Afganistan’da pazar gecesi Celalabad'ın doğu eteklerinde meydana gelen depremde 800'den fazla kişi hayatını kaybetti, 2.700 kişi yaralandı. Ancak, bazı ücra vadilere ulaşımın zorluğu ve Taliban rejiminin yetersizlikleri, can kaybının yükseleceğine yönelik endişeleri artırıyor.
31 Ağustos Pazar gecesi meydana gelen şiddetli depremin ardından Afganistan’ın doğusu sarsıntının yaralarını sarmaya çalışıyor. Ülke, kayıplarını sayarken yalnızca 'kaderin' kendisine ağır darbe vurduğunu değil, aynı zamanda dünyanın da buna pek aldırış etmediğini fark etti.
Ölü sayısı 1.000'i, yaralı sayısı ise birkaç bini bulabilir
Resmi ölü sayısı 800'den fazla, yaralı sayısı ise 2.700 olarak belirtiliyor; ancak pazartesi akşamı, Le Monde gazetesinin ulaştığı Kabil'deki Birleşmiş Milletler siyasi misyonundan bir üye, ölü sayısının 1.000'i, yaralı sayısının ise birkaç bini bulabileceğini belirtti.
Kaynak yetersizliği, en çok etkilenen bölgelere müdahaleyi geciktiriyor ve çoğunlukla özel insani yardım kuruluşları tarafından görevlendirilen kurtarma ekipleri, pazartesi akşamı itibarıyla oldukça izole köylere hâlâ ulaşamamıştı.
Deprem üç vadiyi harap etti: Nangarhar eyaletindeki Darre Noor, Kunar eyaletindeki Nurgal ve Laghman eyaletindeki Dawlat Shah.
Fransız STK Acted ekibinden bir üye, "Kunar vilayetinin Nurgal ilçesindeki Mezar Darra'ya ulaştık. Bütün köyler yok oldu, harabeye döndü. Kurban sayısı çok yüksek. En ücra bölgelere doğru ilerlemeye devam ediyoruz." dedi.
Afganistan'daki Acted yetkililerinden biri, kuruluşunun bu üç vadinin her birine bir ekip gönderdiğini doğruladı. "Deprem, ciddi bir hasar görmeyen Celalabad şehrinin kuzeyinde meydana geldi. Benzer şekilde Kabil'de de sarsıntılarla uyandık, ancak hiçbir bina çökmedi. Ancak, yollar açık olsa bile, etkilenen köylere doğru ilerlemek, üç harap vadiye gönderilen ekiplerimiz için halen karmaşık." dedi.
Pazartesi günü iletişime geçilen Sınır Tanımayan Doktorlar ofisi, "öncelikleri" ve "sağlanacak desteğin" yöntemlerini belirlemek üzere sabah bir kriz toplantısı düzenlediğini belirtti.
Felaketin ön saflarında yer alan köylülerin telefonlarına yansıyan aynı sahneler sosyal medyada yayınlandı. Sağlam yapılı adamlar, sabahın erken saatlerinde bulunan kurbanların cansız bedenlerini derme çatma sedyeler -sökülmüş yataklar, katlanmamış çarşaflar- üzerinde taşıdılar. Gece boyunca, el fenerleri ve akıllı telefonların ışığında, büyük bir kargaşa içinde molozların arasında ilerleyen köylüler, yolunu kaybetmiş keçilerin arasında, çoğu zaman çıplak elleriyle göçük altında kalanları kurtarmaya çalıştı.
Tek teselli, yağmur ve soğuk havanın, halkın sevdiklerini kurtarmak için gösterdiği çaresiz çabaları aksatmamasıydı. Ölü ve yaralı sayısının yüksek olması, büyük ölçüde depremin gece yarısı, 23:47'de, tüm ailelerin uyumak için çatılarının altında toplandığı sırada meydana gelmesiyle bağlantılı görünüyor.
Deprem nedeniyle iletişim hatları kesildiği için birçok bölgeden can kaybı bildirilemiyor
Sabahleyin, yüzlerinde veya başlarında düşen kirişlerin veya taşların açtığı yaralarla aile babaları, bir zamanlar köy olan yerin enkaz labirentinde iç çamaşırlarıyla dolaşıyorlardı. Bazı durumlarda hayatta tek kişi olarak kalan çocuklar ağlayarak yardım dilerken, komşular da anne babalarını, kardeşlerini veya büyükanne ve büyükbabalarını örten taşları ve toprağı temizlemeye çalışıyordu.
Depremde, terakota, gevşek taş veya içi boş tuğlalardan yapılmış, genellikle kırılgan olan ve üzerlerine tehlikeli ahşap yapılar yerleştirilmiş duvarlar, sarsıntıların şiddetine dayanamadı. Küçük bir alana yayılmış, yoğun ve yoksul bir nüfusa sahip dağlık yerleşim yerindeki bu binalar bir dizi çökmeye neden oldu ve temizleme çalışmalarını önemli ölçüde geciktirdi. Etkilenen köylerin çoğunda tonlarca molozu kaldıracak ağır kaldırma ekipmanının olmadığı bildirildi. Müdahale ve acil yardım ekiplerinin yavaşlığı, hatta yokluğu, zamanla ölü sayısının artacağı korkusunu daha da artırıyor.
Yerel haber ajansları tarafından derlenen haberlere göre, enkaz altında kalan ve sesleri pazartesi günü tamamen kesilen mağdurlar var. Afganistan Sağlık Bakanlığı sözcüsü Şerafat Zaman'a göre, deprem nedeniyle iletişim hatları kesildiği için birçok bölgede can kaybı bildirilemiyor.
Uluslararası toplumun ilgisizliği
Gece boyunca ve pazartesi gününe kadar, hâlâ yıkılmış vadilerde barınan nüfusun bir kısmı ölümcül artçı sarsıntılardan dolayı korkarak dışarıda uyumayı tercih etti. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu, yaklaşık on artçı sarsıntı kaydetti. Pazar günü meydana gelen ilk sarsıntının merkez üssü, Celalabad'ın 27 kilometre kuzeydoğusundaydı. Derinliği ise sadece sekiz kilometreydi. Aynı kuruma göre, daha sığ depremler daha fazla hasara yol açma eğilimindedir.
2021 yazında iktidara geri dönen Taliban rejimi, cesur bir tavır takınmaya ve sıkıntılı halkının ihtiyaçlarını karşılayabildiğini göstermeye çalıştı. Etkilenen bölgeler ile hastanelere tahliyeler öncesinde yardım üssü olan Celalabad arasında mekik görevi yapan helikopterleri gösteren çok sayıda görüntü yayınladı. Oysa gerçek daha da vahim. Taliban rejiminin yalnızca iki helikopteri olduğu ve bunlardan birinin Savunma Bakanlığı'na ait olduğu bildiriliyor.
Uluslararası toplumun ilgisiz kalmasından duyduğu üzüntüyü dile getiren Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiseri Filippo Grandi, pazartesi günü yaptığı açıklamada depremin Afganistan’daki mevcut insani zorlukları daha da ağırlaştırdığını söyledi ve uluslararası bağışçıları yardım çalışmalarını desteklemeye çağırdı. Grandi, sosyal medya platformu X üzerinden yaptığı paylaşımda, “Bu durum, kuraklık ve komşu ülkelerden milyonlarca Afganın Afganistan'a zorla geri gönderilmesi gibi diğer sorunlara ölüm ve yıkımı da ekliyor” ifadelerini kullandı.
Kaynak: Le Monde
Dünya Bankası'na göre, Afganistan nüfusunun yarısı (45 milyon) yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Taliban yönetiminin iktidara geri geldiği 2021'den bu yana Afgan kadınlarının ilkokuldan sonra eğitim görmeleri, parklara, spor salonlarına, güzellik salonlarına gitmeleri ya da bir refakatçi olmadan evlerinden çıkmaları yasaklanmış durumda. Kadınların ulusal ve uluslararası STK'lar da çalışmaları da yasaklandı. Diğer düzenlemeler gibi İslam hukukunun son derece katı bir şekilde uygulanmasıyla getirilen yeni bir yasa, kadınların şarkı söylemesini veya şiir okumasını da yasaklıyor. Ayrıca kadınların evlerinin dışında seslerini kısmaları da teşvik ediliyor. Taliban hükümeti ise, İslam hukukunun Afgan erkek ve kadınların haklarını “güvence altına aldığını” ileri sürüyor.
Yorumunuz