Yazılar

Angelina'ya davet

Angelina Jolie yönetmen sıfatıyla 2017 yılının belki de en iyi filmini yapmış… 15 Eylül’de Netflix’de yayına giren ‘First They Killed My Father’ (Önce Babamı Öldürdüler) Kamboçya İç Savaşı’nı bir kız çocuğunun gözünden anlatıyor. Film, yaşanmış bir hikâyeye dayanıyor. Henüz 5 yaşındaki Loung Ung göç ve savaşın en korkunç yüzü ile karşılaşıyor. Küçük kız, iç savaşta sırasıyla babasını, kız kardeşini, annesini ve diğer kız kardeşini kaybediyor. Kalan ağabeyleri ve kardeşleri ile savaştan kurtulmayı başarıyor ve akrabaları ile Vietnam üzerinden Tayland’a geçip ABD’ye göç ediyor. 2000 yılında yaşadıklarını anlatan bir kitap yayınlanıyor.

Jolie ve Kamboçyalı yazar Loung Ung’un yolları 2002 yılında kesişiyor ve iki kadın yakın dost oluyorlar. Öyle ki kadın yazar, Jolie’nin oğlu Maddox’u Kamboçya’dan evlat edinmesi sürecinde kendisine yardımcı oluyor. Nihayetinde Maddox’un teşviki ile iki kadın bir araya gelerek kitabı senaryolaştırıyor. Tanıştıklarından tam 15 yıl sonra Angelina Jolie’nin Loung Ung’un kitabını aynı adla sinemaya kazandırmasının kronolojisi böyle gelişiyor.

Film, göçün, savaşın, milliyetçiliğin ve faşizmin en vahim yanlarını ve çocuklar üzerindeki korkunç tesirlerini etkileyici bir sinematografi ile sunuyor. ‘Önce Babamı Öldürdüler’i izlediğinizde savaşın en büyük kurbanlarının çocuklar olduğu gerçeği kafanıza kazınıyor. Filmin sahneleri arasında dünyanın herhangi bir yerindeki, herhangi bir çocuğun ailesi ile göçe zorlanmasının bir çocuğa yaşatılacak en büyük travma olduğunu iliklerinizde hissediyorsunuz. Mülteci kamplarındaki çocukların zorlu hayat koşullarına ve savaşta ailelerini kaybeden çocukların nasıl yaralandığına tanık oluyorsunuz. Küçücük bir çocuğun silah kullanmayı ve toprağa mayın gömmeyi öğrenmesinden, bombalar altında, yanı başındaki insanların uzuvları parçalanarak ölmesine şahit olmasından ürktükçe ürküyor; bir yandan da inanılmaz bir vahşetin içinde dahi çocukların çocukluklarını koruyabilmelerine şaşırıyorsunuz…

Filmde giderek kız çocuğunun milliyeti ortadan kayboluyor ve küçük Loung Ung dünyadaki tüm çocukların masum sesine dönüşüyor.

Dünyanın en güzel kadınlarından biri olarak anılan yönetmen, yapımcı ve aktris Angelina Jolie’nin geçirdiği olağanüstü evrimi, gösterdiği duyarlılığı ve duruşunu selamlamamak mümkün değil. Büyüttüğü 6 çocuk... Yaşadığı sağlık sorunları... Ve tüm dünyanın takip ettiği bir boşanma davasının tam ortasında, ABD’nin savaşlardaki konumunu da eleştiren böyle iddialı bir filmin altından başarıyla kalkabilmesi tüm kadınlara örnek olmalı.

Hâl böyle iken Birleşmiş Milletler İyi Niyet Elçiliği’nden BM Mülteciler Yüksek Komiserliği Özel Temsilciliği’ne yükselen ve ileride BM Genel Sekreterliği’ne aday olmayı planlandığı ileri sürülen Angelina Jolie’yi en acilinden Kıbrıs’a davet etsek… Hatta Birleşmiş Milletler Kıbrıs Özel Temsilciliği'ne atansa ve Kıbrıs sorununa da bir el atsa… Görüşmelerde Rumu Türkü tüm siyasilerin Angelina'yla yakinen ilgilenmek isteyeceği hususunda zaten hiçbir şüphemiz olamaz. Kıbrıs sorunundan çok, Angelina'yı kim tavlar problemi görüşmelerin gizli ancak ana gündemi olur belki ama politikacılar sayesinde hiç çözülemeyecek gibi görünen meşhur sorunumuzun dünya çapında reklamını yapmak için kabul edersiniz ki bundan daha iyi bir fırsat yaratılamaz...

Kıbrıs sorununu çözemiyorsak, sorundan iki toplum olarak nasıl para kazanırız tarafına odaklanmamız daha akılcı olabilir. Düşünsenize, Angelina sayesinde dünyanın tek bölünmüş başkentine turistik ziyaretler artacaktır. İki toplum olarak ortak iş yapamıyorsak; işte yolu: Bölünmüşlüğümüzü Angelina Jolie ile pazarlamak! Angelina'nın ününe ün katacağı bölünmüş Lefkoşa'nın sınır kapılarında turistlerin hatıra fotoğrafı çektirmek için kuyruğa gireceği kesin…

Yeri gelmişken Brad Pitt’in ilk eşi Jennifer Aniston'un babasının Yunanistan'dan ABD'ye göçtüğünü

anımsatayım… Kıbrıs Türk tarafı olarak Angie’yi yanımıza aldık mı tamamdır;  Kıbrıslı Rum siyasilerin ‘Jennifer’dan intikam alıyor, Yunan ve Rum karşıtı Angelina’yı istemiyoruz’ protestosuna gideceği de garanti… Daha ne isteriz!

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın