Yazılar

Pizza partisi!

Brezilya’da politikacılarla yolsuzluk ve rüşvet skandalları arasındaki ilişkiyi tanımlayan bir deyim sıkça kullanılıyor: Skandallar hiçbir politikacı yargılanmadan ‘pizza partisi’ ile biter! Neden pizza partisi? İtalya’dan göç etmiş İtalyanlar sayesinde Brezilya’da dünyanın en iyi pizzaları yapılır. 1960’larda Brezilya’nın meşhur spor kulübü Esportiva Palmeiras yöneticilerinin katıldığı, kıran kırana tartışmaların yapıldığı bir toplantı tam 14 saat sürer. Toplantının sonunda kulüp yönetiminin parçalanarak dağılması beklenirken salona 18 pizza ve düzinelerce bira sipariş edilir. O gün bugündür kullanılmaya başlanan bu deyim, özellikle politikacıların rüşvetten dolayı yargılanmamalarına ve siyasetteki skandalların örtbas edilmesine tepki olarak yerleşmiş.

Brezilya eski bir Portekiz sömürgesi… 1807’de Portekiz’in Napolyon tarafından işgal edilmesi ile 1808’de Portekiz kralı, ailesi, çevresi ve devletin yüksek bürokratlarından oluşan 15 bin kişi Brezilya’ya sürgüne gönderilir. Kral ve ailesi Brezilya otoritelerine ve zenginlerine para karşılığı asilzade rütbeleri dağıtır ve kısa sürede Brezilya’da yönetimi ele geçirir. Napolyon Portekiz’den çekilince kral ülkesine geri döner ancak oğlu Dom Pedro (I. Pedro) babasına karşı çıkar ve Brezilya’da kalır. Dom Pedro Portekizliler karşısında Brezilya’nın bağımsızlığını savunur ve modern Brezilya’nın kurucusu olarak kabul edilir. Sömürgecisi tarafından kurulan bir Brezilya…

Son yıllarda Brezilya’da çürümüş siyaseti protesto eden milyonlarca insan sokağa döküldü. Yeni okullar, yollar ve hastanelere harcanacak paranın politikacıların cebine girmesi halkı isyan noktasına getirdi. Bu gelişmelerde, 2014 yılında Federal Savcı Sergio Moro’nun ve Deltan Dallagnol’un yürüttüğü Brezilya tarihinin en büyük yolsuzluk soruşturması ‘Araç Yıkama Operasyonu’nun etkisi büyük. Soruşturma sonucunda Brezilya’nın petrolde en büyük kamu işletmesi olan Petrobas’ın gelirlerinden siyasilerin 3 milyar doları aşan komisyonlar ve lüks evler satın aldığı belgelendi. Yolsuzluğa karışan dönemin devlet başkanı Lula da Silva yargılanmadı ancak görevinden alındı. Lula’nın yerine devlet başkanlığına gelen, aynı skandalla bağlantısı ve verileri çarpıtarak devlet bütçesi hazırlamakla suçlanan Dilma Rousseff de Meclis çoğunluğuyla görevinden azledildi. Operasyona ilişkin kovuşturmalarda yüzlerce resmi görevli ve şirket sahibinin adı geçti ancak yargılama istenildiği gibi sonuçlanamadı.

Protestolar devam ederken Brezilya’daki çürümüşlüğün halk üzerinde yaşattığı travma birikerek, beklenmedik bir reaksiyon yarattı. Son yapılan araştırmalar halkın Brezilya’daki yolsuzlukların son bulacağına dair beklentilerini düşürdüğünü gösteriyor. Genç araştırmacı Chayenne Polimedio siyaset kurumuna güven azaldıkça toplumların demokrasiden uzaklaştığını, yolsuzluğun önlenmesinde otokratik ve hatta militarist alternatiflerin çözüm olacağına inanmaya başladıklarını ileri sürüyor. Sosyal bilimcilerin yaptıkları araştırmalar da bu savı destekliyor. Gerek ABD’de gerekse de Batı Avrupa’da gençlerin demokrasiye inançları her geçen sene düşüyor. Brezilya’da demokrasiyi destekleyenlerin sayısı geçtiğimiz sene T’ten "’ye indi. Brezilyalıların U’i sorunların çözümü için demokratik olmayan bir yönetimin iktidara gelmesine bile razı yeter ki yıllardır politikacıların menfaatine çalışan sistem yıkılsın.

1964’te militarist bir darbe sonucunda 1985’e dek askerlerin yönettiği Brezilya’da şiddet, işkence ve baskı dolu dönem unutulmuş… Demokratik seçimlerle iktidara gelen hükümetlerin kötü yönetiminden ve bulaştıkları yolsuzluklardan usanan, suç işlediği ispat edilen politikacıların cezaevine gönderilmediğini gören halk çareyi her nasılsa askerde görüyor. İnanılır gibi değil ama gerçek.

Ülkemizde de kötü yönetimin sonlandırılacağına ve yolsuzlukların bitirileceğine kimse inanmıyor. Her geçen gün yok ‘vali atansın’ yok ‘Türkiye’ye bağlanalım’ diyenlere yenileri ekleniyor. Brezilyalıların yaşadığı duygu durumunun bir benzeri… Yanlış, hem de çok yanlış fakat gerçek.

Kuzey Kıbrıs siyaseti her yanıyla çökmüş ve çürümüş durumdadır. Çürümüşlük karşısında ses vermesi gereken öncelikle yurttaşlar ve görevini yapması beklenen devlet yetkilileridir. Bu bugün yapılmazsa, yarın çok daha fazla insanımızın umutsuzlukla çözümü olmadık yerlerde arayacağı ise açıktır.

Bkz. https://www.vox.com/polyarchy/2017/9/19/16333360/brazilians-losing-faith-democracy

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın