Dünya

Kanserojen ‘sonsuz kimyasallar’ın Avrupa’da yasaklanması gündemde

‘PFAS’ olarak bilinen ‘sonsuza dek kalıcı kimyasallar’, doğada çözünmeyen yapılarıyla teflondan yangın söndürme köpüklerine, gıda ambalajlarından kozmetiklere kadar binlerce üründe yer alıyor.

Avrupa Birliği, 10.000’den fazla PFAS kimyasalını kapsayan tarihin en geniş yasak sürecini tartışıyor. Bu maddeler doğada çözünmedikleri için “sonsuzluk kimyasalları” veya “sonsuza dek kalıcı kimyasallar” olarak adlandırılıyor. Çevre örgütleri ve sağlık uzmanları, PFAS’ın kansere, doğurganlık sorunlarına ve bağışıklık sistemi bozukluklarına yol açtığını belirtiyor. Ancak endüstri, PFAS’sız üretimin birçok sektörde mümkün olmayacağını savunarak yasağa direniyor.

Ocak 2023’te Danimarka, Norveç, İsveç, Hollanda ve Almanya’dan kurumların sunduğu kısıtlama önerisi, AB genelinde PFAS kullanımını yasaklamayı hedefliyor. Ancak tasarı, tıbbi cihazlar ve koruyucu giysiler gibi alanlarda 12 yıla kadar geçiş süresi öngörüyor.

Hayat kurtaran cihazlar bile kanser riski doğuruyor

Berlin’deki bir kalp ameliyatında kullanılan kalp-akciğer makinesi, PFAS’a dayalı teflon filtrelerle çalışıyor. Ancak üretim sırasında ortaya çıkan GenX gibi yan kimyasalların kansere yol açabileceğine dair bulgular mevcut. Bu durum, insan hayatını kurtaran cihazların aynı zamanda sağlık riski barındırması gibi büyük bir çelişki doğuruyor.

Protestolar ve mağduriyetler

Hollanda’nın Dordrecht kentinde yaşayan Meta Kamphuis, hem kendisinin hem de eşinin kanserinin ardında PFAS kirliliği olduğuna inanıyor. Çocukken yüzdüğü gölde bugün yüzmek yasak; bahçelerde yetişen sebzeler dahi tüketilemiyor. Fabrika önlerinde düzenlenen eylemlerde “Chemours fabrikasını durdurun, PFAS’ı durdurun” sloganları atılıyor.

Bir Avrupalının kanı test edilirse, büyük olasılıkla PFAS içerecektir. Üretim tesislerinin yakınında yaşayanlar özellikle PFAS’a maruz kalmaktadır, ancak neredeyse hiç kimse bu maddelerden kaçamaz; uzun zamandır çok yaygınlar. Almanya ve diğer Avrupa ülkelerinde 1.500'den fazla ergenin kan örneklerinde, altıda birinde PFAS konsantrasyonu, güvenli kabul edilen sınırın üzerindeydi.

Maymunlar öldü, inekler zehirlendi

PFAS’ın tehlikeleri ilk kez 1970’lerde ortaya çıktı. 1978’de rhesus maymunları üzerinde yapılan deneylerde, PFOA verilen hayvanların çoğu kısa sürede öldü. Hamile farelerde ise deforme yavrular dünyaya geldi. Ancak şirketler bu bilgileri kamuoyundan sakladı.

1990’larda ABD’nin Batı Virginia eyaletinde çiftçi Wilbur Tennant, ineklerinin ağızlarından köpük geldiğini, dişlerinin karardığını ve sürülerinin öldüğünü fark etti. Araştırmalar, teflon üreticisi DuPont’un Teflon üretiminde kullandığı kimyasal atıkların toprağı ve suyu kirlettiğini ortaya çıkardı. Olay, yüz milyonlarca dolarlık tazminat davasına ve “Karanlık Sular” (“Dark Waters”) filmine konu oldu.

Chemours tartışmanın merkezinde

DuPont’un kimyasal kolunu devralarak 2015’te kurulan Chemours, bugün dünyanın en büyük Teflon üreticilerinden biri. Dordrecht’teki fabrika yıllardır kirlilik iddialarının merkezinde. Şirket, PFAS emisyonlarını “%99 azaltacağı” sözünü veriyor ancak sıfıra indiremeyeceğini kabul ediyor. Avrupa’daki yasa sürecinde Chemours, yasağın “yasal olarak kusurlu” olduğunu ileri sürerek itiraz eden başlıca aktörlerden biri.

Milyar dolarlık çıkar çatışması

Avrupa Kimya Endüstrisi Konseyi’ne göre PFAS yasağı, AB şirketlerine yılda 30 milyar avrodan fazla kayıp getirebilir. Tıbbi cihazlardan tekstile, tarımdan elektroniğe kadar pek çok sektör etkilenecek. Endüstri, yasakların Avrupa’yı rekabet dezavantajına sürükleyeceğini savunurken çevreciler, “alternatifler ancak yasak tehdidiyle bulunur.” diyor.

Bilim dünyası PFAS’sız çözümler üzerine çalışıyor

Almanya’daki Fraunhofer Enstitüsü gibi merkezlerde PFAS’sız kaplamalar üzerinde çalışmalar yürütülüyor. Ancak yeni çözümler henüz aynı verimliliği sağlayamıyor. Uzmanlara göre, “biraz daha az zararlı” ikameler kalıcı çözüm değil.

ABD ve Batı Avrupa'daki insanlar II. Dünya Savaşı sonrası ekonomik patlamanın tadını çıkarırken, yeni malzemenin zamanı gelmişti. Yeni bir ürünün suya veya yağa dayanıklı olması gerekiyorsa, teflon 1960'lardan itibaren giderek daha uygun bir çözüm haline geldi: Kimyagerler, teflonun başka bir PFAS molekülü olan yardımcı kimyasal perflorooktanoik asit veya kısaca PFOA ile karıştırıldığında kalıplanmasının daha kolay olduğunu keşfetmişlerdi.

Bilim insanları, bazen içerikleri biraz değiştirerek, bazen de farklı sıcaklıklarda birleştirerek maddelerin formülasyonu üzerinde deneyler yapmaya devam ettiler. Bu şekilde, sürekli olarak hafifçe değiştirilmiş özelliklere sahip yeni moleküller ürettiler. Sonuç olarak, 10.000'den fazla PFAS maddesi üretildi.

Bugün PFAS, teflondan yangın söndürme köpüklerine, gıda ambalajlarından kozmetiklere ve yağmurluklara kadar uzanan binlerce farklı üründe karşımıza çıkıyor.

Kaynak: Haberin tamamını Spiegel'den okuyabilirisniz.

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın