Dünya

İsrail ordusu Refah'ı yıkarak binlerce yıllık tarihi silmeye çalışıyor

Mısır'ın kıyısında yer alan ve gelişimi Mısır'ın firavunlar dönemine kadar uzanan Filistin kenti Refah, Fransız tarihçi ve Arap uzmanı Prof. Jean-Pierre Filiu'nun yazdığına göre, artık bir moloz yığını.

Fransız tarihçi Jean-Pierre Filiu'nun anlattığına göre, Gazze Şeridi beş valiliğe ayrılmıştır; bunlardan en güneydeki Refah, 2023’te 250.000’den fazla nüfusa sahipti. İsrail ordusu o tarihten beri burada kentsel dokunun imhasına yönelik gerçek bir kampanya yürüttü; bu kampanya son aylarda yoğunlaştı.

Refah M.Ö 2. binde Mısır firavunları tarafından geliştirildi

Refah’ın çok uzun tarihi, Firavunların Kenan’daki egemenliklerini güvence altına almak için burayı geliştirdikleri M.Ö ikinci binyıla uzanır. M.Ö 720’de Refah’ta Mısırlılar Asurlulara yenildi; onları izleyen yüzyıllarda Asurluların yerini önce Babilliler, sonra Persler aldı. M.Ö 217’de İskenderiye ve Antakya hükümdarları, her iki tarafta savaş fillerinin desteklediği, on binlerce askerin çarpıştığı bir savaşı Refah’ta yaptılar.

M.Ö 120 yılında ölen Yunan tarihçi Polybius, Refah'ın Mısır'ın Sina Yarımadası'nda Afrika'dan önce Asya'da kurulan son şehir olduğunu düşünüyordu.

Refah’ta tarih Araplar ve Osmanlıların ardından İngilizlerin çizdiği yapay sınırla şekillendi

M.S 5. yüzyılda Refah, Bizans'ın Filistin eyaletinde bir piskoposluk merkezi haline geldi. Filistin'in bu idari yapısı, iki yüzyıl sonra Refah'ı "Güney'in kalesi" ilan eden Arap fatihler tarafından korundu. Aslında bir kale olmaktan çok, Mısır çölünün kıyısında, pazarları, kervansarayları ve daha sonra bir postanesiyle ticari bir kavşak noktasıydı.

1387'de Gazze yolu üzerinde Han Yunus'un kurulması, bölgesel ticareti bu yeni şehre yönlendirdi ve bu da Osmanlı döneminde sadece birkaç yüz nüfuslu, tamamı Müslümanlardan oluşan küçük bir kasaba olan Refah'ın gerilemesine yol açtı. Ancak Mısır'ın efendisi olan İngilizler, 1906'da Sina ve Filistin arasındaki sınırı Osmanlılarla çizdiğinde, sınırın Refah sınırları içinde kalmasına özen gösterdiler. Böylece şehre, tüccarların ve Bedevilerin, yapay olarak algılanan sınırın her iki tarafında serbestçe hareket edebildiği bir serbest bölge statüsü sağladılar. Bu ticaret akışkanlığı, İngilizlerin 1917'de Filistin'i fethinden sonra da korundu.

Filistin'de Yahudiler ve Araplar arasında yaşanan iç savaş 1947’de başladı

1947-1948 yıllarında Filistin'de Yahudiler ve Araplar arasında yaşanan iç savaş ve ardından gelen 1948-1949 Arap-İsrail Savaşı, Filistin'deki Arap nüfusunun göçüne yol açtı ve nüfusun dörtte biri Mısır yönetimindeki "Gazze Şeridi"nde yoğunlaştı. Refah şehri, artık çok daha kalabalık bir mülteci kampıyla çevriliydi ve bu kamp hızla Filistin milliyetçiliğinin merkezi haline geldi.

1967 Altı Gün Savaşı sırasında Refah İsrail tarafından yeniden işgal edildi

İsrail ordusu, 1956-1957 yıllarında Gazze Şeridi'ni dört ay boyunca işgal ettiği dönemde, Birleşmiş Milletler'e göre 111 kişinin ölümüyle Refah kampında bir katliam gerçekleştirdi; Filistin kaynaklarına göre ise bu sayı iki katı idi. 1967 Altı Gün Savaşı sırasında Refah'ın yeniden işgali, daha fazla katliamla sonuçlandı.

Dört yıl sonra, İsrail buldozerleri, zırhlı araçlara erişim yolları sağlamak için Refah kampına saldırmaya devam etti ve bu da binlerce mültecinin sınır dışı edilmesi pahasına gerçekleşti. 1982'de İsrail ve Mısır arasındaki barış, Refah'ı Mısır ve Filistin taraflarına bölerek, üç çeyrek yüzyıldır soyut olarak kalan bir sınırı resmileştirdi. İsrail ordusu, Mısır sınırı boyunca bir "Philadelphia Koridoru" oluşturmak için 300'den fazla evi yıktı.

Refah, ABD eski başkanı Joe Biden'ın "kırmızı çizgisi" idi ancak 6 Mayıs 2024'te İsrail ordusu Refah'a bir saldırı başlattı

Yaser Arafat [Filistin Kurtuluş Örgütü lideri (1929-2004), 1994 yılında Refah'ta bir halk seli tarafından karşılandı. Arafat, İsrail ile Gazze Şeridi'nin dörtte üçünün ve Batı Şeria'nın bir kısmının yönetimini kendisine emanet eden barış anlaşmaları imzalamıştı. Ancak İsrail, Mısır sınırını sıkı bir şekilde kontrol etmeye devam etti ve bu da çok sayıda olaya yol açtı.

Refah’ta 1998’de açılan mütevazı havalimanı, barış sürecinin çöktüğü ve yabancı barış yanlılarının artık dokunulmaz sayılmadığı bir dönemde, üç yıl sonra İsrail ordusu tarafından yıkıldı. 2003 yılında, 23 yaşındaki Amerikalı Rachel Corrie, Refah'ta bir İsrail buldozeri tarafından ezildi ve kısa bir süre sonra 22 yaşındaki İngiliz Thomas Hurndall başından vuruldu. Hamas'ın 2007'de Gazze Şeridi'ni ele geçirmesi, İsrail'in bölgeye abluka uygulamasına ve Mısır'ın da Refah'ta iş birliği yapmasına yol açtı.

İsrail'in, Hamas'ın eşi benzeri görülmemiş saldırılarının ardından üç hafta süren acımasız bombardımanın ardından 27 Ekim 2023'te Gazze Şeridi'ni işgal etmesi, bölgenin nüfusunun üçte ikisinin Refah'a kaçmasına neden oldu. Mısır sınırı, bunalmış bir bölgenin dünyaya açılan son penceresi oldu. Bu nedenle ABD Başkanı Joe Biden, İsrail'i Refah'ta çatışmanın doğasını değiştirecek bir "kırmızı çizgi"yi aşmaması konusunda uyardı. Ancak 6 Mayıs 2024'te İsrail ordusu Refah'a bir saldırı başlattı ve Filistin bölgesini o zamandan beri kötüleşmeye devam eden bir insani felakete sürükledi.

600.000 Filistinlinin sürgüne gönderilmesi planlanıyor

Fransız tarihçi,"Geçen kış Gazze Şeridi’nde geçirdiğim bir ay boyunca, Refah’ı haritadan daha da silmek için düzenli aralıklarla yapılan bombardımanlara tanık oldum. Ama aynı zamanda, 19 Ocak 2025’te bir ateşkes ilan edilir edilmez, sivillerin kalabalıklar halinde Refah’a akın ederek, bir zamanlar evleri olan yıkıntıları üzerinde hiç değilse bir çadır kurmaya çalıştıklarını da gördüm.

İşte bu yıkıntılara yeniden bir hayat verme yönündeki umutsuz girişimi, İsrail, ateşkesi bir buçuk ayın sonunda bozarak ve ordunun işini Refah’ta tamamlamak üzere özel yıkım ekiplerine yüksek bedeller ödeyerek paramparça etti. Artık iki “askerileştirilmiş koridor” arasında sıkışmış bulunan Refah’ın enkaz sahası, sık sık katliama dönüşen “insanlık dışı” yardım dağıtımının yapıldığı bir yer. Ayrıca, sınır dışı edilmek üzere altı yüz bin Filistinlinin toplanması şimdiden planlanmış durumda. Çok bin yıllık bir tarihe sahip bir şehir için en kötü son."

Le Monde, Jean-Pierre Filiu 

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın