CTP milletvekilleri Doğuş Derya ve Fazilet Özdenefe tarafından hazırlanan ve kamuoyunda geniş yankı uyandıran Ceza, Veraset ve Evlilik Dışı Çocuklar değişiklik yasa tasarıları üzerine yapılan spekülasyonlar bardağı taşırdı!
2014’ten bu yana, başta Doğuş Derya olmak üzere bir grup kadın bu tasarılar üzerine çalışıyor. Gelin görün ki sanki öneriler kürtaj davası sırasında hazırlanmış gibi bir algı yaratılmak isteniyor. İlerici görünen, hiç olmayacak simalar bile yasa önerisinin Meliz’in ardından hüküm giymiş doktorları kurtarmak ve kürtaj turizmine kapı açmak için hazırlandığını iddia edebiliyor. Bir defa bu iddiaları ortaya atanları en ağırından eleştirebilmeli. Birçok yasa çalışması ile ülkede son derece olumlu değişiklikler yaratmış, gece gündüz çalışan, her zaman dürüst kalmayı başarabilmiş Doğuş Derya’yı yarattığınız kurgularla kirletemezsiniz.
Derya ve Özdenefe’nin cezaevindeki doktorları kurtarmakla ne işi olabilir? ‘Kürtaj turizmi’ sayesinde Meclis’teki bazı maço politikacılar gibi komisyoncuk mu alacaklar? Sallıyorlar işte… Önerilerin kürtaj dışında pek çok başka sorunu kapsadığını gözden ırak tutmaya çalışarak, meseleyi kürtaj turizmine ve doktorları kurtarmaya getirebiliyorlar. 2014’den bu yana üzerinde çalışılan bir tasarı dizisinden bahsediyoruz!
Erkek politikacılar devrimci, disiplinli ve dürüst kadın milletvekillerini damgalamak uğruna en cinsiyetçi kelimeleri kullanmaktan da çekinmiyor. Önce Doğuş Derya’yı ‘histerik’ yaptılar; sonrasında ‘sapık’… Utanmasalar şimdi de ‘komisyoncu’ yapacaklar! Boş boş oturunca koltuklarda; çalışan bir kadın görünce vurun tabii…
Geçenlerde konuştum kendisi ile… ‘İçerideki doktorlar zerre kadar umrumda değil’ diyor Derya ve ekliyor: ‘Ama Meliz ve Meliz konumundaki kadınların yaşadıklarını önemsiyorum.’
Şimdi gelelim yasa önerisi mevzusuna… Tasarıda, 10 hafta olan hamileliğin sonlandırılması süresinin 20 haftaya çıkarılması teklif ediliyor. Doğuş Derya ‘Öneri için uzun zamandır çalıştıklarını ancak Meliz Akçal’ın yaşadığı dramın, önerinin tartışılmasına ve toplumsal vicdanın sesinin dinlenmesine zemin yarattığı’nı ifade ediyor. Öyle ya, kürtaj davasında 6 vaka varken ceza alan sadece Meliz oldu. Üstelik sanki Meliz tek başına hamile kalmış gibi eski eşi hiçbir ceza almadan aklandı. Kürtaj yaptıran ceza alsın; fetüsün diğer sahibi hayatına güle oynaya devam etsin! Kadın neden korunmamışmış… Çocuk istemeyen bir erkek neden korunmuyor ola ki? Korunması gereken kadın, kürtaj yaptırmak zorunda kalan kadın, kürtaj yaptırdığı için ceza alan gene kadın! Erkeğinse hiç suçu yok; elinin kiridir, yıkar geçer ne de olsa…
Yargıçlar kimsenin şüphesi olmasın ki yasa ne derse onu yapar; ifade edilen ve savunulan ne ise gereğini yasalara göre değerlendirirler. Yasa koyucular yasaları günün şartlarına göre düzenlemedikleri sürece yargıçlar da önlerindeki yasaya göre hüküm verirler.
‘Yasa koyucu, en kötü şartları dikkate alarak yasa önerisini hazırlamalı’ diyor Doğuş Derya. Tecavüz, terk, yoksulluk vb. bir nedenle istenmeyen bir gebelik sonlandırılmadığında bebeğin ve annenin hangi şartlarda yaşayacağını, bu durumun yaratacağı bireysel ve toplumsal sonuçları da yasa önerilerinde öngörmek gerekir.
Yasa önerisinin yasal kürtajı 10 haftadan 20 haftaya çıkarması tartışmaya açık zaten. 20 hafta mı olmalı; gebelik, anne ve bebeğin sağlığının ciddi tehlike altında olmadığı durumlarda, hangi kriterler altında sonlandırılabilir; ölçütlere uygunluk nasıl ve kimler tarafından tespit edilmeli gibi tartışılması gereken tüm ayrıntılar Meclis’te ele alınacaktır. Süreç böyle işleyecekken niçin birileri kürtaj karşıtlarının internette sabah akşam yayınladığı fotoğrafları gündeme getirerek ortalığı karıştırıyor?
Kadınlar, bedenleri ve kararları söz konusu olunca neden iftira fitilleri ateşleniyor her seferinde? Erkek egemenliğinin ne kadar derinlere kök saldığını görmek, kadınların daha yürüyecekleri çok uzun bir yol olduğunu ortaya koyuyor. Ne bitmez bir yolmuş bu; yüzyıllardır yürüyoruz… Hâlâ daha önümüze en solcularıyla kol kola çıkmaya devam ediyorlar!
Yorumunuz