Dünya, fosil yakıt çağının sona ermesine cumartesi günü küçük bir adım daha yaklaşmış olsa da, bu adım iklim krizinin yıkıcı etkilerini engellemek için kesinlikle yeterli görülmedi.
Petrol üreten ülkelerin kararlı direnişi
30’uncu Birleşmiş Milletler Dünya İklim Konferansı (COP 30, Conference of the Parties 30/ Taraflar Konferansı 30) için Brezilya’da iki haftadır bir araya gelen ülkeler, fosil yakıtların nihai olarak aşamalı olarak kaldırılmasına yönelik bir yol haritası konusunda sadece gönüllü nitelikte bir tartışma başlatmayı kabul edebildi. Ve bu sınırlı ilerleme bile petrol üreten ülkelerin kararlı direnişi karşısında güçlükle elde edildi.
Görüşmeler, 80’den fazla gelişmiş ve gelişmekte olan ülkenin oluşturduğu bir koalisyon ile Suudi Arabistan ve müttefikleri ile Rusya’nın başını çektiği grup arasındaki çıkmazın ardından, cuma gecesinden cumartesi sabahına kadar süren bir maratonla çöküşün eşiğinden döndü.
Kampanyacılar hayal kırıklıklarını dile getirirken, en azından bir miktar ilerleme sağlanmış olmasından bir nebze rahatlama duyuldu. Gelişmekte olan ülkeler, küresel müzakerelerin bu iki haftalık sürecinde, zengin ülkelerden iklim krizi etkilerine uyum sağlamak için aldıkları finansal desteğin üç katına çıkarılması hedefine kısmen ulaştı. Bu kapsamda yılda 120 milyar dolar uyum finansmanı alacaklar ancak bunu, geçen yıl zengin ülkelerin taahhüt ettiği 300 milyar doların üzerine ek bir artış olarak değil, 2030’da talep ettikleri tarihte de değil, 2035’te alabilecekler. Birçok ülke artışın mevcut 300 milyarın üzerine eklenmesini umuyordu, bu da gerçekleşmedi.
Ormansızlaşmayı durdurma taahhüdü engellendi
Ormansızlaşmayı durdurmaya ilişkin bir yol haritası ise nihai anlaşmadan çıkarıldı, yağmur ormanı ekosisteminin sınırları içinde olan, Amazon Nehri’nin ağzına yakın Belém’de düzenlenen konferanstaki bu sonuç, doğa savunucuları için büyük bir hayal kırıklığı oldu.
ABD’nin heyet göndermediği 194 ülke arasındaki uzlaşma, bakanların boşalmış konferans salonlarında 12 saatlik aralıksız ek mesai görüşmeleri yürütmesiyle cumartesi sabahının erken saatlerinde sağlandı ve anlaşma, cuma akşamı çöküşün eşiğinden dönen müzakerelerin ardından saat 13.35’te yapılan kapanış oturumunda resmen tamamlandı.
Paris Anlaşması hedefleri doğrultusunda küresel ısınmayı sanayi öncesi seviyelerin 1,5°C üzerinde sınırlama çabaları da nihai metinde yer aldı. Konferans öncesinde ülkelerin yeni ulusal emisyon azaltım planlarını sunması gerekiyordu, fakat bu planlar 1,5°C sınırını korumak için ihtiyaç duyulan taahhütlerin çok gerisinde kaldı. Bu sınır teknik olarak aşılmış olsa da analistler buna geri dönülebileceğini belirtiyor.
COP31 gelecek yıl Türkiye’de düzenlenecek
Bu başarısızlığı kınamak yerine konferans, “ivmelendirici” (accelerator) adı verilen ve ulusal katkı beyanlarındaki (NDC) açığı ele alacak bir program kurulmasına karar verdi. Program, gelecek yıl Türkiye’de düzenlenecek, başkanlığını ise Avustralya’nın yürüteceği bir sonraki COP’a rapor sunacak. Metin, ülkelere “NDC’lerin tam uygulanması ve daha iyisini yapma çabası” çağrısı yapıyor.
Kritik minerallerin çıkarılmasına yönelik düzenlemeler Çin ve Rusya tarafından engellendi
Nihai anlaşma, sosyal adalet savunucularının uzun süredir dile getirdiği “adil geçiş” kavramını da tanıdı. Bu yaklaşım, fosil yakıtlardan temiz enerjiye geçiş sürecinde etkilenen işçilerin desteklenmesini öngörüyor. Ancak bazı ülkelerde büyük insan hakları ihlalleriyle bağlantılı olan “kritik minerallerin” çıkarılmasına ilişkin temel hükümler Çin ve Rusya tarafından engellendi.
80’den fazla ülke, nihai metne “fosil yakıtlardan uzaklaşma” taahhüdünün eklenmesini destekledi; ancak Suudi Arabistan’ın da bulunduğu Arap Grubu’nun başını çektiği çok sayıda ülke buna karşı çıktı.
Bu karşı çıkış nedeniyle, bilim insanlarına göre iklim krizinin en kötü etkilerini önlemek için kesinlikle gerekli olan fosil yakıtlardan uzaklaşma taahhüdü, birçok ülkenin umut ettiği gibi yasal bağlayıcı bir karar değil, gönüllü bir ifade olarak metinde yer alabildi.
Haberin tamamını The Guardian’dan okuyabilirsiniz.











Yorumunuz