Dünya

Bilimsel araştırma: Gezegenin tür zenginliği evrimsel patlamalara dayanıyor

Yeni bir araştırma, Dünya’daki yaşam çeşitliliğinin büyük bölümünün birkaç hızlı evrim patlamasına dayandığını ortaya koyuyor. Çalışma, çiçekli bitkilerden ötücü kuşlara kadar gezegenin biyolojik zenginliğini, kısa süreli ama yoğun çeşitlenme dönemleriyle açıklıyor.

Arizona Üniversitesi’nden Prof. John J. Wiens ve California Riverside Üniversitesi’nden Dr. Daniel Moen’in Frontiers in Ecology and Evolution dergisinde yayımlanan çalışması, Dünya’daki türlerin dağılımına dair uzun süredir tartışılan bir soruya yanıt veriyor: Türlerin büyük kısmı, gerçekten de birkaç “hızlı evrimsel yayılım” (rapid radiation) sonucu mu ortaya çıktı?

Türlerin çoğu az sayıdaki büyük grupta toplanıyor

Araştırmaya göre yanıt evet. Yaşam alemleri, hayvan şubeleri (filum) ve bitki şubeleri incelendiğinde, bilinen türlerin %80’inden fazlası, olağanüstü çeşitlenme oranlarına sahip azınlık gruplarda yoğunlaşıyor.

Böceklerin %40’ından fazlasını Coleoptera (sert kabuklu böcekler); kuşların %60’ı ötücü kuşlar (Passeriformes); bitkilerin %85’inden fazlası çiçekli bitkiler (angiospermler) oluşturuyor.

Bu dengesizlik, İngiliz biyolog J.B.S. Haldane’in ünlü sözünü hatırlatıyor: “Tanrı’nın özel bir sevgisi varsa, o da böcekleredir.”

Kapsamlı veri analizi

Çalışma, çok geniş bir biyolojik veri setine dayanıyor:
Bitkiler: 10 filum (şube), 140 takım, 678 familya, 300.000’den fazla tür,
Böcekler: 31 takım, 870 familya, 1 milyonun üzerinde tür,
Omurgalılar: 12 sınıf, 66.000’den fazla tür,
Hayvanlar genelinde: 28 filum, 1.710 familya, 1,5 milyondan fazla tür,
Tüm yaşam: 17 alem, 2.545 familya, 2 milyondan fazla tür.

Analizler, hangi kladların (tek atadan gelen tür grupları) daha yüksek çeşitlenme hızına sahip olduğunu ortaya koydu. Sonuç: Türlerin çoğu, az sayıdaki hızlı yayılım yapan büyük kladlarda toplanmış durumdadır.

Evrimsel patlamalara örnekler

“Hızlı yayılım” genellikle yeni bir yaşam alanı ya da evrimsel yenilikle başlıyor. Örneğin yaklaşık 2,5 milyon yıl önce Orta Amerika’dan Galápagos Adaları’na dağılan bir grup çim ispinozunun, ünlü Darwin ispinozlarına evrimleşmesi gibi; ya da 50 milyon yıl önce yarasalarda olduğu gibi, kanat çırparak uçuş gibi evrimsel bir yeniliğin hızlı çeşitlenmeyi tetiklemesiyle...

[Yaklaşık 2,5 milyon yıl önce Orta Amerika’dan bir grup çim ispinozu (grassquit) Galápagos Adaları’na ulaştı. Adalar “bakir” bir ekolojik ortamdı: Farklı besin kaynakları (tohumlar, böcekler, kaktüsler), farklı yaşam alanları vardı ama bu alanları dolduran başka kuş türleri yoktu. Bu yeni ortamda doğal seçilim çok hızlı işledi. Kuşların gaga şekilleri ve boyutları, beslendikleri kaynaklara göre değişmeye başladı. Bazıları sert tohumları kırabilmek için kalın ve güçlü gagalara, bir kısmı böcekleri yakalayabilmek için ince uzun gagalara, bazıları da kaktüs çiçeklerinden beslenebilmek için özel gaga yapılarına evrimleşti. Sonuçta tek bir atadan gelen bu kuşlar, farklı adalarda farklı ekolojik rollere uyum sağlayarak birbirinden farklı 15’ten fazla tür haline geldiler. Bugün bunlara 'Darwin’in ispinozları' deniyor. Darwin, 1831–1836 yılları arasında HMS Beagle adındaki gemi ile yaptığı dünya seyahati sırasında, Güney Amerika kıyılarında ve Galápagos Adaları’nda yaptığı gözlemlerde bu kuşların çeşitliliği doğal seçilim fikrine ilham veren en güçlü örneklerden biri oldu.]

Wiens, yaşamın çeşitliliğinin bu hızlı yayılımlarla açıklanabileceğini belirtiyor. Bu çeşitlenmeyi tetikleyen faktörler ise “yaşam alemleri boyunca bitkiler, hayvanlar ve mantarlarda çok hücreliliği; hayvan şubeleri arasında eklembacaklıların karaya çıkışını ve bitki temelli beslenmeyi benimsemesini; bitki şubeleri arasında ise çiçeklerin ortaya çıkışı ve böceklerle tozlaşmayı” içeriyor.

Bakteriler hâlâ bilinmezlik içinde

Ancak tablo tam değil. Bakteriler için durum belirsiz. Bakterilerde şu ana kadar yaklaşık 10.000 tür tanımlansa da, gerçek sayının milyonlarca hatta trilyonlarca olabileceği tahmin ediliyor. Bakterilerin kökeni 3,5 milyar yıl öncesine uzandığı için çeşitlenme hızları düşük görünüyor.

Araştırmacılar şu uyarıyı yapıyor: “Eğer gerçek bakteri zenginliği, diğer gruplar için tanımlanandan çok daha yüksekse, o zaman düşük çeşitlenme oranlarına sahip bir klad [yani bakteriler], yaşamın çoğunluğunu oluşturabilir. Bu da bizim sonuçlarımızla keskin bir çelişki yaratır. Bu nedenle, sonuçlarımızın öncelikle bilinen tür çeşitliliğine uygulandığını hatırlatıyoruz.” 

Kaynak: Science Daily

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın