Dünya

Aşırı sağdaki Marine Le Pen'e ceza veren yargıçlar tehdit ediliyor

Yolsuzluk davasında kararları veren yargıçların tehdit edildiği gerekçesi ile yargının bağımsızlığını savunmak üzere Fransa'da imza kampanyası başlatıldı.

Fransa'da Mahkeme'nin aşırı sağcı siyasetçi Marine Le Pen ve partisi Ulusal Cephe'nin 23 üyesinin, Avrupa Parlamentosu'ndaki milletvekillerinin yardımcıları için ayrılmış AB fonundan 4,4 milyon euroyu yasa dışı olarak parti çalışanlarının maaşlarını ödemek için kullandıklarına karar vermesine yönelik tartışmalar sürüyor.

Yargıçlar, Le Pen ve diğer parti üyelerinin parayı parlamentoda çalışmayan parti çalışanlarına ödeme yapmak için kullandığını belirterek, Le Pen'i Avrupa Birliği fonlarını kötüye kullanmaktan suçlu buldu ve siyasetçiyi bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerine katılmaktan menetti.

Pazartesi günkü karar, Le Pen'e 4 sene hapis cezası, 100.000 euro para cezası verilmesinin yanı sıra siyasetçinin önümüzdeki beş yıl boyunca kamu görevi yapmasını engelliyor. Kararda Le Pen'in hapis cezasının yarısının askıya alındığı ve kalan iki yılı elektronik bileklik veya hapis cezasına alternatif başka bir yöntem kullanarak çekebileceği belirtildi.

Karar sonrası açıklama yapan Le Pen siyasetten emekli olmayı düşünmediğini bildirdi

Marine Le Pen karar sonrası TF1 televizyon kanalına yaptığı açıklamada, temyize gideceklerini ve partisinin milletvekili olarak siyasi hayattan emekli olmayı düşünmediğini duyurdu.

Le Pen'in daha önce kamu fonlarını kötüye kullanmaktan hüküm giyen politikacılara "ömür boyu görevden alınma" çağrısı yaptığı ortaya çıktı

Le Pen'in Ulusal Meclis'teki muhalifleri, Le Pen'in 2013 yılında kamu fonlarını kötüye kullanmaktan hüküm giyen politikacılara "ömür boyu görevden alınma" çağrısı yaptığını hatırlattı.

Yeşil Partili milletvekili Cyrielle Chatelain, "Yasa herkes için aynıdır" dedi.

Marine Le Pen'in mahkûmiyetinin ardından partisi Ulusal Cephe'nin Genel Başkanı Jordan Bardella "halk ve barışçıl seferberlik" çağrısıyla bir imza kampanyası başlattı. Sosyalist Parti ise Ulusal Cephe'nin dilekçesi ve imza kampanyasına karşı kendi imza kampanyasını başlattı.

Sosyalist Parti davaya bakan yargıçların tehdit edildiği gerekçesi ile yargının bağımsızlığını savunmak üzere imza kampanyası başlattı

Sosyalist Parti, "Hukukun üstünlüğü ve kuvvetler ayrılığı konusundaki endişe verici zorluklar karşısında, yargının bağımsızlığını savunmak ve desteklemek için vatandaş seferberliği çağrısında bulunuyoruz" diyerek, davada kararı veren hakimlere yönelik "tehditleri" kınadı.

"Marine Le Pen susturulmadı. Parlamento üyesi olmaya devam edecek"

Sosyalist Parti'nin birinci sekreteri Olivier Faure, X'te yayınladığı mesajında, "Hiç kimse kanunun üstünde değildir. Hatta şimdiye kadar kamu fonlarını zimmete geçiren seçilmiş görevlilerin ömür boyu kamu görevinden menedilmesini savunan Marine Le Pen bile. Marine Le Pen susturulmadı. Parlamento üyesi olmaya devam edecek." dedi.

"Ulusal Cephe'nin başlattığı dilekçe demokrasimizin temellerine saldırıyor ve iki kademeli bir adalet sistemini savunuyor" diye ekledi ve bu saldırıya karşı "adaletin ve hukukun üstünlüğünün" savunulması çağrısında bulundu.

Paris Temyiz Mahkemesi Birinci Başkanı Jacques Boulard, pazartesi akşamı yaptığı açıklamada, Mahkeme kararını veren yargıçlara yönelik "tehditler" olduğunu bildirmişti.

Diğer sol partilerin aksine Boyun Eğmeyen Fransa lideri Jean-Luc Mélenchon, 31 Mart Pazartesi günü yaptığı açıklamada, "Seçilmiş bir yetkiliyi görevden alma kararı halkın kararı olmalıdır" dedi ve Le Pen'in ve Ulusal Cephe'nin yanında yer aldı.

Yolsuzluk sistemini kuran babasıydı, Marine Le Pen aynı sistemi kullanmaya devam etti

Davayla ilgili kararda, Le Pen'in, yolsuzluk sistemini kuran babası Jean-Marie Le Pen'in izinden giderek, yasa dışı ödemeleri kolaylaştıran bu sistemin örgütlenmesinde merkezi bir rol oynadığını kaydetti.

Yargıçlar, ödeme sisteminin Le Pen'in yakın çevresindeki üyelere önemli miktarda maaş dağıtmasına izin verdiğini, ancak Le Pen'in kendisini zenginleştirmediğini ve esasen Ulusal Cephe'nin mali açıdan zorlandığı bir zamanda partisini desteklemek için kullandığını söyledi.

Davada Le  Pen'in yanı sıra 23 kişi ve partinin kendisi mahkûm edildi. Sadece bir kişi beraat etti.

Le Pen, 2004-2017 yılları arasında Avrupa milletvekili olarak görev yaptığı dönemde, aralarında babasının koruması Thierry Légier ve eski baldızı ve özel kalem müdürü Catherine Griset'in de bulunduğu kişileri parlamento asistanı olarak işe aldı.

Pazartesi günü Légier ve Griset'e 12 ay ertelenmiş hapis cezası ve iki yıl aday olma yasağı verildi.

Hakimler, Ulusal Cephe Başkan Yardımcısı ve Le Pen'in eski erkek arkadaşı Louis Aliot'u 18 ay hapse mahkûm etti ve üç yıl boyunca göreve gelmesini yasakladı. Cezasının üçte ikisi ertelendi ve kalan altı ayı elektronik bileklik kullanarak çekebilecek.

Partinin eski mali işler sorumlusu Wallerand de Saint-Just'a üç yıl hapis cezası verildi, cezanın bir kısmı ertelendi ve üç yıl boyunca aday olma yasağı getirildi.

Kararın açıklanmasının ardından de Saint-Just, "Direneceğiz" dedi.

Ulusal Cephe, Fransa Ulusal Meclisi'ndeki toplam 577 sandalyenin 123'ünü elinde bulundurarak alt meclisin en büyük partisi konumunda... Le Pen, aralık ayında güven oylamasıyla Macron'un önceki hükümetini devirdi. Macron'un mevcut hükümeti bütçeyi bile zar zor geçirdi.

Marine Le Pen kararı Trump yönetimi yetkililerine yakıt sağladı

Le Pen'in diskalifiye edilmesi, ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ve Elon Musk da dahil olmak üzere Trump yönetimi yetkililerine yakıt sağladı. Trump yönetimi Avrupa Parlamentosu'nu aşırı sağ partileri engelleme çabasında bulunmakla ve demokrasiyi boğmakla suçluyor. Bazıları, Le Pen ile Trump'ın ikinci bir dönem için seçilmeden önce karşı karşıya kaldığı yasal tehlike arasında paralellikler görüyor.

Musk, X'ten yaptığı paylaşımda, "Radikal sol demokratik oylamayla kazanamadığında, rakiplerini hapse atmak için hukuk sistemini kötüye kullanır. Bu, dünya çapındaki standart oyun planlarıdır" diye yazdı.

ABD Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Tammy Bruce ise, "İnsanların siyasi süreçten dışlanması, ABD'de Başkan Trump'a karşı yürütülen saldırgan ve yolsuz hukuk savaşı göz önüne alındığında özellikle endişe vericidir." dedi.

Kaynaklar: Le Monde - Wall Street Journal

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın