KKTC Yüksek Seçim Kurulu’nun www.mahkemeler.net’teki sayfasından kimlik numaranızı giriyorsunuz, sandık yeriniz ve numaranız hemen çıkıveriyor. Bir haber portalımızdan verilen bir linkten ise dün saat 10.30’a dek kimlik numaranızı yazdığınızda sandık numaranız dışında annenizin adı, babanızın adı, doğum yeriniz ve adresiniz olmak üzere çok daha detaylı bilgiler de alınabiliyordu.

İyi niyetli bir kişi değilseniz ilgili haber portalının linkindeki bilgileri en fazlasından 30 dakikada kod yazarak, numaraları otomatik taratabilir ve kayıtlı 190 bin 551 seçmenin adı, soyadı, kimlik numarası, anne adı, baba adı, doğum yeri ve adresi gibi özel bilgilerin listesini en ağır internet bağlantısı ile taş çatlasın 2 saat içinde çalabilir ve kopyalayabilirdiniz. Bu bilgileri kendi içinde ayrıştırabilir, kişileri doğum yerlerine ve kayıtlı adreslerine göre tasnif edebilir, gayri yasal olarak edindiğiniz bilgilerle seçmenlere ulaşabilirdiniz.

Kötü niyetli bilgisayar korsanları şu anda bu bilgilere ulaşmış bile olabilir. Üstelik kişilere özel verilerin barındırıldığı veri tabanı da kopyalanabilirdi. Şayet bu veri tabanında linkte gösterilmeyen telefon numarası gibi başka veriler de olsaydı, o bilgiler de hackerların eline geçebilirdi. 3 denemeden sonra dahi kapanmayan haber portalı linkinden yazılımla hiç alakanız olmasa da rastgele numaralar girerek birilerinin kişisel bilgilerine siz de kolaylıkla erişebilirdiniz.

Bu verilerle ne yapılmaz ki? Kişilere ait özel bilgiler pek çok sektörün işine yarayabilir ve ticari etikten yoksun kimi şirketler bu bilgileri korsanlardan satın alabilir. Birileri bu datalar sayesinde sosyal medya hesapları ile karşılaştırma yaparak kişilerin doğum tarihlerine de ulaşabilir ve sahte kimlik üretebilir. Bazı üniversiteler online işlemlerinde öğrencilerin kimlik numaralarını şifre olarak girmelerini şart koşuyor. Kimlik numaraları öğrenilen öğrencilerin üniversitelerdeki özel bilgilerine de ulaşılabilir.

Farz edelim ki topladığınız bu listedeki kişileri sosyal medya üzerinden aratmaya başladınız. Sosyal medya ülkemizde o kadar yoğun kullanılıyor ki herhangi bir kişi ile iletişime geçeceğiniz bir yöntem bulmanız birkaç dakikanızı almaz. Bu kişilere iletişim bilgileri üzerinden erişebilir ve telefonu açana anne adından başlayıp adresine kadar her tür bilgiyi söyledikten sonra o kişiyi bir başka biri olduğunuza inandırabilir, dilediğiniz dolandırıcılık yöntemini kullanarak seçmen listesindekilerden şahsınıza para bile kazandırabilirsiniz. Her bir seçmenden 10 TL isteyecek bir yöntem bulduğunuzda 190 bin 551 seçmenden 1.905.510 TL gibi bir parayı birkaç ay içinde cebinize atabilir ve erken seçimin gerçek galibi siz olabilirsiniz!

Devletin hangi veri tabanından bu bilgiler alınmış ve kimin izniyle yayınlanmasına müsaade edilmiş sorusunu sorduğumuzda Yüksek Seçim Kurulu’nun sadece siyasal partilerin yetkililerine özel şifre ile bu verileri yasal olarak vermek zorunda olduğu bilgisine ulaştık. Demek ki kişiye özel, devlet koruması altında saklanan, üstelik güncel bilgilerin yer aldığı veri tabanına devlet ve devletin yasalarına göre kurulmuş siyasal partilerinin dışında erişim sağlayanlar ve bu bilgilere ulaşabilenler de mevcut. Siyasal partilerin kişisel verilere yasal ve kısıtlı süre içerisinde dahi olsa elektronik ortamda erişebilmesi doğru veya yanlış, farklı bir tartışma konusudur.

Bu durumda yurttaşların özel bilgilerine yasa dışı kanallardan ulaşıldığı ve devlet dışında bir veri tabanında saklanabildiğini mi düşünmeliyiz ya da veri tabanının gayri yasal yollarla kopyalandığını mı varsaymalıyız?

Oysa Kişisel Verilerin Korunması Yasası ‘yetkili olmadığı halde, kişisel veri içeren bir dosyaya müdahale eden veya buradaki veriye sahip olan veya veriyi silen, değiştiren, bozan, tahrip eden, işleyen, ileten ve nakleden veya verinin yetkisiz ellere geçmesine sebep olan veya bu tür kimselerin veriye sahip olmalarına izin veren veya bu veriyi bir şekilde kullanan kişi suç işlemiş olur’ diyor...