Rusya Ekonomi Bakanı Ulyukayev’in 2 milyon Dolar rüşvet almakla suçlanarak, tutuklanması Rus basınında ‘elit’lerin dokunulmazlığının sonu olarak görülüyor.
İzvestia Gazetesi’nin haberine göre Rusya’da 1999’dan bu yana Adalet Bakanlığı, Maliye Bakanlığı, Tarım Bakanlığı, Kültür Bakanlığı ve Savunma Bakanlığı’nda da yolsuzluklardan dolayı üst düzey görevden almalar ve tutuklamalar yaşandı. Hatta eski adalet bakanlarından Valentin Kovalyov emekliliğinden sonra görevi döneminde yaptığı yolsuzluklar nedeniyle 9 yıl hapse mahkum edildi. Son yaşanan yolsuzluk olayı ise Rusya’da suçüstü yapılan en büyük rüşvet vurgunu... Olayın ardından hükümetin ve Rusya Başbakanı Medvedev’in istifa etmesi gerektiği yorumları yapılmasına rağmen Rus toplumu dokunulmaz olarak kabul edilen elitlere dokunulmasından hoşnut...
Öte yandan Rusya Avrupa demokrasisi karşısında özgürlüklerin kısıtlandığı, yolsuzluklarla mücadelede ciddi sorunları olan ülkeler arasında ilk sıralarda yer alıyor.
Siyasal ortamın yolsuzluklara açık olduğu ülkemizde ise halk arasında göreve gelen pek çok bakanın rüşvet aldığı yönünde dedikodular çıkarmak, hatta bazı bakanlara bu mealde takma adlar takmak yaygındır.
Madem bakanlık koltuğuna oturan birçok bakan için bu denli rahat iddialar ortaya atılabiliyor, bu savların kanıtlanması için de çalışmaktan kaçınılmamalı.
Her ferdinin siyasetçileri alabildiğine eleştirdiği ve yolsuzluktan yakındığı bir ülkede bu denli çok bakanlık yapmak isteyen seçilmiş olması, elbette akla başka sorular getirmiyor değil.
Sadece maaş ve emeklilik getirilerinin fazla olması mıdır siyasilerimizi bakan koltuklarına mıhlayan yoksa kapılar arkasında dönen dolaplardan ekstra kazandıklarına dair yapılan spekülasyonlar kurgu değil midir?
Temiz kalabilmiş siyasiler için söz meclis dışında bırakılsa bile hakkında şaibeler olan ya da sürekli art düşünce ile yaklaşılan gelmiş geçmiş tüm devlet yöneticilerinin ikinci büyük derdi, sırf makam araçları ve etraflarında pervane olmak durumunda bırakılan memurların getirdiği yüksek ego tatmini midir? Belki de bazılarının koltuk heyecanın asıl nedeni bambaşka...
Tüm dünyada bürokrasinin gizliliği yolsuzlukla mücadelede en büyük engeldir.
Bol keseden dedikodu üretmek yerine düzenin değişmesi için çabalamak ve rüşvet iddialarının varsa kanıtlarına ulaşacak bir yapı oluşturmak, bunca sivil toplum kuruluşu olan toplumumuz için çok da zorlayıcı görünmemeli.
Düzenin değişimi için en başta sistemin köşebaşlarını tutan dokunulmazlara dokunmak büyük ihtiyaç...
Ancak bağımsız medya kuruluşları kadar sivil toplum kuruluşlarının da kuracağı baskı ile ihalelerin şeffaflaşması sağlanabilir ve yolsuzluklar ortaya çıkarılabilir.
Kamuoyu baskısı arttıkça devlet yönetiminin yasaya uygun işleyişi ve devleti yönetenlerin denetlenmesi süreci sağlıklı ilerlemeye başlar. Yönetilenler olarak yurttaşlar, yöneticilerinin yaptıklarını sorgulayacak mekanizmaları kullanabilmeli ve ortaya çıkan yolsuzluklara ilişkin yasal süreçler medya ve sivil toplum kuruluşları tarafından takip edilerek, kamuoyu baskısı sürekli hissedilmelidir.
Son zamanlarda ‘Dayanışma’ adlı oluşumun sergilediği gibi yolsuzlukların ve hukuksuzlukların üzerine giden yapıların ortaya çıkması sevindiricidir. Partilerüstü hareket edebilen benzeri çabalar çoğaldıkça ve medya sayesinde kamuoyu canlı tutuldukça kötü yönetim yurttaşın hesap soran yüzü karşısında sendeleyecektir.
Avrupa’da yurttaş ödediği vergilerin hesabını sorduğu ve yolsuzlukla mücadelede sesini daima gür çıkardığı içindir ki kötü yönetim vatandaşları kurban edeceğine bakanların istifasını zorunlu kılıyor. Bizde ise dolaylı olarak verdiğimiz vergilerle maaşları ödenen seçilmişler halkı ve halkın geleceğini kurban edebiliyor.
Medya, sivil toplum kuruluşları ve doğrudan yurttaşlar hesap soran bir konuma ne kadar hızla ulaşırsa, özlediğimiz değişim de o kadar seri şekilde köhne anlaşıyı yıkacaktır.
Sirke sineği gibi içki bardağının etrafında sarhoşlukla dönen kimilerini bardağın içine düşürecek tek önlem de budur...
Yorumunuz