Özel Haber

Arhun-Muslu davası duruşmasında 'algı operasyonu' gerginliği

Mikro-Makro'nun dava notları...

Mahkemelerin gayri yasal faizcilik ve hile yaptığını karara bağladığı, Kıbrıs Capital Bank’ın çoğunluk hisselerini 1’inci dereceden aile üyelerine devreden sahibi Tekin Arhun ve KKTC Turizm Bakanlığı Planlama Dairesi eski müdürü Bora Turgut Muslu aleyhinde Başsavcılığın açtığı ‘evrakta sahteleme’ davasının duruşmalarına devam ediliyor.

Tekin Arhun’un Turizm Planlama Dairesi’nden bir günlüğüne alıp iade ettiği raporun sahtelendiği ve sahte raporun bir hukuk davasında Arhun lehine Mahkeme’ye sunulduğu iddia ediliyor

KKTC Bafra Turizm Geliştirme Bölgesi Pis Su Arıtma ve Kanalizasyon Kullanım Hatları İnşaatı’na yönelik, ODTÜ’ye bağlı kontrolör EBİ’nin hazırladığı, 05.06.2006-07.07.2006 tarihleri arasını kapsayan, 31 sayfalık aylık çalışma raporunun sahtelendiği; raporun KKTC Turizm Bakanlığı Planlama Dairesi’nden sanık 1 Muslu’ya verilen nüshasının bir günlüğüne Muslu tarafında Tekin Arhun’a verildiği, bir gün sonra Turizm Planlama Dairesi’ne iade edilen raporun üzerinde, ekleme ve çıkarma yapmak suretiyle sahteleme yapıldığı ve sahtelenmiş raporun sanık 2 Tekin Arhun’un aleyhine açılmış bir hukuk davasında Arhun lehine Mahkeme’ye sunulduğu iddia edilen davada, Muslu ve Arhun 23 suç işlemekle itham ediliyor.

Lefkoşa Ağır Ceza Mahkemesi’nde tutuklu yargılanan 2 sanıklı davanın dünkü duruşmasında, Başsavcılığı temsilen Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz 2’inci tanık olarak, 23 yıllık Polis, PGM (Polis Genel Müdürlüğü) Adli Polis’de 18 senelik parmak izi uzmanı Polis çavuşu Emre Daşdan’ı dinletti.

Daşdan tarafından düzenlenen 29 Nisan 2014 ve 12 Haziran 2014 tarihli 2 parmak izi raporu Mahkeme’ye ‘emare 4’ olarak kaydedildi.

102 adet fotoğraftan oluşan albüm, kaydedildiği CD ile birlikte ‘emare 5’ olarak kaydedildi. 

Şüphelilerin parmak izleri olay yeri inceleme uzmanı tarafından Polis’teki AFIS sistemine yükleniyor ve parmak izi sorgusunda izler otomatik karşılaştırılıyor

Parmak izi uzmanı Polis Çavuşu Daşdan, raporda görsel incelemeler ve kimyasal iz araştırmasıyla 58 adet parmak izi tespit ettiğini; bu izlerin, Polis tarafından alınan parmak izlerinin yüklendiği AFIS sistemine aktardığını, parmak izi sorgulamaları ile izleri karşılaştırdığını, AFIS’te eşleşen izler sonucu sistemin uyarı verdiğini ve bu parmak izlerinin Tekin Arhun, Yılmaz Cefa ve Bora Turgut Muslu’ya ait olduğunu tespit ettiğini kaydetti.

Tanık Daşdan, alınan diğer parmak izlerinin, yeterli derece karakteristik özelliğe sahip olmayan kısmi parmak izi olduğu gerekçesiyle ileri işleme giremeyeceğini tespit ettiğini kaydetti.

Sahtelenen rapordaki 9 ve 22 numaralı parmak izi Tekin Arhun’a; tespit edilen diğer parmak izleri Yılmaz Cefa’ya ait

İncelemeye müsait parmak izleri arasından,

Raporun 2’inci sayfasının arka kısmında tespit edilen, 9 numaralı parmak izinin Tekin Arhun’un sol elinin, işaret parmağına ait olduğunu;

Raporun 12’inci sayfasının arka tarafındaki 22 numaralı parmak izinin Tekin Arhun’un sağ elinin, işaret parmağının izi olduğunu;

Raporun 22’inci sayfasının arkasındaki 1. ve 47. parmak izinin Yılmaz Cefa’nın sağ elinin, orta parmak izine ait olduğunu;

Raporun ön sayfası, 12’inci, 22’inci ve 23’üncü sayfalarındaki 5-21-46-48-49-50-51 numaralı parmak izlerinin Yılmaz Cefa’nın sağ el işaret parmağı izi olduğunu;


Parmak izlerini gösteren fotoğraflardan 80’nincisindeki, 28 ve 29 numaralı parmak izlerinin Yılmaz Cefa'nın sol elinin, baş parmağının izi olarak tespit edildiğini bildirdi.

Tanık işaetli parmak izlerini tek tek Mahkeme’ye ve savunmaya gösterdi.

Tüm parmak izlerinin PGM 072/2014 numaralı dosyada muhafaza edildiğini Mahkeme’nin bilgisine sunan Daşdan, söz konusu tahkikatı önce sahtecilik şubesinin yaptığını, birimdekilerin kendi araştırmasını bitirdikten sonra, parmak izi incelemesinin yapıldığını kaydetti. 

Sanık 1 Muslu’nun avukatı Süleyman Dolmacı’nın sorusuna cevaben tanık suça karışmamış parmak izlerinin sistemde bulunmadığını, Polis’in şüpheli bulduğu kişilerin parmak izlerini sisteme girdiğini kaydetti. Dolmacı Daşdan’a Kemal Mut ve İsmail Sergen isimlerini duyup duymadığını sordu. Tanık, bu soruşturma kapsamında Kemal Mut ve İsmail Sergen’in parmak izlerine bakılmasının talep edilmediğini, taleplerin yazılı geldiğini ve yazı üzerinden parmak izi incelemesi yaptıklarını kaydetti.

Dolmacı'nın 'Yarın öbür gün bu izlerde şu da vardır, filanca da vardır dense tekrar inceleme yapıldığında başka parmak izleri de bulunabilir mi?' şeklindeki sorusuna, tanık 'sisteme o zaman bakılabilir, sistem o zaman uyarı yapar' yanıtını verdi.

Parmak inceleme uzmanı tanık Emre Daşdan: Mahkeme isterse rapora ilişkin teknik detayları görebilir

Sanık 2 Tekin Arhun’un avukatlarından Serhan Çınar tanık Emre Daşdan’a parmak izi incelemelerinde her izden en az 13 kriter altında optik inceleme yapıldığını ve bu kriterlere göre mukayese şeması yapıldığını ileri sürerek, hazırladığı raporda mukayese şeması olup olmadığını sordu. Tanık, böyle bir şemanın raporda olmadığını, AFIS sisteminin zaten bir algoritma olduğunu, 500 bin izi inceleyerek, bilgisayarın bu incelemeyi yaptıktan sonra uyarı verdiğini beyan etti.

Serhan Çınar’ın Tekin Arhun'un ve Yılmaz Cefa'nın parmak izlerinin hangi sınıfta olduğunun Mahkeme'nin görüp göremeyeceği sorusuna ve parmak izlerinin 'objektif olması' için raporda bu kriterlere uyulması ve mukayese şeması olması gerektiği iddiasına yanıt olarak tanık, içeriğin AFIS sisteminde olduğunu, raporda bu kriterlerin yazılmadığını, bilgisayarın 6 eş karakter bulduğunu, hassasiyetini kendilerinin ayarlamadığını, bilgisayarın adeta ben benzettim, bir bak dediğini ona göre uzmanın karar verdiğini ve Mahkeme’nin isterse rapora konmayan parmak izi teknik verilerini görebileceğini beyan etti.

Avukat bir başka uzman olarak Prof. Dr. Faruk Aşıcıoğlu'nun farklı yorumları olduğunu ileri sürdü.

Savunma: Tahkikat kapsamında ifadesi alınan Kemal Mut, İsmail Sergen, Salih Şahbaz, Tayfun Öztekin ve Gonca Gül Okay Özsoy’un parmak izleri alınmadı

Tanık Daşdan, sisteme parmak izlerinin olay yeri inceleme uzmanları tarafından girildiğini, onların neyi aktarıp aktarmadıklarını bilemeyeceklerini kaydetti. Avukat Serhan Çınar, tahkikat kapsamında ifadesi alınan Kemal Mut’un, İsmail Sergen’in, Salih Şahbaz’ın, Tayfun Öztekin ve Gonca Gül Okay Özsoy’un parmak izlerinin sisteme yüklenip yüklemediğini sorguladı. Bu isimlerin parmak izlerinin AFIS sistemine yüklenip yüklenmediğini bilemeyeceğini, sisteme şüphelilerin parmak izlerinin yüklendiğini yineledi.

Tanık ayrıca parmak izlerinin incelenmesi talep edilen üç isim olarak, Bora Turgut Muslu, Yılmaz Cefa ve Tekin Arhun arasında Yılmaz Cefa’nın 2021 yılında sisteme girişinin yapıldığını tespit ettiklerini, bu nedenle Cefa’dan parmak izi alınmadığını çünkü parmak izinin değişen bir şey olmadığını açıkladı.

Raporların kime teslim edildiği sorusuna raporun sadece teslim edildiğine dair tutanak tutulduğunu belirten tanık, raporun incelenmeden önce kimlerin elinde dolaştığı sorusuna ise bunu bilemeyeceği yanıtı verdi. Bir başka soru üzerine raporun gerçek nüshası ‘emare 1’i ilk kez Mahkeme’de gördüğünü beyan etti.

Başsavcılık 3’üncü tanık olarak Polis Genel Müdürlüğü'nde 14 yıldır belge inceleme uzmanı olarak çalışan Gülhan Menteş'i Mahkeme huzuruna çıkardı.

Tanık Menteş’in gerçek ve sahtelendiği iddia edilen iki raporun incelenmesi için kendisine gönderilen 2014 tarihli, 03.02.2014/45 numaralı talep yazısı Mahkeme tarafından ‘emare 6’ olarak kaydedildi.

Tanık Mahkeme’ye 19 Mart 2014 tarihli talep yazısını okudu ve Lefkoşa Kaza Mahkemesi’nde Kascon şirketi direktörü İsmail Sergen’le Tekin Arhun arasındaki 4354/2008 numaralı davanın 13 Aralık 2013 tarihli duruşmasında, Turizm Bakanlığı’nda müdür olarak görev yapan Bora Turgut Muslu’nun Mahkeme’ye 05/06/2006 - 07/07/2006 tarihli aylık çalışma raporu sunduğunu, tahkikat için sunulan raporun sahtecilik uzmanına gönderilmesinin talep edildiğini okudu.

Tanık Menteş’in bu talebe istinaden, 3 Nisan 2014 tarihli, BLG 071-2014 referans numaralı, hazırladığı rapor Mahkeme'ye sunuldu ve ‘emare 7’ olarak kaydedildi. 

Tanık Gülhan Menteş, 31 sayfalık orijinal rapor ‘emare 1’ ile tetkik konusu sahtelenmiş rapor (‘emare 3’) arasındaki bilgilerin içerik olarak farklı olduğunu, raporlarda iki farklı bilgi tespit ettiğini, sahtelenen rapordaki 3 ve 4’üncü sayfalardaki baskı tekniğinin farklı olduğunu ve iki farklı yazıcıdan temin edildiğini kaydetti.

Uzmanlık raporunda iki farklı yazıcıdan alınmış iki resim örneğini Mahkeme’ye gösteren tanık Gülhan Menteş, FC 6000 adındaki sayfadakini on bin kat büyüten cihazda inceleme yaptığını belirtti.

Savunma makamının sorusu üzerinde belge inceleme uzmanı olarak iki belge arasındaki farkı söyleyebileceğini, belge sahte mi değil mi söyleyemeyeceğini ifade eden tanık, kendisine verilen raporların fotokopi değil, orijinal olarak verildiğini beyan etti.

Avukat Süleyman Dolmacı’nın sorusu üzerine tahkikat memurunun ismini tam olarak hatırlamadığını, raporları tutanakla teslim alıp tutanakla teslim ettiğini, tutanakların ise yanında olmadığını belirtti.

İki farklı yazıcının kimlere ait olduğunu bilmediğini, soru üzerine kendisine yazıcı da verilseydi raporun hangi yazıcıdan çıktığını tespit edebileceğini ama kendisine yazıcıların verilmediğini ifade etti. ‘Size Polis memuru Umut Kulle mi getirdi raporları’ sorusuna ‘emin değilim’ yanıtını veren tanık Menteş, tahkikat memurunun yazıcıları görmesini isteyip istemediğini sorusuna ‘istemediği’ni ama tahkikat memuru gerek görmediyse buna yorum yapamayacağı yanıtı verdi.

