Aleyhinde sonuçlanan birçok Mahkeme kararının ardından, şu anda biri Ağır Ceza’da olmak üzere iki ceza davasında sanık olarak yargılanan Tekin Arhun, yurt dışına çıkış yasağında teminat değişikliği yapılması için Mahkeme’ye başvurdu.
Sanık Tekin Arhun’a, Ali Savaş Altan, İsmail Karaböcek ve Nurettin Arapsoy’la birlikte 'Kişilerin Özel Hayatın Gizliliğini İhlal Ederek Görüntü ve/veya Sesleri Kayda Almak veya İfşa Etmek' ve 'Tanıkları Yalan İfade Vermeye veya Doğru Şahadeti Gizlemeyi Teşvik Etmek' suçlamalarının getirildiği davada, 31.05.2021 tarihinde yurt dışı çıkış yasağının da konulmuştu.
Hatırlanacağı üzere 2020 yılının Aralık ayında gerçekleşen olayda Polis, İsmail Karaböcek’in ofisinde olay öncesinde Tekin Arhun-Ömer Arhun kardeşlerin Ali Savaş Altan’la buluştuklarını ileri sürmüş, Kamu Görevlisi olarak Ali Savaş Altan’ın rüşvet almakla suçlandığı Ağır Ceza'da görülmeye devam eden bir davada şikâyetçi ve tanık konumundaki Erkut Hafız’ı şikâyetinden vazgeçirmek için konuştuklarının tespit edildiğini iddia etmişti.
Olay günü İsmail Karaböcek’in ofisinde Tekin Arhun’un kendi telefonundan Erkut Hafız’ı aradığı, konuşmayı hoparlöre alıp kaydolunmasını sağladığı, Erkut Hafız’ın bilgisi dışında kayda alınan konuşmanın sonrasında Tekin Arhun tarafından Ali Savaş Altan’ın telefonuna aktarıldığı, kaydın Nurettin Arapsoy’a gönderildiği ve Mahkeme'ye sunulmak maksadıyla Arapsoy tarafından kısım kısım silinerek montajlandığı öne sürülmüştü.
3 sanık da şikâyetçi Hafız’a Tekin Arhun’a olan borçlarının ve ipotekteki mallarının ödenmesinde Arhun tarafından yardımcı olunacağı vaadiyle, Erkut Hafız’ı yalan yere şahadet vermeye veya doğru şahadeti gizlemeye teşvik etmekle suçlanıyor.
Tekin Arhun 5 bloklu, 970 konutlu İskele’deki inşaatın alt taşeronluğunu yapacak şirketle anlaşma imzalamak için Türkiye’ye gitmesi gerektiğini iddia etti
Dün son duruşması Lefkoşa Ceza Mahkemesi’nde Jale Dizdarlı Ergüden tarafından görülen teminat değişikliği müracaatında, davalı Tekin Arhun, kendisine ait inşaat şirketi tarafından İskele’de yapılmakta olan inşaatın alt taşeronluğunu üstlenecek Türkiye’de bir firma ile anlaşma imzalamak amacıyla yurt dışı yasağının kaldırılmasını talep etti.
60 dairenin satıldığı inşaatta 3 milyon pound alacağı olduğunu, Girne-Alsancak yolu 3. etap yapım ihalesine de girdiğini beyan etti
Tekin Arhun şahadetinde 5 bloklu, 970 konutlu inşaatın 2 bloğunun satışa çıktığını ve 2 blokta şu ana kadar 60 dairenin satıldığını, buradan 3 milyon pound alacağı olduğunu belirtti. Girne-Alsancak yolu 3. etap yapım ihalesine 14 Eylül’de girdiklerini ve bu ihalenin 192 milyon TL’lik olduğunu ve Merkezi İhale Komisyonu’nun ihaleye katılması ile ilgili herhangi bir itirazı olmadığını, inşaat şirketi Capiton Construction’da hisselerin % 100’üne yakının kendisinin olduğunu, imza yetkisinin kendisinde bulunduğunu kaydetti.
Sanık Arhun, İskele’deki 20 milyon sterlinlik, yani yaklaşık 700-800 milyon TL’lik inşaatla ilgili Türkiye’de yapacağı anlaşmayı şahsen kendisinin imzalaması gerektiğini, bu işin çok büyük bir iş, en büyük devlet ihalelerinden yaklaşık 4 kat daha büyük bir iş olduğunu ileri sürdü.
‘Ağır Ceza’da yargılanması nedeniyle bankadaki hisselerini eşi ve çocuklarına devretmek zorunda kaldığı için sigortacılık ve inşaata asıldığı’nı ifade eden Arhun, pandemiyle birlikte inşaat işi için gayrimenkuller aldığını açıkladı. Depremden sonra depreme dayanaklı daha hassas paneller kurulması gerektiğini, KKTC’de üretilen panellerin çok kaliteli olmadığını, daha önce de çalıştığı, Türkmenistan’la da iş yapan firmayla çalışmak istediğini ve bunun için de Türkiye’ye gitmesi gerektiğini dile getirdi.
Arhun, Türkiye’deki imalathaneyi görmesi, renkleri kendisinin seçmesi gerektiği, çalışma izini ile getirilecek 400 kişi için izin prosedürleri, yemek ihtiyacının karşılanması, gelecek malların depolanması gibi işler için sözleşme imzalaması lazım geldiğini, firma tarafından da davetin direkt kendisine gönderildiğini belirtti.
‘Evrakta sahteleme yapanın kendisi değil, Polis olduğu’nu öne sürdü
Mahkeme’ye bütün mal varlığını bile teminat olarak gösterebileceğini, bu kadar büyük projelerle uğraşmasına karşın ‘Ağır Ceza’da itibar kaybına uğradığı’nı, ‘evrakta sahteleme yapanın kendisi değil, Polis olduğu’nu iddia eden Tekin Arhun, ‘Ağır Ceza’da yargılanması için Polis tarafından kendisine kumpas kurulduğu’nu, Polis hakkında yaptıkları şikâyet sonucunda Polis’ten gelen ikinci yazıda ‘karşı tarafın ikaz aldığının kendilerine bildirildiği’ni öne sürdü.
Başsavcılığı temsil eden Savcı Behrat Mavioğlu’nun sorularına cevaben sanık Arhun ilk teminata 2014’de bağlandığını ancak kendisine 2014’te yurt dışı yasağı konmadığını, 2021’de bağlandığı teminatta ise yurt dışı yasağı da olduğunu söyledi. Savcı Mavioğlu’nun söz konusu teminat emrini istinafa götürüp götürmediği sorusuna yanıt olarak kararı istinafa götürmediğini, 20 yıldır müteahhitlik yapsa da pandeminden sonra piyasanın canlandığını belirtti.
Kendi adına kayıtlı 274 mülkü varmış…
Savcı’nın sorusu üzerine kendi adına 274 mülkü olduğunu ve hepsini de teminat olarak verebileceğini belirten Arhun, birçok şirketi olduğu ve yönetimine nasıl yetiştiği sorusuna 500’den fazla personeli olduğunu ancak kendisinin tek hakim, karar verici olduğunu ileri sürdü.
Savcı Behrat Mavioğlu’nun bu işleri yürütmek için görevlendirilmiş müdürleri olduğu, bu faaliyetleri müdürleri tarafından yürüttüğü, Arhun’un sadece karar mercii olduğu iddialarını Arhun kabul etmedi. Yurt dışına çıkarsa geri dönmeyeceği, itibarını kaybetmesin diye geri dönmeyeceği şeklindeki Savcılığın iddialarını kabul etmeyen Tekin Arhun, Savcı’nın bankadaki hisselerini davada sorun yaşadığı için devrettiğine ilişkin sorusuna davadan kaynaklanan yasal sorundan dolayı hisselerini devretmek zorunda kaldığını açıkladı.
Güney Kıbrıs vatandaşlığı dışında başka ülkeden yurttaşlığının olmadığını beyan etti
Başka bir soru üzerine ‘hiçbir başka vatandaşlığı olmadığı’nı, ‘yabancı dil de bilmediği’ni, ‘teknoloji kullanımında çok geride olduğu’nu belirtti, soru üzerine ‘güney Kıbrıs vatandaşlığı olduğu’nu kabul etti.
