Costa del Sol, 60'lı yıllarda, İspanya’nın ekonomik “mucizesi” ve kalkınma patlaması sırasında, güney Avrupa'nın popüler bir turistik noktası haline geldi. İlk olarak, işçi sınıfından tatilciler halk plajlarını dolduruyordu. Sonra yükselen jet sosyete Marbella'ya akmaya başladı. Bölgeyi geliştirme planı başarılı oldu, ancak bu başarı beraberinde sorunlar getirdi.

Bölgedeki organize suça karşı en açık sözlü seslerden biri olan yazar ve eski politikacı Antonio Romero, geçmişte faşist Franko rejiminin suçluları eğlenmeleri ve tatil yapmaları için bölgeye çağırdığını, suç çetelerine “herhangi bir suç işlemeyin ve paranızı getirin" dendiğini kaydediyor. Yetkililer görmezden geldikçe çok kısa bir sürede Costa del Sol’un başkenti Marbella küresel suç eliti için birinci sınıf bir yere dönüştü.

Bölgede faaliyet gösteren 59 farklı milleti temsilen en az 113 suç grubu var.

Costa del Sol, bugün İspanya’da organize suçun güney sınırını oluşturan bölgedir. İspanya Terörle Mücadele ve Organize Suçlar İstihbarat Merkezi'ne göre, bölgede faaliyet gösteren 59 farklı milleti temsilen en az 113 suç grubu var.

Dünya’da Costa del Sol'a benzeyen başka hiçbir yer yoktur. Kokainde Avrupa'nın ana giriş noktalarından biri olan Algeciras limanı bölgeye arabayla bir saatten kısa mesafededir. Kuzeyde, Avrupa'nın esrar yetiştiriciliğinde merkezi bölgesi olan Málaga ve Granada dağları yükselir.

Organize suçları araştıran üst düzey bir İspanyol polisi, "Costa del Sol, dünyadaki hemen hemen her büyük suç grubunun varlık gösterdiği bir tür merkezdir, suç gruplarının ortak çalışma alanıdır. Küreselleşmiş bir dünyada suçluların BM'sidir. Marbella turistik bir marka, ama aynı zamanda bir suç markasıdır" diyor. 

Merkezi Organize Suç Şefi Marcos Frías ise “Liverpool'dan bir suç patronu büyük ölçekte uyuşturucu ticareti yapmak istiyorsa, Marbella'da görünmesi gerektiğini biliyor. Başka seçeneği yok" ifadelerini kullanıyor.

Yıllardır Marbella'da yaşayan Napoli mafya örgütü Camorra'nın bir üyesi, "Burada dünyanın her yerinden gruplar var. Her türden farklı işi yapan farklı milletlerden insanlar var. Karışmıyoruz, ancak sürekli işbirliği yapıyoruz" diyor.

Gangsterler, milyoner komşularıyla yan yana yaşıyor. Marbella, zengin insanlarla dolu bir kent fakat zengin bir yer değil. Mafya örgütlerinin evleri, organize suçla hiçbir bağlantısı olmayan diğer milyonerlerin evlerinin yanında. Arabaları sıradan iş insanlarının arabalarının yanına park edilmiş durumda; yatları aynı marinalara yanaşıyor, aynı lokantalarda yemek yiyorlar. 

Organize suç büyük ölçüde görünmezdi. Marbella büyüdükçe herkes buna razı oldu

Costa del Sol’un suç çetelerinin birkaç üyesinin avukatlığını yapan Ricardo Álvarez-Ossorio, "Organize suç büyük ölçüde görünmezdir. Zenginler, iyi yaşıyorlar, para harcıyorlar... Organize suçlar Marbella'yı besledi ve geliştirdi. Organize suç örgütleri ve şeyhler sayesinde Marbella büyüdü. Ve herkes buna razı oldu" diyor.

Bugün suç patronlarının 'askerleri'nden İtalyan mafyası bile şikâyetçi!

Son yıllardaysa durum kötüleşti. Suç patronları yanlarında "askerleri”ni getirmeye başladı. Organize suçla mücadele eden birim Greco Costa del Sol'dan bir memur, genç gangsterlerin "silahlı ve gerçekten tehlikeli” olduklarını söylüyor. Ve gidişattan şikâyette bulunan sadece polis değil. Yıllardır Marbella'da yaşayan Napoli mafyası da şikâyetçi! 

Adını vermek istemeyen bir mafya üyesi "Şimdi buraya gelen gençlerin hiçbir kuralları yok, hiçbir şeye saygıları yok" diyor. Bir fincan kahve içerken, bu yeni suç kültürünün Costa del Sol'u mahvettiğini belirtiyor: “Marbella'da değişen şey, şimdi alt suç sınıfının burada olmasıdır. Patronları Dubai'deyken bu adamların tümü küçük bel çantalarıyla etrafta koşturuyor. "

Greco Costa del Sol’dan sivil bir memur, "Burada güzel bir restoranda yemek yiyecek olsanız, yanınızdaki masada yıldız dövmeli bir Arnavut görüyorsunuz, sonra diğer masada İrlanda mafyasından bir haydut görüyorsunuz. Geçen gün bakkalda sırada bekliyordum ve önümdeki çocuk arkasını döndü: Alnına bir kalaşnikof dövmesi yaptırmıştı. Burası eskiden böyle değildi" yorumunu yapıyor.

Kaynak: The Guardian,  Nacho Carretero-Arturo Lezcano, 20.05.2021
Haberin detayları için The Guardian okuyabilirsiniz.