Yazılar

Erbil Arkın’ın önerisi üzerine…

Türkiye Kıbrıs Rum mallarının tazmini için faiz destekli kredi olanağı sunar mı?

Kıbrıslı Türkü, Kıbrıslı Rumu ile Kıbrıs insanının birbirlerine benzerliği büyüleyicidir.

Ayrı diller konuşsalar da Kıbrıslıların kendilerini ifade ederken kullandıkları mimikler, kelimelerindeki vurgular, güvenli duruşları, benzer espriler yapmaları gibi ortak pek çok özelliği, yüzyıllarca süren kültürel paylaşımların bugün yaşamaya devam eden en belirgin izleridir. 

Lüksün ve savurganlığın olmadığı geçmişte Kıbrıslılar Türkü, Rumu, Maroniti ve Ermenisiyle toprağa bağlı oldukları kadar hayatı eğlenerek yaşamaya da tutkundular. 

Bugün aşırı yorgunluktan bitap düşmüş dünyanın diğer toplumları Kıbrıslıların izinden gidiyor, hayatın tadını çıkaracak vakte sahip olmak ve keyif sürmek istiyor.

Bu kadar benzeşen iki toplumun günümüzde birbirinden bu denli uzaklaşmasının temel sebebi kuşkusuz mülk sorunudur. Mal mülk sorununun çözümlenmesi için gayret gösterilmesi, adadaki barışın ana güvencelerinden biridir.

Birlikte ot toplayanlar, zeytinden çakıstes yapanlar veya hellim mayalayanlar mülk sorununu da birlikte çözemezler mi?

Uzun zamandır akademisyenlerin üzerine birçok makale yazdığı parça parça çözüm modeliyle, Kıbrıslılar kendi inisiyatifleri ile barış içinde mülk sorununu yavaş yavaş ortadan kaldıramazlar mı? 

Ülkemizin değerli iş insanlarından, sanat aşığı Erbil Arkın muhtemelen yaratacılığından gelen yeni bir fikirle, Yorgo ve Ali’nin bu sorunu birlikte çözebileceğini açıkladı.

Yorgo evini satmak istiyorsa Ali de Yorgo’nun evini tazmin etmek istiyorsa neden işi birlikte hızlandırmasınlar ve beraber Taşınmaz Mal Komisyonu’na başvurmasınlar? 

Alıcı ve satıcı anlaştıktan sonra bu şimdi de hayata geçirebiliyor diyenler çıkabilir. Aksine Taşınmaz Mal Komisyonu’nda süreçler iki taraf anlaşsa bile uzamaktadır. 

Halbuki, Yorgo Ali’yle anlaştıktan sonra Taşınmaz Mal Komisyonu’na gelse, komisyon kime satmak istediğini sorduktan ve beyanını aldıktan sonra Ali de gidip Maliye Bakanlığı’na parayı ödese ve Maliye’den de para Yorgo’ya ödense dosyalar hızla kapatılmaz mı?

Daha önemlisi, Türkiye ve KKTC’nin üzerindeki yükün büyük bölümü alınarak, mağduriyetleri sonlandıran bir yaklaşımla yurttaşların kendi aralarında anlaşması, mülkiyet sorunun hallini sağlayacaktır.

Erbil Arkın bu yöntemi hızla hayata geçirdiğimizde, KKTC’de mülklerin değerinin artacağına ve uluslararası bankacılık sektörünün güvenilir statüye erişecek mülkleri teminat olarak kabul edeceğine dikkat çekiyor. Böylece Kıbrıslı Türk ekonomisinin düşük faizli krediye kavuşacağını, Kıbrıs Rum ekonomisine sıcak para girişi sağlanacağını ve iki toplumun da birlikte kazanacığını dile getiriyor. 

Erbil Arkın’la tam bunları konuştuğumuz sırada aklına yeni bir fikir geliyor: Türkiye’nin mülklerin tazmini için faiz desteği sağlaması durumunda pek çok insanımızın düşük faizli kredi alabileceğini, zaman içinde çocuk ve torunlarına değeri otomatikman artan, üzerinde hiçbir kuşku, tartışma kalmamış bir miras bırakabileceklerini söylüyor.

Kıbrıslı Rum siyasiler bu durumda artacak talebi durdurmaya kalksa bile insanların 50 yıldır beklemekten usandıklarını biliyoruz. Kıbrıslı Rum ailelerin geleceklerini teminat altına almak için böyle bir teklife, ödemelerde sorun çıkmadığı sürece, karşı çıkmayacağı açıktır. Bizim siyasiler bu çabanın hayata geçmesine köstek olmaya kalkışmadıkları müddetçe kuzeyde Türkleştirilen toprak yüzdesi artmakla kalmayacak, dünya genelinde KKTC’ye ve Türkiye’ye bakış açısı olumlu yönde değişecektir.

‘Malımızın üzerine oturdular’ söylemenin değişmesi iki toplumu da barışa bir adım daha yaklaştıracaktır üstelik.

Faiz destekli kredilerle malların tazmin edilmesi belirli bir evreye geldiğinde Kıbrıs Rum tarafı da güneyde mülkü kalanlar için bir açılım yapmak zorunda kalacak ve Kıbrıslı Türklerin güneydeki mallarının satılarak kuzeyde eşdeğer alınmış Rum mülklerinin tazmin edilmesine zemin hazırlanacaktır.

Erbil Arkın klasik iş insanlarından farklı olarak işin insani ve vicdani tarafına da kafa yorarak ve son derece mantıklı bu öneriyi geliştirerek bir kez daha fark yarattı.

Umarım Kıbrıs’ta bir çözüm için ‘liderlerin yanı sıra halkları ve sivil toplumu da dinleyeceği’ni ifade eden Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri'nin Kıbrıs Kişisel Temsilcisi María Ángela Holguín Cuéllar, bu önerinin hızla realize edilmesi için teşvik edici olur ve toplumlararası güven arttırıcı önlemler arasında iki toplumun birlikte kazanacağı ve diyalogla iş birliği geliştireceği bu perspektif siyasete kurban edilmez.

Siyasiler köstek olmadığı sürece Kıbrıs sorununun çözümünde iki toplumun birlikte harekete geçerek daha huzurlu bir geleceğe adım atmaları mümkündür. Siyasi nüfuz sahibi kişiler politikacı şapkalarını çıkarsınlar yeter!

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın