Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, Avrupa Konseyi Başkanı Donald Tusk, Avrupa Komisyonu Başkanı Juncker, AB Konseyi Dönem Başkanı Bulgaristan’ın Başbakanı Borisov’la birlikte Varna’da 26 Mart’ta bir araya gelecekler.
Varna buluşmasının ana gündemi Kıbrıs; Türkiye’deki antidemokratik uygulamalar ve Suriyeli mülteciler ikincil konumda. Türkiye ekonomisindeki olumsuz gidişat ve sıcak paraya duyulan ihtiyaç Kıbrıs ve hidrokarbon yatakları konusundaki pazarlıklarda kuşkusuz Türkiye’nin elini zayıflatıyor. Güney Kıbrıs’tan gelen bilgilere göre ise Kıbrıslı Rumlar Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de hissedilen varlığından son derece rahatsız ve korku içinde. Rum siyasilerin yıllardır sırtlarını AB’den ABD’ye, Ortadoğu’dan İsrail’e ve İngiltere’ye dayama politikaları ve Rum toplumu üzerinde yarattıkları ‘güçlü ve güvendeyiz’ algısı yerini endişeye terk etti.
Olası Birleşik Kıbrıs’ta yönetimi paylaşmaya hiç hazır olmayan ve siyasi eşitliği reddeden Rum tarafının yıllardır müzakere masasında koyduğu tavır, bugün Kıbrıslı Türkleri kendi ülkelerinde yabancı konumuna soktu. Dünyadan kopuk, Türkiye ile bir başına bırakılan bir toplumun eninde sonunda Türkiye ile entegre olacağını Rum siyasetçiler de çok iyi biliyordu. Kıbrıs’ın kuzeyi bugün hem dayatmacı entegrasyon politikalarına hem de Güney’deki seçilmişlerin faşizan yaklaşımlarına karşı eşitlik ve demokrasi mücadelesi vermek zorunda. İki taraftan da baskılanan toplumun susup oturmayacağı tarihinden belli olsa da halkımızın zihni yapacağı döviz ödemelerine ve artan şiddet olaylarına takılı... Toplum gündelik sorunları ile cebelleşmekten ne Varna buluşması ile ne doğal gaz meselesi ile ilgilenecek halde.
Daha atamaları bile yapamayan hükümette sıra ekonomik sorunlara ne zaman gelecek belli değil... Belediye seçimleri, Türkiye ile imzalanacak protokol falan derken bir bakmışsınız artan döviz kurları ile birlikte ekonomik kriz dallanıp budaklanmış... Madem kimse halkı düşünmüyor, toplum da mecburen kendi çözüm yollarını üretecek. En pahallı mobil telefon görüşmelerini yapıyoruz değil mi? İtibar meselesi yapmayın, ücretsiz arama hizmeti sunan uygulamalar üzerinden görüşün. Sosyal medyada örgütlenilsin, sadece 4 gün cep telefonuyla görüşülmesin de bakın neler oluyor… KIB-TEK özelleştirilmesin, stratejik önemini kavradık amenna fakat KIB-TEK kâra geçerken ahalinin yüksek elektrik faturası ödemekten cüzdanında para kalmadı. Sayaçlar KIB-TEK’teki yazılım sayesinde otomatik olarak anında kesme ve bağlama yapıyor ama KIB-TEK vermediği hizmet için ısrarla ücret alıyor. KIB-TEK’in faturalara yansıttığı maktu ücretin karşılığında sunduğu hizmet yok ancak yurttaş her ay maktu ücreti ödemek zorunda bırakılıyor. Gelen her yeni hükümet susacaksa, tüketiciler birleşsin KIB-TEK’in önünde eyleme gitsin de görün eğlenceyi...
Mısır’da geçen sene artan balık fiyatlarına karşı sosyal medyada örgütlenen halk ‘Bırak çürüsün’ hashtag’ı ile kampanya başlattı, insanlar 3 gün hep birlikte balık almayınca balıkçılar fiyatları düşürdü.
Ürdün’de yükselen benzin fiyatları karşısında tüketiciler inatla ‘Benzin almıyoruz’ kampanyası yürüttü. Cumartesi-pazar ana yollarda araba süren neredeyse kalmadı. Benzin istasyonları indirim yapmak zorunda kaldı.
İsrail’den bir örnek: Facebook’ta 105 bin kişilik destek kazanan boykotla, tüketiciler ‘Fiyatları indirmezseniz peynir satın almıyoruz’ dedikleri gibi peynir fiyatları düşüverdi.
Cebimizi yakan fiyatlara yasa dışı sanal bahisçilerin daha fazla kara para için birbirlerine girmeye başladığı bir ülke gerçeği de eklendi. Kara paranın ürettiği şiddeti ‘haraç çete’lerini sınır dışı ederek önleyebileceği zannına kapılan hükümetimiz, bu tür olayların henüz başlangıç olduğuna muhtemelen ihtimal vermiyor.
Kaç yazı yazdık: Kara paranın cirit attığı ülkeler sonunda inanılmaz şiddet olayları ile karşılaşır. Kara para başkasına yaşam hakkı tanımaz ve her alana sızarak tüm sektörleri ele geçirir dedik. Düşük nüfuslu ve ekonomisi zayıf bir ülkeyi yasa dışı sanal bahis çetelerine ve kara paranın kontrolü altına sokmak o ülkeyi tamamıyla bitirir.
Devam edelim, güzel oluyor böyle...
Yazılar
22 Mart, 2018 - 10:00
Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
Yorumunuz