KKTC’de bu işleri yapan firmalar olduğunu kabul etmeyen Arhun, KKTC’de bu işleri yapacak firmalar olduğunu, paranın önlerine konulmasıyla her türlü numunenin yapılabileceği şeklindeki Savcılık iddialarını reddetti ve bu durumda % 30 fark ödemesi gerekeceğini belirtti.
Bugüne dek ‘hiç görüntülü görüşme yapmadığı’nı öne sürdü
Devamla malları seçmesi, duvar, sıva ve diğer inşaat malzemelerini, fabrikanın durumunu kendi gözüyle görmesi, bire bir mallara ellemesi ve pazarlığını yapması gerektiğini söyleyen Arhun, yaşadığımız teknoloji çağında görüntülü aramayla bunları yapabileceği iddialarını, ‘hiç görüntülü görüşme yapmadığı’nı ileri sürerek reddetti.
‘Ağır Ceza'daki dava fake olduğundan, orada yargılama duracak inancındayım’ dedi
Savcının resmi evrakta sahteleme davasında Ağır Ceza’da tutuklu yargılanabileceğine belirtmesi karşısında Arhun, ‘oradaki dava fake olduğundan, orada yargılama duracak inancındayım’ dedi.
Avukat Serhan Çınar söz alarak, Arhun’un Ağır Ceza’daki teminatında yurt dışı yasağı olmadığını bildirdi.
Ses kaydı davasının da ‘sosyal medya kumpası’ olduğunu iddia etti
Ağır Ceza’da yargılanmasının Arhun üzerinde etkisi olduğu iddialarını kabul etmeyen sanık, ‘bu davanın üzerinde sıfır etkisi olduğu’nu, ‘teminata bağlanana kadar 136 kez yurt dışına çıkıp geri geldiği’ni belirtti. Savcı Mavioğlu’nun ceza davasında görülen 5888 numaralı davada 5 yıla kadar hapis cezası alabileceğini, bu durumun kendisi üzerinde sıkıntı yaratabileceği iddialarını reddederek, ‘Hiç kabul etmiyorum. Kumpastır’ dedi.
Mahkeme’ye davalı tarafından sunulan ve Türkiye’deki inşaat şirketinin temsilcisi tarafından gönderildiği ileri sürülen WhatsApp mesajında ‘birim fiyatta anlaştığımız’ ibaresinin geçtiğini, bunun da söz konusu şirketle anlaşıldığı ve işe başlandığını gösterdiğini kabul etmeyen Tekin Arhun, bu kadar elzem olduğunu iddia ettiği bir konuda tarafların içeriğinde bile anlaşamadığı, üstelik gönderinin inşaat firmasının bir yetkilisi de olmadığı tek bir WhatsApp mesajı ile ikna olunmasının beklenmemesi yönündeki iddiaları da kabul etmedi. Anlaşma yapmaya Arhun’un yetkilendirdiği görevlilerin ve Arhun’un ailesinden herhangi birinin gidebileceği, eşini ve kızını banka yönetime koyduğunun hatırlatılması üzerine Arhun, ‘Yasal zorunluluktan dolayı koydum. Canım çektiği için değil’ yanıtı verdi.
Aleyhindeki davaların duruşma safhasına geldiği, herhangi bir mahkumiyeti göze alamadığı iddialarını reddeden ve beraat edeceğini söyleyen Arhun, yurt dışı çıkış yasağının konduğu 31.05.2021 tarihinden bu yana lehine hiçbir ilerleme olmadığı, hafifletmeye yönelik hiçbir değişiklik olmadığı iddialarını reddederek ‘bu dava bir sosyal medya kumpasıdır’ dedi.
Ağır Ceza’daki ilk teminatının 5-10 bin TL’lik bir kefaletten ibaret olduğu, yurt dışına çıkış engeli konmadığını hatırlatan Savcı Mavioğlu, Türkiye’de şirketle anlaşma imzalamanın yasağın kaldırılması için zaruri bir ihtiyaç olmadığını, bu sebebin teminat değişikliği yapılması için yeterli bir sebep olmadığını, bugüne dek sanığın teminata itiraz etmediğini, yurt dışına çıkar ve dönmezse davalara yokluğunda halel geleceği iddialarını dile getirdi. Savunma iddiaları kabul etmedi.
Avukat Serhan Çınar, davalının tutuklanma endişesi olsaydı bu yatırımları yapmayacağını iddia etti.
Kardeşi Ömer Arhun ve Ali Vahit Kutruza Arhun’a kefil girdi
Müdafaa makamı ilk tanık olarak sanık Tekin Arhun’un kardeşi Ömer Arhun’u Mahkeme’ye çıkarttı. Ömer Arhun 7 taşınmazının koçanlarını Mahkeme’ye sunarak abisi Tekin Arhun’a kefil gireceğini beyan etti.
Savunmanın ikinci tanığı ise inşaat mühendisi Ali Vahit Kutruza ise Tekin Arhun’a kefil gireceğini beyan ederek toplam 19 adına kayıtlı koçanı Mahkeme’ye sundu.
Savcılığın tanıklarından Lefkoşa Kaza Mahkemesi Mukayyiti Cemaliye Okyay Kuran Arhun hakkındaki teminatlar ve ceza davalarından Ağır Ceza’daki davanın 5 ekimde, diğerinin 9 ekim olarak günlendiği hakkında Mahkeme’ye bilgi verdi.
Polis müfettişi Ömür Dalkıran sanığın kaçması ihtimalinin ve yakın tehlikenin mevcut olduğunu ileri sürdü
Savcılığın ikinci tanığı ise polis müfettişi Ömür Dalkıran oldu. Savcılığın sorularına cevaben Dalkıran sanık Tekin Arhun’un yargılandığı iki ceza davasının da gündemde ve duruşma günleri belirli davalar olduğunu, sanığın kaçması ihtimali bulunduğunu, yakın tehlikenin mevcut olduğunu, Türkiye’den dönmeme ihtimalinin mevcut olduğunu, sanığın hapislik cezası alma tehlikesi olduğunu, sanığın yurt dışında bütün hayatını sürdürebilecek kadar maddi imkana sahip olduğunu, kurumsal şirketlerde bir kişinin bu kadar işe yetişemeyeceği için müdürlerin olduğunu, teknoloji çağında anlaşmalara elektronik imza da atılabileceğini söyledi.
Serhan Çınar davalının 2014 yılında daha ağır şartlarda suçlanmasına karşın Mahkeme’nin bir iş insanı olduğu için Tekin Arhun’a yurt dışı yasağı vermediğini, müvekkilinin adanın sayılı zenginlerinden olduğunu, çoğu 2021 yılının sonundan itibaren olmak üzere 50 milyon sterlin civarında yatırım yaptığını, sigorta ve reasürans şirketinin teminata bağlanmasından sonra açıldığını, sanığın yurt dışında akrabası olmadığını, eşinin, çocuklarının, torunlarının ve annesinin kendisi gibi Kıbrıslı olduğunu kaydetti ve müdürlerin anlaşmaların imzalanmasında görevlendirilmesinin kurumsal şirketlerde olabileceğini, bankalar dışındaki pek çok şirketin kurumsal olmadığını, Arhun’un şirketinin de kurumsal değil ancak özel, aile şirketi olduğunu, özel ve aile şirketlerinde durumun böyle olmadığı belirtti.
“Suç ortaklığı olan meselelerde davada artık olmayana suç yıkılmaya çalışılıyor”
Tanık müfettiş Dalkıran yıllardır bu tür tahkikatlar yapmış biri olarak suç ortaklı meselelerde diğer sanıkların davada artık olmayana suçu yıkmaya çalıştığını, Polis ikaz edilmiş olsa bile iş cetvelinin davanın esasını etkilemeyeceği görüşünü savundu.
Savcı Mavioğlu ve savunmanın avukatı Çınar’ın hitaplarından sonra yaklaşık 2,5 saat süren duruşma bitti ve Yargıç Jale Dizdarlı Ergüden 2 gündür yapılan duruşmalarda 50-60 emare sunulduğunu, bu emareleri incelemesi gerektiğini belirterek, kararını 22/09/2023 Cuma sabahı (bugün) okuyacağını bildirdi.
Yorumlar