Dünya

Yanis Varoufakis: Avrupa Birliği yeni dünya düzeni karşısında savruluyor

Yunanistan’ın eski maliye bakanı Yanis Varoufakis, Avrupa Birliği’nin Rusya, Çin ve ABD karşısında izlediği çizginin Avrupa’yı stratejik bağımlılığa sürüklediğini ve 2025’in bu savrulmanın bedelini görünür kıldığını savundu.

Yunanistan’ın eski maliye bakanı Yanis Varoufakis, Fransız yayın organı Le Monde’da bugün yayımlanan makalesinde Avrupa Birliği’ne şu eleştirileri yaptı:

“2025 yılı, XX. yüzyılın sonlarında ortaya çıkan düzenin son dayanaklarının da çöktüğü bir yıl oldu. Üç şok bu düzeni yıkmaya yetti. İlki, Rusya’nın Ukrayna karşısında zafer kazanma ihtimaliydi. Şubat 2022’den bu yana Avrupalılar tehlikeli bir ikili oyun oynadı. Bir yandan, finansmanını üstlenmeye niyetli olmadıkları bir Ukrayna zaferi için angaje oldular. Öte yandan, bu savaşı Avrupa’nın sanayisizleşmesine karşı son siper olarak görülen bir tür askeri Keynesçiliği teşvik etmek için kullandılar.

Yeşil yatırımları ya da açıkla finanse edilecek herhangi bir sosyal politikayı kendilerine yasaklayanlar, Ukrayna’daki savaşta askeri-sanayi sektörünün yararına kamu borcunu artırmak için güçlü bir gerekçe buldular. Ancak bunun için savaşın sürmesi gerekiyordu. Avrupa Birliği bu nedenle mümkün olan en kötü stratejiyi benimsedi: Ukrayna’ya, kan kaybını uzatmaya yetecek ama savaşın gidişatını değiştirmeye yetmeyecek kadar silah ve teçhizat sağlamak. Bahis kaybedildi. Kremlin ile Trump’ın adamlarının Ukrayna’ya sonunda dayatacağı her ne kadar aşağılayıcı bir barış anlaşması olursa olsun, Avrupa askeri-sanayi yatırımı için kullandığı bahaneyi kaybetmek üzere; bu da yeni bir kemer sıkma döneminin habercisi.

İkinci şok, Çin’in Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı yürüttüğü ticaret savaşında elde ettiği zaferdir. İlk Trump yönetimi (2017-2021) döneminde uygulamaya konan Amerikan stratejisi, iki cepheli bir saldırıya dayanıyordu: bir yanda gümrük tarifeleri, diğer yanda yarı iletkenler ve diğer ileri teknoloji ürünlerine yönelik ambargolar. 2025’te bu strateji kendi Waterloo’sunu yaşadı ve bunun başlıca dolaylı kurbanı Avrupa oldu. Çin gerçekten de iki aşamada ustalıkla karşılık verdi. Önce nadir toprak elementleri ve kritik mineraller üzerindeki hakimiyetini bir silah olarak kullandı; ardından tüm ulusu tek bir hedefe, teknolojik otarşiye yöneltti. Bunun sonucu olarak yerli çip üretiminde baş döndürücü bir hızlanma yaşandı; bu da Batı’nın ambargosunu yalnızca işlevsiz değil, aynı zamanda ters etki yaratan bir araca dönüştürdü.

Avrupa, Beyaz Saray tarafından dikte edilen yaptırımları Çin’e karşı itaatkâr biçimde uyguladıktan sonra kendini en kötü durumda buldu: üst düzey ürünleri için son derece kârlı Çin pazarından giderek daha fazla dışlanırken, artık yürürlükten kaldırılmış olan Amerikan Enflasyonu Düşürme Yasası’nın öngördüğü cömert sübvansiyonlardan ve yeniden yerelleştirme teşviklerinden de yararlanamadı. ABD’nin stratejik taşeronu gibi davranmayı seçen AB, kendi sanayisizleşmesini hızlandırdı. Jeopolitik bir şah mat.

Üçüncü şok ise Trump’ın Avrupa’ya karşı yürüttüğü gümrük vergileri savaşını ne kadar kolay kazandığıdır. Teslimiyet, 27 Temmuz’da Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula von der Leyen tarafından, İskoçya’daki Trump’a ait golf tesislerinden birinde tescillendi. Sonuç: Avrupa’nın ABD’ye ihracatına uygulanan gümrük vergileri yaklaşık yüzde 1,2’den yüzde 15’e çıkarıldı; bazı durumlarda yüzde 25’e ve hatta yüzde 50’ye ulaştı. AB’nin uzun süredir Amerikan ihracatına uyguladığı gümrük vergileri ise kaldırıldı. Ayrıca Komisyon, Avrupa’nın Amerikan sanayisine 600 milyar dolar (509 milyar avro) yatırım yapmasını taahhüt etti; bu, eşi benzeri görülmemiş bir sermaye emişidir. Bu anlaşma, Birliği egemenlik iddiasına dair ne varsa ondan soyup bırakıyor.

Donald Trump’ın Washington-Pekin ekseni etrafında şekillendirdiği “G2” dünyasında, AB ve Birleşik Krallık artık amaçsızca savruluyor. Daha sert ve daha soğuk yeni bir dünya düzeni, Avrupa idealinin mezarı üzerinde yükseldi. 2025 yılının kalıcı dersi budur. Varoluşsal mücadeleler çağında, stratejik bağımlılık önemsizliğin habercisidir.”

Kaynak: Le Monde

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın