Kıbrıs

Gazeteci, şair ve yazar Kutlu Adalı 29'uncu ölüm yıl dönümünde anıldı

Kıbrıs Türk toplumunda derin izler bırakan Kutlu Adalı suikastı halen aydınlatılamadı.

Evinin önünde uğradığı silahlı saldırıda hayatını kaybeden Yenidüzen gazetesi yazarı- araştırmacı Kutlu Adalı, 29'uncu ölüm yıl dönümünde Lefkoşa Mezarlığı’ndaki kabri başında anıldı.

Basın Emekçileri Sendikası (Basın-Sen) Başkanı Ali Kişmir, Kutlu Adalı'yı bilen, onun yazılarını okuyan, onun duruşunu ve aslında hangi amaçla Kıbrıs Türk toplumuna yönelik bu araştırmacı haberlerini ve yazılarını yazdığını bilen nesillerin yaş aldığını ya da törende olamadığını belirtti. 

Yeni nesillere Kutlu Adalı'nın nasıl araştırmacı bir gazeteci olduğunun anlatılması gerektiğini kaydeden Kişmir, “Kutlu Adalı’ları çoğaltmamız gerekiyor” dedi. Kişmir, gazeteciliğin çok önemli bir meslek olduğunu ve bu mesleğin en doğru şekilde, korkusuzca icra edilmesi gerektiğini de söyledi.

Gazeteci, şair ve yazar Kutlu Adalı kimdir?

Kutlu Adalı, 3 Ocak 1935 tarihinde Lefkoşa’da doğdu. 1938 yılında ailesiyle birlikte Antalya’ya göç etti ve çocukluk ile gençlik yıllarını bu şehirde geçirdi. İlk, orta ve lise öğrenimini Antalya’da tamamladı. 1946–47 yıllarını Lefkoşa’da geçirdikten sonra yeniden Antalya’ya döndü ve 1954 yılına kadar Türkiye’de kaldı.

Adaya döndükten sonra, 1958–1961 yılları arasında Gençlik, Beşparmak ve Uyarı dergilerini çıkararak Kıbrıs Türk kültürüne yönelik araştırmalara önemli katkılar sundu. Daha sonraki yıllarda çeşitli kitaplar ve tiyatro oyunları yayımladı.

Gazeteciliğe, 1959 yılında Kıbrıs Türk Kurumları Federasyonu’nun yayın organı olan Nacak Gazetesi’nde Yazı İşleri Müdürü olarak başladı. Kıbrıs Cumhuriyeti’nin kurulmasının ardından Kasım 1960’ta kamu görevine geçti ve Türk Cemaat Meclisi Özel Kalem Müdürü olarak atandı.

Eşi İlkay Adalı’nın aktardığına göre, 1972 yılında KKTC Kurucu Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın görüşleriyle uyuşmayan bir makale yazmak istediği için maaşı kesildi. Denktaş, bu dönemde Adalı’nın Bayrak Radyosu’nda görev yapmasını istemiş; ancak Adalı bu teklifi reddedince, yargılanmaksızın bir hafta süreyle hapsedildi. Serbest bırakıldıktan sonra maaşının yeniden ödenebilmesi amacıyla 1972–1974 yılları arasında Bayrak Radyosu’nda Denetleme Kurulu Üyesi olarak görev yaptı ve siyasal yorumlar yazarak gazetecilik faaliyetlerini sürdürdü.

1974 yılında Nüfus Kayıt Dairesi Kimlik Kartları Bölüm Başkanlığı’na getirildi. 1979 Aralık ayında Kıbrıs Türk Federe Devleti Anayasası’nın 93. maddesi uyarınca sorumlu Bakan, Başbakan ve Devlet Başkanı tarafından imzalanan resmi bir belge ile görevinden alındı ve Dışişleri, Savunma ve Turizm Bakanlığı’na danışman olarak atanmıştır. Adalı, Yüksek İdare Mahkemesi'ne başvurmuş ve sözkonusu durumun feshini talep etmiştir. Mahkeme, Adalı’nın taleplerini kabul etmiş ve 1983 senesinde eski görevine getirildi. 1986 yılında KKTC Turizm Bürosu Danışmanlığı görevine atandı. 1987 yılında, henüz 50 yaşındayken erken emekliliğe zorlanarak memuriyet hayatı sona erdi.

Kamu görevinden ayrıldıktan sonra da yazarlık ve gazeteciliğini sürdüren Kutlu Adalı, başlangıçta birleşik bir Kıbrıs fikrini savunduğu yazılarında kendi adını kullanmanın tehlikeli olabileceğini düşündüğü için “Kerem Atlı” takma adını kullandı. 1981 yılından itibaren ise gerçek adıyla yazmaya başladı. Ölümünden önceki son yedi yıl boyunca Yenidüzen Gazetesi'nde köşe yazarlığı yaptı.

Edebi yaşamına 1948 yılında, Antalya Lisesi’nin duvar gazetesinde şiir ve öyküler yazarak adım attı. Şiirleri ilk kez 1955’te Antoloji dergisinde, ardından Dost dergisinde yayımlandı. Kıbrıs’ta ise yazıları, şiir ve öyküleri  Akın, Zafer, Devrim, Bozkurt, Söz, Öncü, Olay, Ortam, Demokrasi, Yenidüzen, Gençlik, Beşparmak, İz, Uyarı, Özgürlük ve Akrep gibi dergi ve gazetelerde çıktı.

Köy yaşamının kültürel, geleneksel ve folklorik zenginliğinden etkilenerek, gözlemlerini 1963’te yayımlanan 'Dağarcık' adlı eserinde bir araya getirdi. Şiir, öykü, roman ve oyunlarının tümünü kitaplaştırma imkânı bulamasa da, tiyatro eserleri radyo oyunlarında, sahnelerde ve okullarda sahnelendi.

1968’de 'Söyleşi', 1969’da 'Çirkin Politikacı Pof', 'Hayvanistan', 'Sancılı Toplum', 'Köprü', 1970’te 'Şago', 1971’de ise 'Nasrettin Hoca ve Kıbrıs' adlı kitaplarını yayımladı.

Kutlu Adalı, Kıbrıs Türk basınında yazı işleri müdürlüğü, yönetici ve köşe yazarı kimlikleriyle yer aldı. Yazıları genellikle eleştirel, uyarıcı ve yergi yüklü olmakla birlikte, derin bir kültürel birikim içeriyordu. Alışılmışın dışında üslubu ve siyasi içeriği nedeniyle döneminin yöneticileriyle sık sık karşı karşıya geldi. Pek çok kez mahkemeye çıkarıldı, evi polislerce basıldı, görevinden uzaklaştırıldı. Mahkeme kararlarıyla aklanmasına rağmen, kamu görevinden zorunlu olarak emekliye sevk edildi.

Siyasal, kültürel, folklorik ağırlıklı panellere katıldı ve insan hakları konusunda konferanslar verdi. I. Uluslararası Nasrettin Hoca Sempozyumuna çağrıldı ve burada bildiri sundu. (Mayıs 1989- Ankara) 

Mustafa Kemal Derneği, Kıbrıs Türk Sanatçı ve Yazarlar Birliği ve Kıbrıs Türk Barış Derneği kurucularındandır. Kıbrıs Türk Barış Derneği’nin genel sekreterliğini de yaptı.  

Kimliği belirsiz kişilerin taciz ve tehditleri

1980 Ocak ayı ve 1996 Haziran ayı arasında Kutlu Adalı ve eşi İlkay Adalı kimliği belirsiz kişilerce çeşitli şekilde tacizlere maruz bırakıldı. Evlerine silahlı ve taşlı saldırıda bulunuldu, Kutlu Adalı sık sık tehdit telefonları aldı. Takma bir isim altında yazmakta olduğu için kimliği belirsiz kişilerin, kendisi aleyhinde cezai takibat başlatabilmek amacı ile makalelerinin nüshalarını aramak için evlerine girdikleri iddia edilmiştir.

17 Mart 1996'da Kutlu Adalı'ya dönemin KKTC Sivil Savunma Teşkilatı Başkanı Galip Mendi'den (1951-2024) tehdit

17 Mart 1996 tarihinde Yenidüzen gazetesi, hırsızların Aziz Barnabas Manastırı’ndaki bir mezara girerek kültürel öneme sahip çeşitli objeleri çaldıkları bir olaya ilişkin, Kutlu Adalı tarafından yazılan bir makaleyi yayınladı. Adalı, hırsızların arabalarının renkleri ve plakalarının kaydedildiğini ve plakaların, iki Sivil Savunma Örgütü mensubuna ait olduğunun saptandığını yazdı. Söz konusu makalenin yayınlanması ardından gazete editörü, KKTC'de Sivil Savunma Teşkilat Başkanı olarak görev yapan asker Galip Mendi (1951-2024) gazeteyi aramış ve makalenin yazarı olması nedeniyle doğrudan Kutlu Adalı'ya yönelik tehditlerde bulunmuştur. Aziz Barnabas olayını müteakiben Mendi görevinden alınmış ve Türkiye'ye 4. Özel Kuvvet Alay Komutanı olarak atanmıştır. Mendi Kutlu Adalı'nın ölümünden iki gün önce Kıbrıs’tan ayrılmıştır.

4 Haziran 1996 tarihinde Yenidüzen gazetesi, yine Adalı tarafından yazılan ve dönemin Türkiye Hükümeti ve KKTC’nin “Anavatan-yavru vatan” politikasını katı bir dille eleştiren bir makale yayımladı.

6 Temmuz 1996 tarihinde 23.35 sularında 61 yaşındaki Kutlu Adalı, kimliği belirsiz kişilerce Lefkoşa’daki evinin önünde vuruldu ve hayatını kaybetti. Adalı suikastının ardından İlkay Adalı’ya 1 Nisan 1999 tarihine kadar Kutlu Adalı’nın otopsisinin bir nüshası verilmedi. 

8 Temmuz 1996 tarihinde Kıbrıs gazetesi, kendilerine Türk İntikam Tugayı adını veren faşist bir grubun, Kutlu Adalı’yı kendilerinin öldürmüş olduklarını iddia eden ifadelerini aldıklarını duyurdu. 

Ayrıca basında, “Bozkurtlar”la bağlantısı olan ve bazı Türk yetkilileri tarafından PKK mensubu olduğundan şüphe edilen kişileri öldürmesi emredildiği iddia edilen Abdullah Çatlı’nın, Kutlu Adalı’nın öldürülmesine müdahil olduğuna ilişkin yinelenen iddialar yer aldı. Abdullah Çatlı’nın 1996 yılı Temmuz ayı başında farklı bir kimlik altında KKTC’ye geldiği ileri sürüldü.

1997 yılında KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde Kutlu Adalı Araştırma Komitesi kuruldu

Cumhuriyet Meclisi’nde 1997 yılında Kutlu Adalı Araştırma Komitesi kuruldu. Meclis komitesinin gizli çalışmasına karar verildiği için komite tutanakları bugüne dek yayımlanmadı. Komitenin yaptığı çalışma Meclis Genel Kurulu’na da getirilmedi. (Meclis tutanaklarında: Yasama yılı: 2021/4, 51’inci Birleşim, 27 Mayıs 2021, Perşembe)

Kuzey Kıbrıs makamlarının cinayetle ilgili soruşturmasının sonuç vermemesi üzerine Adalı'yı kimin öldürdüğü belirlenemedi. Bunun üzerine eşi İlkay Adalı, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) Türkiye aleyhine dava açtı.

Adalı'nın avukatı, mahkemede, Kutlu Adalı'nın "Türk İntikam Tugayı" ve/veya "Bozkurtlar" hareketi tarafından öldürülmüş olduğuna dair ipuçları bulunduğunu, bu teşkilatların "Türk polisi ve Türk mafyasıyla doğrudan ilişki içinde olduklarını" öne sürdü.

Türkiye adına savunma yapan avukat Zaim Necatigil ise, savunmasında İlkay Adalı'nın "eşinin ölümünden Türkiye'nin sorumlu olduğuna" dair iddiaları "spekülasyon" olarak niteledi.

AİHM davasında Türkiye 95 bin Euro paa cezasına çarptırıldı

31 Mart 2005'te AİHM, "cinayet hakkında yeterli ve etkin soruşturma yapılmadığı" gerekçesi ile Türkiye'yi mahkum etti. Türkiye 20 bin Euro’su manevi tazminat olarak eşi İlkay Adalı’ya, 75 bin Euro’su İlkay Adalı’yı temsil eden İngiliz hukuk firmasına ödenmek üzere 95 bin Euro para cezasına çarptırdı.

Sedat Peker, Mehmet Ağar'ın, Kutlu Adalı'yı öldürtmek için kendisinden tetikçi talep ettiğini ileri sürdü

23 Mayıs 2021 tarihinde Sedat Peker, YouTube aracılığıyla yaptığı yayında Kutlu Adalı cinayeti üzerine iddialarda bulundu. 

Organize suç örgütü lideri olmak suçlamasıyla aranan Sedat Peker, eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar'ın, Kutlu Adalı'yı öldürtmek için kendisinden tetikçi talep ettiğini ileri sürdü.

Peker, bu talep üzerine kardeşi Atilla Peker'i Kıbrıs'a gönderdiğini, ancak sonradan Korkut Eken ile görüştüğünde "başka bir ekibin Adalı'yı öldürdüğünün söylendiğini" aktardı.

Peker'in açıklamasının ardından kardeşi Atilla Peker ruhsatsız silah taşımaktan 2 Haziran 2021’de Muğla'da gözaltına alındı.

Atilla Peker, İstanbul Kartal'daki Anadolu Adalet Sarayı'nda yaklaşık 4 saat ifade verdi. Peker'in yurt dışına çıkışı yasaklandı.

Atilla Peker: ‘Kutlu Adalı isimli şahsın akşam hava karardıktan sonra evinin çevresinde keşif yaptık’

Sözcü gazetesinden Saygı Öztürk’e konuşan Atilla Peker cinayet hakkında Muğla Fethiye Cumhuriyet Savcılığı’na ifade vermek istediğini ancak talebinin kabul edilmediğini söyledi.

Peker'in kardeşi Atilla Peker müracaat savcılığına verdiği ve kamuoyuna imzasız nüshanın yansıdığı dilekçede, gazeteci Kutlu Adalı'yı öldürmek için eski MİT'çi Korkut Eken'le Kıbrıs'a gittiklerini ileri sürdü.

Atilla Peker, dilekçede şunları iddia etti: "Kardeşim Reis Sedat Peker beni 1996 yılı mart ya da nisan ayında aradı. Ankara Sheraton Otel’e gelmemi istedi. Ben de isteğine uyarak bulunduğu yere gittim. Orada Korkut Eken ile kendisinin bulunduğu ortamda Kıbrıs'a Korkut Eken ile birlikte gitmem gerektiğini polis ve askerlerimizi şehit eden terörist kişilerin bulunduğunu ve bu kişilerin öldürülmesi gerektiğini söylediler.

Ertesi gün ben Korkut Eken ile THY’nin tarifeli uçağı ile Kıbrıs’a gitmek üzere kontrol yapılmadan uçağa doğru geçerken önce memurlara cebinden çıkardığı birkaç kimlik arasından seçerek Mustafa kimliği gösterdi ve kendini kaydettirdi. Korkut Eken bana “JERIKO” bir silah verdi ve belimde silah olmak suretiyle uçağa bindik. Kıbrıs'a indik, ismini hatırlamadığım bir otele yerleştik sonra aynı gün Kıbrıs'ta Sivil Savunma Daire Başkanlığı’na gittik. Orada Kurmay Albay Galip Mendi ile tanıştım, yardımcısı Enver Tosun yarbay ile tanıştım. Sonrasında yan odada Korkut Eken “Uzi” marka bir silahı bana verdi, bu silahın nasıl kullanılacağını ve susturucunun nasıl sökülüp takılacağını bana öğretti.

Bir sonraki gün beyaz Renault Toros marka araçla Kutlu Adalı isimli şahsın akşam hava karardıktan sonra evinin çevresinde keşif yaptık. Hatırladığım kadarıyla evi yola yakın bahçeli bir evdi. Önünde ufak bir bahçesi vardı. Şahsın evinde kalabalık dört beş kişilik bir kalabalık olduğunu fark ettik bu nedenle içeri girmedik, o esnada benim belimde Jeriko silah ve elimde susturuculu Uzi marka silah vardı."

Korkut Eken doğruladı: ‘Peker’le Kıbrıs’a gittim’

Sedat Peker ile Atilla Peker'in kendisine yönelik iddialarına dair Sözcü gazetesine konuşan Korkut Eken, "Emniyet Genel Müdürü Mehmet Ağar'a, “Kıbrıs'ta çok büyük PKK faaliyetleri var. Teröristler burada cirit atıyor” falan demiş ve bu konuda yardım istemiş. Ben de o dönemde Emniyet'te Özel Harekat polislerini yetiştirmekle görevliyim. Mehmet Bey (Mehmet Ağar) da beni gönderdi. Her ihtimale karşı Sedat Peker'in kardeşi Atilla Peker'le gittim" dedi.

2021’de Kutlu Adalı Cinayeti ve Faillerinin Araştırılması İle İlgili Meclis Araştırma Komitesi kurulma kararı çıktı ancak sonrasında komitenin kurulmadığı ortaya çıktı

KKTC Cumhuriyet Meclisi’nde 27 Mayıs 2021’de Kutlu Adalı Cinayeti ve Faillerinin Araştırılması İle İlgili Meclis Araştırması yapılması teklif edildi. CTP Meclis Grubu’nun sunduğu Meclis Araştırma Komitesi kurulması önergesi, Cumhuriyet Meclisi Genel Kurulu’nda oy birliğiyle kabul edildi. Ancak araştırma komitesinin hiç kurulmadığı ortaya çıktı.

Kutlu Adalı'nın Eserleri

Köy Raporları (1961, deneme)
Dağarcık (1963, gezi notları)
Söyleşi ya da 9 Mart Diyaloğu (1968, söyleşi)
Sancılı Toplum (1969, deneme)
Çirkin Politikacı Pof (1969, şiirsel mizah öyküleri)
Hayvanistan (1969, şiirsel mizah öyküleri)
Köprü (1969, oyun)
Şago (1970, oyun)
Nasreddin Hoca ve Kıbrıs (1971, şiir)

Ölümünden sonra yayımlanan kitapları

Gideyim Buralardan Diyorum (1998, şiir -İlkay Adalı'yla birlikte)
Aklın Silahı Barıştır (1999, deneme)
Dedemin Kucağı (1999, çocuk masalı)
Kağnı Yolu (1999, çocuk öyküsü).
Hasanbulliler ve Kel Hayrettin, 2022, Tiyatro oyunu

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın