saatlerde Halil Falyalı’nın otelinden fotoğraflara poz verdiğini kaydetti.

Rahvancıoğlu, “2 Mayıs 2018’de Zeki Çeler yeni bir açıklama yaparak, ‘1 Mayıs’ta çalıştırılan personel 1’e 2 ödenmeli’ dedi. ‘Herkes tatil olacak’tan, ‘1’e 2 ödenmeli’ye geçiş için altı gün yetmişti!” ifadelerini kullandı.

“Mayıs ayı bitip de tatil masalı gibi, ‘1’e 2 ödeme’ masalı da fos çıkınca; Zeki Çeler konuyu yine değiştirdi” diyen Münür Rahvancıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

“22 Haziran 2018’de sosyal medya hesabından yeni bir açıklama yaparak bu kez de dikkatleri Sosyal Sigorta yatırımlarına çekti! Çeler üstünde incelikle çalışılmış mizansen bir fotoğraf paylaşarak ‘1 Mayıs’ta açık olan işyerlerinin, yatırımlarını ek yapıp yapmadığını bizzat incelediğini’ ve yasaya uymayan işyerlerine uyarı yazısı ve bir Asgari Ücret ceza uygulanacağını duyurdu! Böyle bir uyarı veya ceza hiçbir zaman yazılmadı!”

Bağımsızlık Yolu’nun 10 Ekim 2018’de Sosyal Sigortalar Dairesi önünde “1 Mayıs Ek Mesaileri Ne Oldu?” yazılı pankart açarak yaptığı eylemi de hatırlatan Rahvancıoğlu, Daire’nin 1976’dan beridir hiçbir patrona ne ceza yazdığını ne de uyarı verdiğinin ifşa edildiğini Çeler’in ise eylem karşısında sessiz kaldığını kaydetti.

“Patronlar Zeki Çeler’i kayıt dışı işçi çalıştırmayacak kadar bile ciddiye almadı!”

Rahvancıoğlu, “1 Mayıs 2019’da Zeki Çeler artık başka bir dil konuşuyor ve ‘yasakçı zihniyetle değil, emekçiye, çalışanına, işçisine ve aslında kendine ve ülkesine olan saygısından dolayı iş yerlerinin kapalı olması arzusunda olduklarını’ söylüyordu! Ama 1 Mayıs’ta denetimi yapılan 157 işyerinde 743 çalışanın iş başında olduğu ve bu çalışanların 30’unun kayıt dışı çalıştırıldığı ortaya çıktı! 

Kısacası patronlar bırakın tatil vermeyi, 1’e 2 ödemeyi veya ek mesailerin yatırımını yapmayı; Zeki Çeler’i kayıt dışı işçi çalıştırmayacak kadar bile ciddiye almadı!” ifadelerini kullandı.

Rahvancıoğlu yazısına şöyle devam etti:

“Tüm bu olgular ışığında Zeki Çeler’in geçen gün sarf ettiği ‘söke söke alıp verdik 1 Mayıs’da özel sektör emekçisine tatilini’ cümlesini bir kez daha hatırlayalım ve anlamaya çalışalım!

1 Mayıs’ta tüm emekçiler tatil mi yapmıştır? -Hayır!
1 Mayıs’ta tüm market emekçileri tatil mi yapmıştır? -Hayır!
1 Mayıs’ta tatil yaptığı söylenen market emekçileri, tam gün mü tatil yapmıştır? -Hayır!
1 Mayıs’ta çalışan emekçiler 1’e 2 mi ödenmiştir? -Hayır!
1 Mayıs için 1’e 2 ödeme yapmayan patronlara ceza mı yazılmıştır? -Hayır!
1 Mayıs’ta çalışan emekçilerin ek mesaileri mi yatmıştır? -Hayır!
1 Mayıs için ek mesai yatırmayan patronlara ceza mı yazılmıştır? -Hayır! 

Peki Zeki Çeler’in “söke söke aldığı” nedir? -Koskoca bir HİÇ! Bırakın sökerek almayı, rica ile, minnet ile bile hiçbir şey alamamış, 1 Mayıs günü gerçekleşen iş kazası ve kayıt dışı işçi çalıştırma olayları da yanına kalmıştır!”

Münür Rahvancıoğlu, Zeki Çeler’in ‘yıllardır itilip kakılmış, rejim partileri tarafından görmezden gelinmiş özel sektör emekçilerine’ dair; güzel sözler söylemekte, duygusal cümleler kurmakta uzmanlaştığını ileri sürerek; “bunca yıl hakları gasp edilen emekçiler, en azından kendileri hakkında güzel bir şeyler söyleyen birisinin varlığından memnun olmakta, umuda kapılmakta ve beklentiye girmektedirler. Yıllar geçtikçe unutulan hakikat de yerini “söke söke alıp verdik 1 Mayıs’da özel sektör emekçisine tatilini” yalanına bırakmaktadır!” diye tepkisini gösterdi.

“Bir demagogun mücadeleye verdiği en büyük zarar, işçi sınıfını duygulardan ibaret bir taraftarlar topluluğuna dönüştürmesidir!”

Münür Rahvancıoğlu, yazısını şu cümlelerle tamamladı:

“Özel sektör emekçilerinin resmî tatillerde çalışmayıp tatil yapmaları en doğal haklarıdır. Çalışılması zaruri iş yerlerinde ve çalışmayı tercih edecek işçilerin ek mesai ödemeleriyle yatırımları da eksiksiz yapılmalıdır. Ancak bu sadece ve sadece sendikal bir örgütlülük sağlanarak mümkün olabilir. Hiçbir yasa, hiçbir bakan, hiçbir hükümet onlara bu hakkı bahşedemez! Bu yasal olarak da pratik olarak da mümkün değildir! Aksini söylemek, işçilerin duyguları ile oynayarak onlara yalan söylemektir! Ve bir demagogun mücadeleye verdiği en büyük zarar, söylediği yalanlar değil; örgütlenip hakkını almak için akla ve hakikate ihtiyaç duyan işçi sınıfını duygulardan ibaret bir taraftarlar topluluğuna dönüştürmesidir!”