Yazılar

Bubukşo

Yavru kuşların yırtıcılardan korunmak üzere enteresan savunma mekanizmaları vardır. Ülkemizde de görebileceğimiz ‘bubukşo’; diğer adlarıyla ibibik kuşu, çavuş kuşu, hüthüt kuşu veya Latince ‘Upupa epops’ ilginç bir yöntemle kendini savunur. Bubukşo yavruları yuvalarına musallat olan tilki ya da kediyi hiç beklemedikleri bir anda şoka uğratabilirler. Küçük bubukşolar kendilerini tehdit eden hayvanların boyuna posuna bakmaz, arkalarını dönüp potansiyel avcılarının yüzlerine oldukça kötü kokan bir sıvı fışkırtılar. Bubukşo kuşunun makatında özel bir bez tarafından üretilen dışkımsı sıvı, yavru bubukşoları zararlı bakterilerden ve pek çok hastalıktan koruduğu gibi avcı hayvanlardan da korur. Yavrularda aktif olan bu bez, ergen ibibik kuşlarında sadece dişilerin kuluçka döneminde tekrar faaliyete geçer.
Deniz kuşlarından martıya benzer fulmar kuşu yavruları da tehdit karşısında içgüdüsel olarak midelerinin salgıladığı portakal renginde yağı ağızlarından püskürtürler. Bazı fulmarların henüz yumurtadan tam çıkmadan yağ püskürtme denemeleri yaptığı gözlemlenmiştir.
Güney ve Kuzey Amerika’da yaşayan çayır baykuşu yavruları yuvada tek başlarınayken herhangi bir tehlike altında kalırlarsa çıngıraklı yılanın sesini taklit ederler. Etrafta çıngıraklı yılan olduğunu sanan insanların bile yavru çayır baykuşlarının bulunduğu bölgeden hızla uzaklaştıklarına tanık olunmuştur.
Güney Amerika’daki yağmur ormanlarında hayatlarını sürdüren ibikli sülünlerin yalnızca yavrularında görülen pençeler sülünler büyüdükçe kaybolur. Nehir üzerindeki ağaçlarda taşıdıkları dallarla yuva yapan ibikli sülünler iyi yüzücüdürler. Yavru ibikli sülünler yuvalarına bir saldırı olabileceğini fark ettiklerinde ilk iş nehre dalarlar. Tehlike geçtiğinde ise pençeleri sayesinde tekrar yuvalarına tırmanırlar.
Kuşlardan diğer hayvanlara uzanırsak onlarında da ilgi çekici savunma mekanizmalarına sahip olduğunu gözlemleriz. Ölü taklidi yapan keseli sıçanlardan risk altındayken kendi kolundan parça koparıp saldırganın dikkatini dağıtan derin deniz kalamarlarına, hücum anında etrafına 600 volt elektrik yayan elektrikli yılan balıklarından doğal düşmanlarını gördü mü kendi dışkısına örtünen patates böceklerine kadar hayvanların envai çeşit savunma mekanizması mevcuttur.
‘Yavru vatan’ın ruh durumu da üç aşağı beş yukarı doğadaki canlılara benzer. Küçük gördükçe hışımla ‘ezerim’, ‘keserim’, ‘biçerim’ diyenler var oldukça ‘yavru’ bünyesinden gelen tepkiyle kendisini korumaya çalışacaktır. Bir başka ülkede ceketlerini düğmeleyen, o ülkenin yasa ve kurallarına uymakta kusur etmeyen yabancı yatırımcıların bir kısmı ‘yavru vatan’ı sahiden kendi yavruları gibi görmektedir. Nereden kaynaklandığının izahı olmayan kendinden gayet emin tavırlarla bir yandan akılları sıra ‘yavru’yu terbiye etmeye çalışırken bir yandan da kural tanımazlığı fırsata çevirebilmenin ince hesaplarını yapmaktadırlar.
Ruh durumumuz en çok bubukşolara benzemektedir kuşkusuz. Bubukşolar eski Yunan’dan eski Roma’ya, Perslerden Araplara, tüm kutsal kitaplardan Osmanlı edebiyatına dek insanlık tarihinde iz bırakmıştır. Tevrat’ta kılavuz bir kuş olarak anlatılır. Yaşlı anne ve babalarına baktıklarına inanılan bubukşolar, anneleri öldüğünde onları başlarının üzerinde taşıyan bir kuş olarak anılır. Hatta başlarındaki tepe biçiminde yükseltinin annelerini taşımalarından ileri geldiği yönünde batıl inançlar da türemiştir.
Öte yandan bubukşolar Divan edebiyatında su ve hazine bulan tek kuş olarak betimlenir. Hani İsrail’in sembolü olmasa bizim sembolümüz olmaya aday olabilecek yegâne kuştur bubukşolar… 2008 yılında, İsrail Doğayı Koruma Birliği’nde yapılan, 155 bin kişinin katıldığı oylama ile İsrail’in sembolü kuş olarak bubukşo seçilmiştir. Dönemin İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres oylama sonrasında basına yaptığı açıklamada, oylamada akbabaların birinci gelmesini istediğini ancak birinciliği bubukşo kuşunun aldığını belirtir ve beyaz güvercinin listeye girememesine ayrıca üzüldüğünü söyler. Gerçekçi olmak gerekirse müteveffa Peres’e hak vermemek elde değil. İsrail ulusal kuşu olarak akbabaları seçseydi ki yakışırdı; bubukşolar bize kalabilirdi. Ganimet bulduğuna inanılan bubukşolar… Göçmen bir kuş ama Kuzey Kıbrıs’ın simgesi olmak üzere yaratılmış…
 

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın