Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın nişanlısı Hatice Cengiz Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’a karşı çetin bir mücadele yürütüyor. 

Cengiz cinayetten sorumlu tutulmaları için Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'a ve bazı yetkililere geçen Ekim ayında ABD'de dava açmıştı.

Suudi Arabistan bu hafta sonu sanal olarak Riyad'daki G20 zirvesine ev sahipliği yapıyor. 35 yaşındaki Veliaht Prens Muhammed bin Salman için etkinlik, yeni kozmopolit krallığını dünyaya tanıtmak için tarihi bir fırsat sunacaktı ancak pandemi nedeniyle G-20 zirvesi video konferans olarak yapılıyor.

G-20 zirvesinin Kaşıkçı cinayetine rağmen Suudi Arabistan’ın ev sahipliğinde yapılması, Hatice Cengiz’in bir temsilcisi olduğu, Cemal Kaşıkçı tarafından kurulan "Arap Dünyası için Şimdi Demokrasi Platformu" (DAWN) tarafından protesto ediliyor. 

Suudi muhalif gazeteci Cemal Kaşıkçı, Ekim 2018'de Suudi hanedanının ajanları tarafından İstanbul'da öldürülmeden kısa bir süre önce platformu kurdu. Çok farklı düşünce okullarına yakın olan Suudi Arabistan rejimi muhalifleri DAWN’da örgütleniyor. DAWN temsilcisi Hatice Cengiz, nişanlısı Kaşıkçı’nın siyasi mirasına sahip çıkıyor.

Almanya’da bulunan Cengiz Spiegel’e verdiği demeçte, “Suudi Arabistan Veliaht Prensi bunun yanına kalmayacağını bilmeli. Ancak devlet başkanları zaten bu zirveye katılıyorsa, en azından iki yıl önce Türk konsolosluğunda barbarca işlenen cinayete dair sanki cinayet hiç işlenmemiş gibi bir tavır sergilememeliler. Bu eylem hakkında konuşmalılar” dedi.

Suudiler için davanın görülmüş, kararın verilmiş olması ve kurbanın en büyük oğlu Salah'ın failleri affettiği iddiaları karşısında ise Cengiz “Süreç yasal bir saçmalıktı. İlk başta kimin mahkum edildiğini bile bilmiyorsunuz. Elbette Cemal’in Riyad'daki ailesinin durumunu daha da zorlaştırmak istemiyorum. Ancak eminim ki oğulları hükümlüleri affetmek zorunda kaldı” dedi.

Ekim ayında Washington DC'de Suudi veliaht prens ve onun sırdaşı Suud el-Kahtani'ye karşı bizzat dava açan Hatice Cengiz’in davasını hangi kanıtlara dayandırdığı sorulduğunda ise Cengiz, “Cemal’in ölümünden kısa bir süre sonra CIA [ABD Dış İtihbarat Servisi], cinayetin sorumlusunun Prens olduğu sonucuna varmak için yeterli kanıt topladı. Bu delilleri her iki yargılamada, önümüzdeki Salı günü devam edecek İstanbul'daki ceza davasında ve Washington'daki hukuk davasında da kullanacağız. Hangi müzakerede hangi delilin kullanıldığını söyleyemem. Söyleyebileceğim tek şey, prensin davayı kendine uyduğu gibi kapatıp kurtulamayacağıdır” yanıtını verdi.

Hatice Cengiz, “Failler bedelini ödemeli. Cemal'i öldürme emrini kimin verdiği açıklığa kavuşturulmalı. Sosyal konumu ne kadar yüksek olursa olsun failin cezasız kalmasına izin verilmemelidir” diyerek tepkisini gösterdi. Suudi Arabistan'ın İstanbul Başkonsolosluğu'nda hunharca öldürülen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı nişanlısı Hatice Cengiz ile birlikte...

Haziran 2019'da Osaka'da düzenlenen G20 toplantısında ABD Başkanı Donald Trump ve Veliaht Prens Muhammed bin Salman'ın kapanış fotoğrafı verilirken dostane bir şekilde sohbet etmesine yönelik olarak Kaşıkçı'nın nişanlısı “...O resim adalete olan inancımı tamamen yok etti. Ama o resme tekrar bakın. Şansölye Angela Merkel kendisini bu olaydan kasıtlı olarak uzaklaştırırcasına bu resmin dışındaydı. Bu bana yine umut verdi” ifadelerini kullandı.

Berlin'de dış politika yapıcılarla ve Almanya Federal Meclisi İnsan Hakları Komisyonu ile görüşen Cengiz, Berlin’in ve Avrupa Birliği'nin Suudi Arabistan'a silah sevkiyatını askıya aldığını belirterek, “Almanya'nın yanımda olduğunu hissediyorum. Bunun Alman tarihindeki kırılmalarla bir ilgisi olduğunu düşünüyorum (...) Angela Merkel'e bir kadın ve bir lider olarak çok saygı duyuyorum. Almanların insanlığını hissediyorum” diyerek duygularını paylaştı.

Cengiz cinayet öncesi ve sonrası hayatına dair ise “Planları olan normal bir Türk kadınıydım. Mutlu olacağımızı düşündük. Bazen Cemal'in hâlâ hayatta olduğunu hayal ediyorum ve sonra kalp kırılıklığı ile uyanıyorum. İki yıl sonra bile, Cemal'e yapılanlar inanılmaz derecede korkunç. Artık huzurum ve güvenliğim yok, her gün ölüyormuşum gibi hissediyorum. Eylemlerim Cemal'in ölümsüzlüğüne katkıda bulunursa, bu beni rahatlatacak” cümlelerini kurdu.

Kaynak: Spiegel