ABD Başkanı Trump, onlarca yıldır hüküm süren jeopolitik düzene eşi benzeri görülmemiş bir meydan okuma başlattı. Wall Street Journal gazetesi olası kurbanın ABD doları olduğunu yazdı.
Sadece birkaç hafta içinde, gümrük vergilerindeki ani artış ve ticaret konusundaki belirsizlik, ABD'de büyümenin yavaşlayacağına dair endişeleri tetikledi. Aynı zamanda, ABD dış politikasındaki büyük değişimler, Avrupa ekonomisine dair iyimserliğin artmasına yol açtı; doları euroya karşı sert bir şekilde düşürdü, Avrupa'daki hisse senetlerini rekorlara taşıdı ve Berlin Duvarı'nın yıkılmasından hemen sonra Alman tahvil getirilerinde görülen en büyük sıçrama yaşandı.
WSJ Dolar Endeksi son dokuz haftanın yedisinde düşüş yaşadı ve ABD 5 Kasım Başkanlık Seçimleri’nden bu yana elde edilen kazanımların neredeyse tamamını kaybetti.
Gazeteye göre, böylesi bir mali çalkantının devamı, küresel yatırım akışlarından transatlantik turizmin yönüne kadar her şey üzerinde sonuçlar doğurabilir.
Yıllardır doların küresel liderliği sayesinde ABD daha düşük faiz oranıyla borçlanıyor ve yabancı yatırımcılar ABD hazine tahvillerini dolara güvendikleri için alıyordu
ABD siyasi liderleri nesiller boyunca, kısmen daha ucuz hükümet borçlanmasına yol açtığı için, doların küresel finans sistemindeki önceliğini genel olarak benimsedi ve doların küresel finans sisteminde ana rezerv para birimi olarak kalmasını destekledi. Bir diğer ifadeyle, doların küresel liderliği sayesinde ABD, borçlanırken daha düşük faiz oranlarıyla kredi bulabiliyor. Ülkenin savunma harcamaları, büyük ölçüde ABD borcunun yaklaşık üçte birini elinde tutan yabancı yatırımcılar tarafından finanse ediliyor. ABD hazine tahvillerinin büyük bir kısmı yabancı yatırımcılar tarafından satın alınıyor. Yabancı ülkeler ve yatırımcılar, Amerikan devlet tahvillerini güvenilir gördükleri için tahvil satın alarak ABD'ye borç veriyorlar. ABD hükümeti, borçlanarak büyük bütçe açıkları verebilir çünkü dünya genelindeki yatırımcılar Amerikan tahvillerine sürekli talep gösteriyor. Bu, ABD’nin küresel ekonomik gücünü ve askeri harcamalarını sürdürebilmesine olanak sağlıyor.
Ancak şimdi Trump ve danışmanlarından bazıları müttefikleri korumak için daha az kaynak harcamak istediklerini açıkça belirtiyorlar. Ve malları yabancı alıcılar için daha ucuz hale getirerek, yerel üretimi artırmak için daha zayıf bir para birimi istediklerini söylüyorlar.
Wall Street'teki birçok kişi bu tür değişikliklerin olumsuz yanlarından korkuyor. Daha zayıf bir dolar ithalatı daha pahalı hale getirecek, enflasyonu artıracak ve Federal Rezerv'in faiz oranlarını düşürmesini zorlaştıracaktır. Doları baskılayan ABD varlıklarından çıkışlar ayrıca hisse senedi fiyatlarını düşürebilir ve daha yüksek ABD borçlanma maliyetlerine yol açabilir.
Dolarda büyük bir düşüşün yakın olduğuna inanan çok az kişi var. Bunun bir nedeni de ABD'deki faiz oranlarının gelişmiş dünyadaki hemen hemen her yerden daha yüksek olması ve bu durumun yabancı yatırımların devam edeceğinin sinyalini vermesi.
Yine de gazetenin görüştüğü Northern Trust Wealth Management'ın baş yatırım sorumlusu Katie Nixon, "Son birkaç haftada yaşananların oyunun kurallarını değiştirme potansiyeli var" dedi.
Dolardaki son düşüş yatırımcıları hazırlıksız yakaladı. Birçok kişi uzun zamandır, Trump'ın çoğunlukla geleneksel bir Cumhuriyetçi gibi vergileri azaltmaya ve düzenlemeleri geri çekmeye odaklanarak ABD'yi yöneteceğini düşünüyordu.
Yatırımcılar artık bu varsayımları yeniden düşünüyor. Trump, Amerika'nın en büyük ticaret ortaklarından gelen mallara zaten büyük gümrük vergileri koydu ve daha fazla tarife ile tehdit etti; bu da Kanada ve Çin'den hemen misilleme gelmesine yol açtı. Yönetimi binlerce federal çalışanı işten çıkarmak için harekete geçti. Vergi indirimleri hakkındaki konuşmalar büyük ölçüde arka planda kaldı.
Tüm bunlar ABD'deki büyüme beklentilerini aşağı çekti. Yatırımcılar, tüketici fiyatlarını artırma potansiyeline sahip vergiler kadar vergilerle ilgili belirsizlikten de endişe duyuyor.
Avrupa Birliği sürdürülebilir yatırımlar vadediyor
Bu arada Avrupa'ya dair umutlar arttı. Bu, kısmen daha iyi verilerden kaynaklanıyor ancak aynı zamanda Trump'ın şubat ayı sonlarında Beyaz Saray'da Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski ile yaşadığı açık çatışmanın ardından Avrupa'nın askeri harcamaları artırma hamlesinden de kaynaklanıyor.
Artık çıkarlarını savunmak için ABD'ye güvenemeyeceklerinden endişe eden Alman liderler, birkaç gün sonra ordularında bir birikim sağlamak için borçlanmayı serbest bırakarak onlarca yıllık tarihle bağlarını koparacaklarını duyurdular. Avrupa Birliği yetkilileri ayrıca savunma için yüzlerce milyar euro toplama ve ulusal düzeyde mali kuralların gevşetilmesi planını devreye soktu.
Yatırımcılar açısından bu açıklamaların en önemli özelliği, sürdürülebilir yatırımlar vadediyor olmasıdır.
“Euro, son on yıllarda dolara karşı geçici olarak değer kazandı. Ancak bu seferki hareket kalıcı olabilir”
Gazetenin görüştüğü finansal danışmanlık firması Carson Group'tan küresel piyasa stratejisti Sonu Varghese, euronun, son on yıllarda dolara karşı geçici olarak değer kazandığını ancak bu seferki hareketin kalıcı olabileceğini söyledi çünkü Avrupa'nın vadettiği şey "Covid teşviki gibi tek seferlik bir şey değil." dedi.
Doların değerindeki düşüş şimdiye kadar mütevazı düzeyde kaldı ve ABD'li ihracatçılar için büyük bir fark yaratmaya yetecek düzeyde değil.
Trump, doların daha zayıf olması gerektiğini sık sık savundu ve geçen yıl para biriminin gücünün "üreticilerimiz için bir felaket" olduğunu iddia etti.
Kısa bir süre önce Beyaz Saray Ekonomi Danışmanları Konseyi'nin başkanı olan Stephen Miran, geçen yıl Trump'ın doları nasıl zayıflatabileceğine dair bir makalede birkaç alışılmadık fikir ortaya attı. Bunlar arasında Hazine tahvillerinin yabancı alıcılarına bir kullanıcı ücreti koymak da vardı.
Wall Street'teki bazı yatırımcılar bu fikirleri ciddiye alıyor. Voya Investment Management'ta yatırım başkanı Eric Stein, doların son zamanlarda zayıflamasının bir nedeninin yatırımcıların yönetimin neyi hedeflediğini bilmesi olduğunu söyledi.
Ancak bazıları Trump'ın politikalarının amaçlandığı gibi gerçekleşeceğinden şüphe ediyor.
Çünkü Trump'ın vergi kesintilerine olan bağlılığı federal bütçe açığının yüksek kalacağı anlamına geliyor. Açığı finanse etmek için daha fazla borçlanma ihtiyacından ötürü küresel yatırımcılar yüksek getirili varlıklar ararken ABD Hazine tahvil getirilerini yüksek tutmalı ve dolar üzerinde yukarı yönlü baskı oluşturmalıdır.
Bir diğer senaryoda ise doların zayıflamaya devam edebileceği ve Trump'ın ABD ihracatı ile ithalatı arasındaki farkı azaltma hedefine ulaşabileceği, ancak bunun yalnızca ABD ekonomisinin sıkıntıda olmasından kaynaklanabileceği düşünülüyor.
Tüm bunlar yabancı yatırımcıların ABD varlıklarından para kaydırmaya meyilli olabilleceğini gösteriyor. Ancak Avrupa da dahil olmak üzere alternatiflerin de kendi sorunları var.
Makalenin tamamını WSJ’den okuyabilirsiniz.
Yorumunuz