Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS) ve Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) bugün Anayasa Mahkemesi’nde okullarda kız çocuklarının başörtüsü takmasına izin veren Disiplin Tüzüğü değişikliğine karşı dava açtı. İki sendika ayrıca tüzüğün yürütmesinin durdurulması için Mahkeme’ye Ara Emri başvurusunda bulundu.
Mahkeme önünde konuşan KTOEÖS Selma Eylem şu açıklamayı yaptı:
Selma Eylem: "Laik eğitim, laik toplum yapımıza karşı atılan bu adıma bir kez daha geçit yok diyoruz"
"Ortaokul ve liselerimizde disiplin tüzüğü ilgili bugün Anayasa Mahkemesi’ne dava dosyalamak için bugün buradayız. İki öğretmen sendikasıyla beraber örgütlerimiz ve siyasi partilerimiz, sendikalarımız da bizimledir. Bu konuda Anayasa’ya ve yasalara aykırı olacak şekilde yapılan bu tüzüğe karşı hukuki mücadeleyi ortaya koymak için buradayız. İki sendika ve diğer sendikalar ve örgütler ve siyasi partilerle birlikte, tüm toplumumuzla birlikte laik eğitim, laik toplum yapımıza karşı atılan bu adıma bir kez daha geçit yok diyoruz. Hukuki ve eylemsel boyutta her türlü mücadeleye devam edeceğimizi bir kez daha buradan sizlerle paylaşmak isterim. Ayrıca bu hafta biliyorsunuz ki mücadele ateşi bölgelerde de yanmaya devam edecek. Bu akşam Girne'de olacağız. Çarşamba Mağusa’da, perşembe Güzelyurt'ta diğer iki gün Lefkoşa'da olacağız. Bir de yarın İskele Bekirpaşa Lisesi'nde mücadele veren öğretmenlerimize destek olmak amacıyla örgüt temsilcilerimizle beraber sabah 10’da Bekirpaşa Lisesi'nde olacağız. Katılmak isteyen basın emekçilerimizi bekleriz. Saat 8:30’da Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası'ndan minibüs hareket edecek okula arzu eden basın emekçilerimizi bekliyoruz.” dedi.
Burak Maviş: “Kıbrıs Türk toplumunda kadınlar özgürdür. İster kapanır ister açılır. Fakat çocuklar kapanmaz”
KTÖS Genel Sekreteri Burak Maviş basına yaptığı açıklamada, toplumsal bir mutabakat çerçevesinde Anayasa Mahkemesi’ne geldiklerini ve davaya iyi hazırlandıklarını ifade etti. Birçok emekli veya aktif hukukçunun davaya hazırlık noktasında kendilerine katkı koyduğunu belirtti.
“Kıbrıs Türk toplumunda kadınlar özgürdür; İster kapanır ister açılır. Fakat çocuklar kapanmaz. Bugün burada olma nedenlerimizden biri, kız çocuklarını kapatıp hegemonyasını almak isteyen erkek zihniyetine karşı duruşumuzdur.” dedi.
Maviş, "Laik bir cumhuriyette Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı bir toplumda kadının kızların kılık kıyafet özgürlüğünü erkek politikacıların belirlemesine de müsaade etmeyeceğiz." ifadelerini kullandı.
KTÖS Genel Sekreteri, “Tatar’ın, Arıklı’nın bu topluma söyleyecek hiçbir şeyi yoktur. Bu yüzden Sabah gazetesinden bir tetikçi gazeteciye iki tane makale yazdırmakla gündemi değiştireceğini sanıyor. Bizi bizim gazetecilerimize değil, Türkiye gazetecilerine şikâyet ediyor. Artık bu toplumdan beklentileri yok. AKP ve havuz medyasının kendilerini kurtarmasını istiyor. Ne diyor? ‘Sendikaların izlediği siyaset, anavatanın izlediği siyasete aykırıdır. Bu yüzden bunlar Türkiye düşmanıdır. Bunlar Rumcudur.’ Bizim gibi insanlara da güneyde ‘Türk dostu’ derler. Bundan gocunmayız. Bilsinler ki gündemi değiştirme çabaları da nafiledir." dedi.
Maviş, konuşmasının devamında gazeteci Ayşemden Akın’ın tehditler aldığını belirtti ve Akın’ın yalnız olmadığını, bu mücadelede kendisine her türlü desteği vereceklerini vurguladı.
“Kıbrıs Rum toplumu daha muhafazakârdır, dinine bağlı ve dinle devlet işlerini karıştıran bir toplumdur diyeceklerine papazı gündem yapıp ülkedeki siyaseti değiştirmeye çalışacaklarını zannediyorlar. Yanılıyorlar”
Maviş konuşmasına şöyle devam etti:
"Bununla birlikte tabii ki Türkiye'de AKP militanlarından yediğimiz hakaretleri, danışmanlarından duyduğumuz sövmeleri kurtarma noktasında ip atacak biri bulundu. Suçlu papaz. Elli bir yıl var aynı şeyi söyleyen papaz doğru kelimeyi kullandı mı, doğru çevrildi mi diye tartışacağınıza niyetini sorgulayın. Rum Ortodoks Kilisesi neler yaptığını bugüne kadar biliyoruz. İnkâr edecek değiliz. Niyetini de biliyoruz ama AKP yetkililerinin söylemlerini gizlemek adına Erhan Arıklı, Tatar papazın peşine düşecekse çok daha düşecek. Çok daha övünmesi gereken tek bir şey vardır. Kıbrıs Türk toplumu laiktir, sekülerdir. Eğitimle din işleri, devletle din işleri ayrı bir toplumdur. Bundan gurur duyuyoruz. Kıbrıs Rum toplumu daha muhafazakârdır, dinine bağlı ve dinle devlet işlerini karıştıran bir toplumdur diyeceklerine papazı gündem yapıp ülkedeki siyaseti değiştirmeye çalışacaklarını zannediyorlar. Yanılıyorlar.
“Sanayi Odası, Ticaret Odası, Müteahhitler Birliği, Esnaf ve Zanaatkarlar Odası, narenciyeciler, turizmciler, çiftçiler tarafınızı seçin. Hayvancılar tarafını seçti, halkın yanına geldi. Siz de artık yönetim kurullarınızda kararınızı verin, halkın yanına gelin. Tarafsız kalamazsınız”
Terazi artık ağır basıyor. Toplum bir tarafta, hükümet bir tarafta. Geçen hafta içi görüştük. Sanayi Odası, Ticaret Odası, Müteahhitler Birliği, Esnaf ve Zanaatkarlar Odası, narenciyeciler, turizmciler, çiftçiler tarafınızı seçin. Hayvancılar tarafını seçti, halkın yanına geldi. Siz de artık yönetim kurullarınızda kararınızı verin, halkın yanına gelin. Tarafsız kalamazsınız. Hükümetten yana da olamazsınız. Vatandaşın yanına geleceksiniz.
Birgün gazetesinin tarikatın tacize uğrattığı çocuklar haberini gösterdi: “Bugün çocuklarını yönlendirip, manipüle edip siyasal İslam çerçevesinde ekonomik ve politik güç elde edenler yarın kız çocuklarıyla erkek çocukları yan yana oturmasın diyecek”
Elimde Birgün gazetesi var. İşte eğitim bakanının yenik düştüğü tarikatlar. Türkiye'nin geldiği hal. Yurtlarda, evlerde çocuklar tutuluyor, ailelerinden koparılıyor. Ve tacize uğruyorlar. İstismara uğruyorlar. Yangın çıkıyor, ölüyorlar. Bu daha dün oldu. Beş tane çocuk cinsel istismara uğradı. Bu mu Nazım Çavuşoğlu'nun gelecekteki Kıbrıs Türk toplumuna yakıştırdığı? Bugün çocuklarını yönlendirip, manipüle edip siyasal İslam çerçevesinde ekonomik ve politik güç elde edenler yarın kız çocuklarıyla erkek çocukları yan yana oturmasın diyecek. Ayrı sınıfa girmesin. Aynı okula girmesin. Dini referans alanlar kız çocuklarını evlendirmek isteyenler, haddini aşanlar dört tane kadınla evlenmek isteyecek. Türkiye'nin geldiği durum budur.
“Kıbrıs Türk toplumu ne İngiliz döneminde ne de gettolara kapatıldığı 63, 74 döneminde varlığını, kimliğini unutmadı. Din algısını unutmadı. Nazım Çavuşoğlu kendine gel!”
Fotoğrafın bütününe bakacağız. Küçük işlerle uğraşmayacağız. Kıbrıs Türk toplumu ne İngiliz döneminde ne de gettolara kapatıldığı 63, 74 döneminde varlığını, kimliğini unutmadı. Din algısını unutmadı. Nazım Çavuşoğlu kendine gel! Türkiye'de ne varsa burada da aynısı olmayacak. Kendine gel!
“Sizin yakanızda Atatürk rozeti var ama beyninizde şeriat var”
Son olarak 1959’dan beri 23 Nisan'ı kutlayan bir toplumumuz. 23 Nisan günü okullar eylem yerine dönecek. Politikacılar yüzünüz yoktur. Bu etkinliklere, bu törenlere katılmayın. Sizin yakanızda Atatürk rozeti var ama beyninizde şeriat var. Okullarımıza katılmayın. Okullar eylem yeri olacaktır. Okullarımız bu yıl ‘laik eğitim, özgür gelecek’ sloganıyla 23 Nisan'ı kutlayacaktır ve gecesi Mağusa'da buluşacağız. Anıt'ta buluşacağız. Birlikte iki öğretmen sendikası orada Atatürk'e saygı ve bağlılık yemin olarak bir tane çelenk koyacağız ve Namık Kemal Meydanı'na yürüyeceğiz. Orada bir kez daha haykıracağız: Kıbrıs Türk toplumu laiktir, laik kalacak!”
Avukat Öncel Polili: “Birinci davayı açtığımızda hemen tüzüğü geri çektiler ve yaptıkları hukuki hataları düzeltmeye çalıştılar. Ancak gene beceremediler. Beceremeyecekler de çünkü Anayasa buna izin vermez”
Sendikaların avukatı Öncel Polili yaptığı kısa açıklamada, “Disiplin Tüzüğüyle ilgili olarak bugün açacağımız dava, ikinci davadır. Birinci davayı açtığımızda hemen tüzüğü geri çektiler ve yaptıkları hukuki hataları düzeltmeye çalıştılar. Ancak gene beceremediler. Beceremeyecekler de çünkü Anayasa buna izin vermez. Bugün tekrardan yeni yapılan tüzüğe karşı yeni davamızı dosyalıyoruz. Aynı zamanda bir de bu tüzüğün yürütmesinin durdurulması için Ara Emri talebinde bulunuyoruz. Ara Emri talebiyle Mahkeme günlenecektir. Savcılığın muhtemelen Ara Emri’ne bir itiraz yapmasından sonra duruşması yapılacaktır.” dedi.
Selma Eylem: “Hükümetle görüşmedik (…) Yaptığım şikâyetler sonrası şahsıma gelen tehditlerde azalma var”
Bir muhabirin sorusuna cevaben KTOEÖS Başkanı Selma Eylem, "Hükümetle görüşmedik. Öyle bir durum söz konusu değil. Yaptığım şikâyetler sonrası şahsıma gelen tehditlerde azalma var. Ancak bu konuda herhangi bir bilgim yok. Polisin yaptığı herhangi bir şeyle ilgili bir bilgimiz yok. Bu konuda bize herhangi bir bilgi verilmedi. Dolayısıyla dediğim gibi şu anda herhangi bir şey yok. Ancak gördüğünüz gibi havuz medyası tarafından hâlâ daha linç kampanyası sürdürülmektedir. Biz tabii ki bu gözdağı, bu korkutma, bu linç kampanyası nedendir biliyoruz. Ama mücadeleye devam edeceğiz, susmayacağız. Tekrar ediyorum. Ve mücadeleye hep birlikte devam edeceğiz.” dedi.
Girne'de 'eylem ateşi' yakıldı
Sendikalar, destekleyen örgütlerle siyasal partiler bu akşam Girne'de 'eylem ateşi'ni yaktı.
Yorumunuz