'İki belge arasındaki değişiklikler herkes tarafından fark edilebilecek değişikliklerdi' diyen tanık Menteş, kendisini tahkikat memuru Umut Kulle'nin yönlendirmediğini beyan etti

Sanık 2 Arhun’un avukat Serhan Çınar tahkikat memuru Umut Kulle’nin raporun orijinali ve sahtesi konusunda kendisini yönlendirip yönlendirmediği sorusuna ‘hayır, yönlendirmedi’ yanıtını veren tanık, bir belgenin orijinal, diğerinde değişiklik şüphesine ilişkin değerlendirme yapmasını istediğini, kendisini peşinen bir önyargıya sokmadığını, sahte ya da değil iki belgeyi bir belge gibi düşünerek inceleme yaptığını, iki belge arasındaki değişikliklerin herkes tarafından fark edilebilecek değişiklikler olduğunu kaydetti.

Soru üzerine belgenin fotokopi değil, bilgisayardan çıktığını yazıcı olmasa da görebileceğini, hazırladığı raporu tahkikat memuruna veya onun yönetimindeki polis memuruna 3 Nisan 2014'de raporu hazırladığını ve o tarhiten sonra raporu teslim ettiğini belirtti. Soru üzerine tanık teslim edilen raporun imza karşılığı teslim edildiğini, kime teslim edildiği bilgisini araştırılıp verebileceğini ancak şu anda bilemeyeceğini söyledi. Avukat Serhan Çınar raporun 7 Nisan 2014'de dönemin PGM Müdürü Pervin Gürler’e teslim edildiğini gösteren tutanağı birlikte Mahkeme’ye sundu. Tanık, geçmişte raporların Genel Müdür ve Genel Müdür Yardımcısı tarafından tasdik edildiğini, artık direkt tahkikat memuruna teslim edildiğini bildirdi.

Belge uzmanı polis Menteş 'iki rapordaki yazı karakterleri ve puntolar gözler görülür şekilde farklıydı' diyerek, belgelerin sadece baskı özelliklerini incelediğini beyan etti

Soru üzerine tanık iki rapordaki yazı karakterlerinin ve puntoların gözle görülür şekilde farklı olduğunu ancak kendisinin sadece baskı özelliğini incelediğini belirtti ve iki farklı baskı tekniği olduğunun görüldüğünü kaydetti. Avukat her şey bariz görülüyor diye tanık uzmanın belgede fiziksel inceleme yapmayı, zımba yırtık var mıdır diye bakmadığını, kağıtlar aynı mıdır değil midir kimyasal inceleme yapmadığını ileri sürdü. Kimyasal incelemenin uzmanlık alanı olmadığını beyan eden tanık, kimyasal incelemenin talep geldiğinde Türkiye’ye gönderilerek yapıldığı kaydetti.

Avukat Çınar, talep yazısının kapağında [Lefkoşa eski Polis Müdürü] Barbaros Savaşçı’nın Polis memuru Umut Kulle eliyle iki raporun arasında mukayese yapılmasını istediğini ancak tanığın raporları mukayese etmediğini iddia etti. Tanık, kapak yazılarının genel yazılar olduğunu, neler istendiğini tahkikat memuru ile görüşüp ona göre yaptığını açıkladı.

Başsavcılık Mahkeme’ye bugünlük çıkartacağı tanıkların sonuna gelindiğini beyan edince, avukat Serhan Çınar mesai bitimine daha 1,5 saat olduğunu, tutuklu yargılanan sanıklar olduğunu belirtti.

Kıdemli Savcı İldeniz: ‘Davanın başından beri Başsavcılığa sistemli bir algı operasyonu yapılıyor’

Kıdemli Savcı Mustafa İldeniz, davanın başından Başsavcılığa sistemli bir algı operasyonu yapıldığını, Başsavcılığın mesai dışında da çalıştığını, ilk duruşmaya Türkiye’den tanık getirdiklerini beyan etti.

Avukat Süleyman Dolmacı, Fasıl 155 Ceza Yasası’nın 48’inci maddesi gereği, Mahkeme’nin her celse sanıkların tutuksuz yargılanması talebini dinleyebileceğini ileri sürerek, tutuklu yargılanan sanıkların tutuksuz yargılanmasını talep etti.

Füsun Cemaller Başkanlığındaki, Kıdemli Yargıç Vedia B. Barkın ve Yargıç Tutku Candaş’tan oluşan Lefkoşa Ağır Ceza heyeti kararlarını değiştirecek bir durum olmadığını belirterek sanıkların tutuklu yargılamaya devam edilmesine emir verdi.

Duruşmaya 29 Nisan Pazartesi, saat 11:00’de devam edilecek.

Bu haberle ilgili herhangi başka bir bilgi ve/veya belgeye sahipseniz Mikro-Makro’ya iletisim@mikro-makro.net’den veya +90 533 852 60 63’den ulaşabilirsiniz.
:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın