Kıbrıs Cumhuriyeti Avrupa Parlamentosu Üyesi Fidias Panayiotou, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar ile yaptığı ve çok konuşulan röportajı yayımladı.
Podcast, “Hiç Kimsenin Tanımadığı Bir Devletin Lideri” — “The Leader of a State that Nobody Recognizes” başlığıyla yayımlandı.
Kathimerini gazetesi ilgili haberinde, ‘Hatırlanacağı üzere, röportaj sözde “KKTC Cumhurbaşkanlığı” binasında yapılmış ve halktan, siyasi partilerden ve hükümetten yoğun tepkilere yol açmıştı.’ diye yazdı.
Gazete Kıbrıs Rum siyasi partilerinin Fidias Panayiotou’nun yaptığı röportaja tepkilerini yayımladı.
Kıbrıs Rum Hükümet Sözcüsü
Kıbrıs Rum Hükümet Sözcüsü Konstantinos Letympiotis şu açıklamayı yaptı:
“Avrupa Parlamentosu’nda Kıbrıs halkını temsil etmesi için seçilen bir milletvekilinin, ‘işgal rejimi’ tarafından kendi kabul edilemez anlatısını yaymak için istismar edilen eylemlerde bulunması üzücüdür.”
DİKO
“Fidias Panayiotou’nun seçildiği günden bu yana Türk diplomasisine ve Türk medyasına Kıbrıs sorununda kendi kabul edilemez tezlerini yaymaları için sürekli malzeme vermesinden dolayı üzüntü duyuyoruz.
Ersin Tatar ile yaptığı “röportajda” da olduğu gibi, Türk tarafı maalesef Rum Avrupa Parlamentosu milletvekilinin bilgisizliğini, safdilliğini ve cahilliğini kendi tezlerini yaymak amacıyla kullanmaktadır.
Bu şekilde ne yazık ki bir Kıbrıslı Avrupa Parlamentosu milletvekili, Türk diplomasisinin ve Türk medyasının piyonu ve aracı haline gelmektedir.
Ne yazık ki Fidias Panayiotou, yaptığı eylemlerin Türk tarafına, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ve hukuka karşı propaganda yapmak için kullanılabilecek argümanlar verdiğini ya fark etmiyor ya da bunu bilerek görmezden geliyor. Türk tarafı da beklendiği gibi bunları sonuna kadar istismar ediyor.”
EDEK
“Fidias Panayiotou, kendisini Avrupa Parlamentosu’na seçen ülkeye bilinçli olarak "saygısızlık" etmekte ve Türk propagandasına hizmet etmektedir. Avrupa Parlamentosu Üyesi Fidias Panayiotou her sınırı aşmıştır.
'Bize tarihin yalnızca yarısı öğretiliyor' söyleminden, Türk propagandasına — hem de en kötü biçimine — hizmet etmeye geçmiştir: Türkiye’nin, vatanımızın ‘işgal’ altındaki kısmını devlet olarak tanıtma çabasına.
Cehalet bahanesi ve “hiçbir şey bilmiyorum” şeklindeki mazeret kabul edilemez. Bilmiyor olması mümkün değildir.
Sayın Panayiotou, kendisini Avrupa Parlamentosu’na seçen ülkeye, ‘Türk işgali’ nedeniyle her şeyini kaybeden ve hâlâ acı çeken tüm yurttaşlarımıza, Avrupa Parlamentosu’nda röportaj bahanesiyle 'işgalin temsilcisiyle' görüşmek için bastığı toprakları kanlarıyla sulamış olan insanlara karşı bilinçli olarak saygısızlık yapmaktadır.
Sayın Panayiotou ne kadar “gazetecilik” rolüne bürünse de, o Kıbrıs Cumhuriyeti’nin bir Avrupa Parlamentosu üyesidir. Bunu anlamıyorsa, hâlâ öğrenmemişse, Kıbrıs Cumhuriyeti’ne ve halka en iyi hizmeti ancak istifa ederek ve görevi, Avrupa Parlamentosu’ndaki Kıbrıs Cumhuriyeti milletvekilinin rolünün ne olduğunu bilen birine bırakarak verebilir.”
DİPA
“Kıbrıslı Avrupa Parlamentosu Üyesi Fidias Panayiotou’nun, Ersin Tatar’la 'işgal altındaki bölgede' ve özellikle sözde "cumhurbaşkanlığı sarayı"nda röportaj yapma kararı, fiilen yasa dışı ve tanınmayan bu yapıya tanınırlık ve meşruiyet kazandırmaktadır.
Ülkemizin Avrupa Parlamentosu milletvekilinin bu eylemi kınanmalıdır ve çok büyük bir siyasi ve kurumsal hata teşkil etmektedir. Demokratik Birlik Partisi olarak, kendisini ülkemizi etkileyen, özellikle de en başta gelen ulusal meselemizle ilgili çok ciddi konular karşısında tutumunu gözden geçirmeye davet ediyoruz.
Sayın Panayiotou, üstlendiği görevin ağırlığını ve kamu ya da özel yaşamındaki her bir davranışının olası yansımalarını ve etkilerini idrak etmelidir.
Bu kadar ciddi konulara yönelik apolitik ya da yalnızca iletişimsel düzeyde yapılan, hafife alınan yaklaşımlar kabul edilemez. Avrupa Parlamentosu üyesinin mesleki faaliyetleri uğruna bu gibi yaklaşımlar artık hoş görülmemelidir.”
ELAM
“Ulusal Halk Cephesi (ELAM), Kıbrıs Cumhuriyeti Avrupa Parlamentosu Üyesi Sayın Panayiotou’nun işgal altındaki bölgede sözde cumhurbaşkanlığı binasını ziyaret ederek ‘Ankara'nın kuklası’ Ersin Tatar ile görüşmesini tiksintiyle kınamaktadır.
Bu hareketiyle söz konusu Avrupa Parlamentosu üyesi, Türk propagandasının açık bir iş birlikçisi gibi hareket etmektedir. 'Sözde devlete' siyasi meşruiyet kazandırmakta, işgal altındaki yapıya varlık kazandırmakta ve aynı zamanda kahramanlarımızın ve kayıplarımızın anısını aşağılamaktadır.
Bu davranışı, ‘işgalci’ gücün kabul edilemez hedeflerine hizmet etmektedir. Bu hedefler arasında, sözde devletin dolaylı yoldan tanınması ve Türkiye’nin “iki devletli çözüm” anlatısının güçlendirilmesi yer almaktadır.
Kim 'işgalciyle' diyalog kuruyorsa, onun suçlarına da ortak olur. Bu ülkede 'işgalin' gönüllü hizmetkârlarına, ulusal egemenliği ve mücadelemizin haklılığını baltalayan “kullanışlı aptallara” yer yoktur.
Ulusal onurun aşağılanmasına ya da işgalin normalleştirilmesine izin vermeyeceğiz.
Ne Sayın Panayiotou’dan ne de 'işgal altındaki bölgede' “siyasi partiler” olduğunu iddia ederek bizi buna inandırmaya çalışan başka örgütlü yapılardan… Her ikisi de aynı anlatıya hizmet etmektedir.”
Ekologlar Hareketi – Vatandaşlarla İşbirliği partisi
“’İşgalci’ lider Ersin Tatar’ın içerik üreticisi Fidias Panayiotou’ya verdiği son röportaj, haklı tepkilere yol açtı.
Tatar’ın açıklamaları, uluslararası hukuku, demokrasiyi ve Kıbrıs halkının hafızasını açıkça hiçe saymaktadır. Ancak en az bunun kadar endişe verici olan, yalnızca kamuoyunun ilgisi üzerlerinde olduğunda tepki gösteren bazı partiler ve siyasetçilerin sergilediği ikiyüzlü öfke dalgasıdır.
Ucuz iletişimsel tepkiler yerine, gelin demokrasiyi kimlerin somut olarak savunduğuna bakalım:
Ekologlar Hareketi – Vatandaşlarla İşbirliği, Rum mülklerinin gasbıyla ilgili skandalı, kamuya açık verilere dayanarak gündeme getirmiştir. Bugün “öfke” gösteren partilerden hiçbiri bu konuda araştırma yapma ya da suç duyurusunda bulunma zahmetine girmemiştir.
Hareketimiz, Avrupa Parlamentosu için aday göstermiş tek siyasi oluşumdur ki bu aday Türk kökenli bir Kıbrıslı, aynı zamanda Hareketin Siyasi Bürosu’nun aktif üyesi olan Oz Karahan’dır. Bizim için birlikte yaşamak bir slogan değil, eylemdir.
Kıbrıs meselesi bir YouTube klibi ya da siyasi tüketim malzemesi değildir. Bu, tarihsel bir sorumluluk meselesidir ve biz bu meselenin bir gösteriye ya da siyasi ikiyüzlülüğe dönüşmesine izin vermeyeceğiz.
Ekologlar Hareketi – Vatandaşlarla İşbirliği, kararlılıkla ve sorumlulukla hakikati savunmaya, keyfîlikleri ifşa etmeye ve askerlerden, garantilerden ve karanlık gölgelerden arındırılmış, birleşik, egemen ve demokratik bir devlet için mücadele etmeye devam etmektedir.
Biz icraatla konuşuruz. Diğerleri sözle.”
Kaynak: Kathimerini
Yorumunuz