İngiltere ve ABD'de yayınlanan haftalık The Economist dergisi son sayısında neoliberalizmin kurucularından, serbest piyasaya olabildiğince geniş özgürlüklerin tanınmasını savunan, Nobel ödüllü Amerikalı ekonomist Milton Friedman’a (1902-2006) atıfta bulunarak, Covid dönemi devlet teşviklerini eleştiren bir yazı yayınladı.
Kapak yazısı önümüzdeki dönem neoliberalizmin neleri savunacağını çarpıcı bir şekilde özetliyor.
Derginin kapağına taşıdığı konuda, öne çıkanlar şöyle:
Milton Friedman bir bir keresinde “Gözünüzü tek bir şey üzerinde tutun: Hükümet ne kadar harcıyor” demişti. Bugün olsa Friedman’ın gözleri faltaşı gibi açılırdı. Hükümetler, küresel GSYİH'nın (Gayri safi yurt içi hasıla) toplam %16'sına ulaşarak, krediler ve garantiler dahil pandemiye 17 trilyon dolar harcadı.
'Net sıfır karbon emisyonu hedefi, sağlık, emekli maaşları ve iklim değişikliği ile mücadele devletlerin harcamalarını artıracak'
Mevcut tahminlere göre, her büyük gelişmiş ekonomide hükümetlerin harcamalarının 2026 yılında GSYİH'daki payı 2006'dakinden daha büyük olacak. ABD refah devletini genişletmek için 1.8 trilyon dolar harcamak üzere; Avrupa 750 milyar euro (850 milyar $) yatırım fonu dağıtıyor; ve Japonya’da hükümet daha da fazla cömertlikle “yeni bir kapitalizm” vadediyor.
Önümüzdeki on yıllarda devletin ekonomik ayak izi daha da genişleyecektir. Dünya ekonomisinin beşte dördü şu anda net sıfır karbon emisyonu hedefine tabidir. Bu hedefin Britanya'da hükümetin borç-GSYİH oranını 2050 yılına kadar yüzde 21 artırması bekleniyor. Ve birçok ülkede sağlık ve emekli maaşları için çok daha fazla harcama talep edecek yaşlanan nüfus mevcut.
Devletler pandemi sırasında büyüdükçe, başarısızlıkları da tam olarak ortaya çıktı. Krizin başlarında ABD’nin halk sağlığı yetkilileri, özel laboratuvarların virüs için kendi testlerini geliştirmesini engelledi; bu yıl yazdan önce mevcut olabilecek hızlı testleri onaylaması ise ekim ayına kadar sürdü. Avrupa'da aşı tedariki aylar boyunca çok yavaştı. Çin bir zamanlar virüse tepkisini güçlü devlet modelinin zaferi olarak kutlamıştı. Şimdi ise sıfır Covid stratejisi, kontrolsüz merkezi gücün esnek olmadığını gösteriyor. İngiliz siyasetinin bataklığa saplandığı skandallardan biri, liderlerinin krizden faydalanarak ahbablarıyla kazançlı sözleşmeler imzalayıp imzalamadıklarıyla ilgiliydi…
Büyük devlet anlayışının yaratacağı uzun vadeli tehdit, bu tür bürokrasi, kurumsal başarısızlık ve yozlaşmanın rutin hale gelmesi ve yaygınlaşması, insanları daha fakir hale getirmesi ve bireysel özgürlüğü sınırlamasıdır.
Devlet zaman içinde GSYİH'ya göre nerdeyse hep genişlemiştir çünkü üç güç odağı iş başındadır.
'Vergi mükellefleri lobicilere karşı mücadele etmekle uğraşmıyor'
Birinci güç odağı açıkça kötü niyetlidir. Atalet ve görev sürüngenliği iktidarların geri adım atmasını zorlaştırır. Bir düzenlemeden veya harcama kaleminden yararlanan seçmenler ve lobiciler, o kalemi korumaya çalışmak için her türlü nedene sahipken, yerel projeler için ödeme yapan birçok vergi mükellefi, politikacılardan lobicilerden kurtulmalarını talep etmekle uğraşmazlar. Sorumlu bürokratlarsa kendi sahalarını ve kariyerlerini savunmak isterler. Bir program başarısız olduğunda bile program destekçileri programa daha fazla kaynak aktarılsaydı yine de başarılı olabileceğini söyler.
'Refah devletlerinde sağlık ve eğitim gibi hizmetlere yapılan harcamalar ekonomiden daha fazla büyüyor'
İkinci güç, hayatın bir gerçeğinden ileri gelir. Refah devletlerinin sağlık ve eğitim gibi hizmetlere yönelik harcamaları, yüksek emek yoğunluğu ve düşük verimlilik artış oranları nedeniyle ekonomiden daha hızlı büyümektedir. Hükümetin verimsizliği işleri daha da kötüleştirebilse de, bu “maliyet hastalığı” hem özel hem de kamu sektörünü etkiliyor.
'Yaşlılara yapılan harcamaların ve iklim değişikliğine yönelik mücadelenin artması talep ediliyor'
Üçüncü güç unsuru, bugün hükümetlerin yapması gereken daha çok şey olmasıdır. 20. yüzyılda seçmenler zenginleştikçe daha fazla eğitim ve en son bilimsel gelişmelerden yararlanan pahalı sağlık hizmetleri için daha fazlasını talep ettiler. Bugün, seçmenler yaşlandıkça, yaşlılara harcama yapılmasının devamını istiyor. Seçmenler giderek daha fazla hükümetin iklim değişikliği konusunda da bir şeyler yapmasını talep ediyor.
Bu üç güç, halkın tasavvurunda en büyük görünen hükümet karşıtı serbest piyasacılar Margaret Thatcher ve Ronald Reagan'ın gerçek etkisinde açıkça görülebilir. Genellikle bu liderlerin “neoliberal dönem”in temellerini attıkları söylenir. Aslında iki lider de daha küçülen hükümetlere yönelik olarak kalıcı bir miras bırakmamıştır.
2019'da Amerikan hükümeti, Reagan'ın başkanlığından önceki on yıla kıyasla arada her geçen yıldan daha yüksek bir GSYİH payı harcadı.
‘Kemer sıkma’ yılları olarak tanımlanan Thatcher döneminde, Thatcher'ın görevden ayrılmasından otuz yıl sonra Britanya'nın Muhafazakâr hükümeti, Thatcher öncesi dönemden bu yana en yüksek harcamayı yönetiyor.
Reagan, Thatcher ve İsveç, Yeni Zelanda ve başka ülkelerdeki diğer reformcular [kamu harcamaları aşı derecede artan] aşırı harcayan hükümetlerin oluşmasına neden olan güç odaklarının ilkini yendi. Devletin aslında en kötü durumda olduğunu, içerdekilerin daha fazla kontrol için çarpık teşvikleriyle devletin şiştiğini kavradılar.
Hükümetler haklı olarak kamulaştırılan firmaları sattı, düzenlemelerdeki bürokrasiyi azalttı, bazı vergileri basitleştirdi ve rekabeti teşvik etti.
Liberal toplumlarda hükümetin sınırlı rolü hakkında bir fikir birliği ortaya çıktı. Liberaller çoğu ekonomideki piyasa adımlarını memnuniyetle karşıladı ancak dünyayı daha adil hale getirmek için yeniden dağıtıma ve kamu hizmetlerine yapılan harcamalara izin verdiler.
Bugün bu uzlaşı, en çok ihtiyaç duyulduğu anda tehdit altındadır. Yaşlanma ve iklim değişikliği hükümetlerin ölçeğini karşı konulmaz bir şekilde artırırken, devletin neyi iyi yapıp neyi yapamayacağını anlamak ve Leviathan'ın gücünü içerdekilerin ve ahbapların yararına kullanmasını önlemek hayati önem taşıyor. Bugün sınırlı hükümetler argümanı, küresel ısınmanın sınırlandırılmasının veya yaşlıların ihtiyaçlarının karşılanmasının gerekli olup olmadığı hakkında değil, devletin müdahalelerinin doğası hakkında olmalıdır.
'İklim değişikliğiyle mücadele uçuşlara talebi kısıtlayarak yapılamaz!'
Görevlerden biri, piyasaların rolünü ve bireysel tercihi en üst düzeye çıkarmaktır. İklim değişikliğiyle, uçuşlara talebi kısıtlayarak, yeşil ulusal şampiyonları teşvik ederek veya finans piyasalarını bozmak için merkez bankalarını görevlendirerek değil, karbon vergisiyle, araştırma ve geliştirme sübvansiyonlarıyla ve son derece dikkatle incelenen kamu yatırımlarıyla mücadele edilmelidir.
'ABD Başkanı Biden devlet destekli çocuk bakımı sistemi ile ancak yeni bürokrasi yaratır!'
Refah devleti, ABD Başkanı Joe Biden'ın önerdiği [devlet destekli] çocuk bakım sistemi gibi yeni bürokrasiler kurmaya değil, parayı yeniden dağıtmaya ve ihtiyacı olanların parayla ne yapacaklarını seçmelerine izin vermeye odaklanmalıdır. Vergiler geniş tabanlı ve yatırım dostu olmalıdır.
'Estonya gibi evrak işleri ile mücadele ederek dijitalleşerek verimli olunmalı!'
‘Daha az, daha iyi maaş alan bürokratlar olsaydı, kamu sektörü daha yetenekli personeli kendine çekebilirdi…’
Devlet ayrıca çevik ve verimli olmaya çalışmalıdır. Mali sektör daha dijital hale geldikçe, haneler için gelir desteği mümkün olduğunca otomatikleştirilmelidir. Estonya'nın evrak işlerine karşı savaşının gösterdiği gibi, çoğu form doldurma ortadan kaldırılabilir. Daha az, daha iyi maaş alan bürokratlar olsaydı, kamu sektörü daha yetenekli personeli kendine çekebilirdi. Ve politikacılar, atıl görevdeki departmanlara güvenmek yerine, yeni sorunlarla uğraşırken yeniden başlamaya istekli olmalıdır. Salgın sırasında hükümetlerin en büyük başarıları, ABD’nin aşı geliştirmesine yardımcı olan [kamu-özel ortaklığı girişimi] Warp Speed Operasyonu gibi iç girişimlerdi.
Devlet tarafsız olmaya çalışmalıdır. Dar çıkarlar, ister solun tercih ettiği sendikalar ve arkasını sıvazladığı kurban gruplar olsun, isterse sağın iş dünyasındaki dostları olsun, her zaman devleti ele geçirmeye çalışacaktır. Bürokratların direnmek için politikacıların dürüstlüklerine yönelik amansız, alaycı, kendi çıkarlarına hizmet eden saldırılarına değil, şeffaflığa ve kamu hizmeti ahlakı için desteğe ihtiyacı vardır.
'Yaşlılara yapılan toplam harcamalar gerontokrasiye yol açmamalı!'
Yaşlılara yapılan toplam harcamaların artması haklılığa sahip olsa da, tam ölçekli bir gerontokrasi [toplum içinde en yaşlı bireyin hiyerarşik anlamda en üst düzeyde bulunması ve yaşlıların iradesine tabiyet] haklılık barındırmaz. Cüzdanları kabarık olan emeklilerin halkın sadakalarına ihtiyacı yoktur. Tam tersine, vergiler ücretlerden mülk, miras ve tüketime kaydığı için daha ağır bir yük taşımaları gerekir.
İyi hükümet ile kötü arasındaki fark, sadece net sıfır karbon emisyonuna hızlı geçişten ve yaşlılar için sürdürülebilir bir güvenlik ağının sağlanmasından değil, aynı zamanda daha adil ve çok daha müreffeh toplumlar olmakla ölçülecektir. 20. yüzyılda klasik liberaller, hükümetin büyümesinin insanlığın ilerlemesine eşlik etmesini sağladılar. Aynı şey 21. yüzyılda da geçerli olabilir.
Kaynak: The Economist
Yorumunuz