Küresel karbon emisyonları artmaya devam ediyor. Ancak son yıllardan farklı olarak, sera gazı emisyonları yılın ilk yarısında Avrupa Birliği ve ABD'de artarken, Çin'de azaldı.
Bu yaz Avrupa'daki sıcak hava dalgaları ve orman yangınlarından Pakistan ve Hindistan'daki ölümcül muson yağmurlarına kadar iklim felaketlerinin ortaya çıkması, iklim eylemlerinin hızlanmasına yol açacak mı? Küresel ısınmaya neden olan sera gazı emisyonlarına ilişkin en son veriler, böyle bir şeye işaret etmiyor. Uluslararası bilim insanları konsorsiyumu Carbon Monitor'un (Karbon İzleme) ön verilerine göre, yılın ilk yarısında emisyonların 2024'ün aynı dönemine kıyasla %0,7 arttığı tahmin ediliyor.
Dünya daha fazla fosil yakıt tüketmeye devam ederken Carbon Monitor'un sonuçları, ana emisyon kaynakları arasındaki eğilimlerin tersine döndüğünü ortaya koyuyor. Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri'nin iyi öğrenciler gibi göründüğü son yılların aksine, emisyonlar artık AB'de (+%4,6) ve ABD’de (+%4,2) arttı; Çin'de (-%2,7) ve Hindistan'da (-%2,2) azaldı.
Çin’de mayıs ayına kadar her saniye 100 panel kuruluyordu!
Küresel emisyonların üçte birine neden olan Çin’de gözlenen düşüş, dikkate değer bir önem taşıyor. Çin'deki görece iyi sonuçlar, 2023’ten bu yana esas olarak güneşten, ancak aynı zamanda rüzgâr ve nükleerden gelen temiz enerjideki büyük artışa bağlanıyor. İlk yarıyılda kurulan fotovoltaik kapasite, rekor seviyelere ulaştı (212 gigawatt; 2024’ün ilk yarısının iki katı) ve tek başına, Türkiye’nin tüm elektrik üretimine denk gelen güçlü elektrik talebi artışını karşılamayı sağladı. Çin'de mayıs ayında, fiyat politikasında değişikliğe gidilmeden önce, ülkede her saniye 100 panel kuruluyordu!
Lauri Myllyvirta'nın Carbon Brief adındaki web sitesinde yayınlanan analizine göre, temiz enerjideki bu patlama, Çin enerji sektöründe kömür kullanımında düşüşe (-%3,4) yol açtı. İnşaat sektöründeki daralma nedeniyle yapı malzemeleri ve metalurji sektörleri de düşüşte. Ancak aynı zamanda Çin kömürle çalışan elektrik santralleri inşa etmeye hızla devam ediyor.
Buna karşılık, Çin'in başlıca ekonomik rakibi ve dünyanın en büyük ikinci emisyon salımına sahip ülkesi olan Amerika Birleşik Devletleri, gerileme yaşadı. Küresel ısınma ve iklim değişikliğinin boyutları, nedenleri ya da sonuçları konusunda şüphe duyan, iklim şüphecisi Trump yönetimi, çevre düzenlemelerini istikrarlı bir şekilde gevşetiyor, fosil yakıtları teşvik ediyor ve yenilenebilir enerji kaynaklarını engelliyor. Sonuç olarak, yılın ilk yarısında kömür ve gaz kullanımı arttı. ABD Enerji Enformasyon İdaresi (EIA), Covid-19 kaynaklı toparlanma hariç tutulduğunda, ABD'nin emisyonlarının tüm yıl için %1,6 artmasını bekliyor; bu, on yılın en büyük ikinci artışı olacak.
Kıbrıs'ta karbon emisyonları %5'ten fazla arttı
Bir diğer kara nokta: Avrupa Birliği'nin emisyonları. En son Eurostat verileri de, 2024'ün aynı dönemine kıyasla ilk çeyrekte %3,4'lük bir artış gösteriyor. Bu eğilim, 20 üye ülkede gözlemleniyor ve bunlardan altısının karbon emisyonları %5'ten fazla arttı (Bulgaristan, Çek Cumhuriyeti, Kıbrıs, Polonya, Macaristan ve Yunanistan). Fransa'da, Atmosferik Kirlilik Çalışmaları için Mesleki Teknik Merkez çok küçük bir artış (+%0,2) kaydetti.
Konut sektöründe ısıtma ve soğutma için daha düşük tüketim nedeniyle %2,2'lik bir düşüş kaydeden Hindistan örneğini analiz etmek daha karmaşık çünkü Karbon İzleme Raporu sonuçları oldukça belirsiz.
Ülkeler, kasım ayında Brezilya’nın Belém kentinde yapılacak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi’nin otuzuncu Taraflar Konferansı COP30’a kadar, yeni ve daha iddialı iklim planlarını sunmak zorunda. Ancak şu ana dek yalnızca 29 ülke bu planları açıklamış durumda. Çin ve Avrupa Birliği de dahil olmak üzere birçok büyük emisyon kaynağı hâlâ eksik. Öte yandan, 2025’in kayıtlara geçen en sıcak yıllardan biri olacağı şimdiden kesinleştiği için acil eylem ihtiyacı artık ertelenemez.
Haberin tamamını Le Monde’dan okuyabilirsiniz. Ayrıca bkz. Eurostat
Yorumunuz