Anadolu Rock’un en etkili müzisyenlerinden Erkin Koray, kızının doğduğu ülkede, Kanada’da, 82 yaşında yaşamını yitirdi.
Türkçe sözlerin rock müziğe girmesinde Cem Karaca, Moğollar, Barış Manço, Üç Hürel gibi sanatçı ve gruplarla birlikte anılan Erkin Koray özgün sesi, eşsiz gitaristliği ve Türk ezgilerini, etnik ve Orta Doğu temaları ile harmanlayarak kendisine has tarzıyla öne çıktı.
24 Temmuz 1941'de İstanbul'da piyano eğitmeni bir annenin çocuğu olarak dünyaya gelen Erkin Koray, beş yaşındayken piyano çalmaya başladı ve rock & roll'u 15 yaşındayken keşfetti.
Gitar çalmaya başladı. İstanbul Alman Lisesi'nde eğitim gördüğü 50'li yılların ikinci yarısında, arkadaşları ile amatör topluluk olan ‘Erkin Koray ve Ritimcileri’ grubunu kurdu ve dönemin güncel parçalarını çalmaya başladı.
İlk konserini 29 Aralık 1957'de ünlü rock & roll şarkılarından oluşan bir set listesiyle verdi. Bu ilk konserle ilgi odağı haline geldi ve grubu Ritimciler Türkiye’nin en popüler grubu oldu.
Dönemin medyasında "çılgın bir rockçı" olarak tanıtılan Koray, ilk single’ı “Bir Eylül Akşamı’nın ardından askere gitti.
1965'te müziğe geri döndü ve Beatles ve diğer birçok İngiliz grubunun düzenli olarak çaldığı Almanya'ya gitti.
Türkiye'ye döndükten sonra uzun saçları ve rock&-roll yaşam tarzıyla bir ikon haline geldi. Ayrıca "Kızları da Alın Askere", "Aşk Oyunu" ve "Kendim Ettim Kendim Buldum" gibi popüler single'lar yayınladı.
1969'da "Yeraltı Dörtlüsü" adındaki büyük grubunu kurdu. Uzun soluklu gruplarla ilişkisi olmamasına rağmen, Yeraltı Dörtlüsü ile birlikte Türk rock'ının geleceğinin temelinin atılmasına yardımcı oldu.
1970'lerde, "Elektronik Türküler" ve "Erkin Koray Tutkusu" gibi ünlü uzunçalar plakları piyasaya sürdü.
Bu plaklar, günümüzde birer başyapıt olarak kabul edilen, “Şaşkın", "Fesupanallah", "Estarabim", "Arap Saçı", "Yalnızlar Rıhtımı" ve "Cemalim" gibi bir dizi önemli single'ı da içeren ilk uzunçalarlardır.
Koray'ın single'ları sadece Türk listelerinde bir numara olmakla kalmadı, aynı zamanda klasikler haline geldi. Bu şarkıların çoğu 21. yüzyılda yerel gruplar tarafından barlarda, kulüplerde ve hatta düğünlerde bile çalınabilir.
“Bu ülkedeki herkes benim müziğimi dinliyorsa, ya bende ya da ülkenin kendisinde bir sorun var" demesiyle dikkat çekti ve bir şekilde Türkiye'deki hemen hemen herkesle, her kültürel geçmişten, sosyal statüden ve sınıftan insanlar bağlantı kurdu.
Koray, çalışmak ve müzikal fikirlerini yabancı meslektaşlarıyla paylaşmak için zaman zaman yurtdışına gitti. Almanya, Fransa ve Hollanda'da bulundu ve 1980'de Türkiye'deki askeri darbe sırasında Almanya'da müzik yapıyordu.
Daha sonra, 1982'de bir konser için Kanada'ya gitti. Kanada’da aşık oldu, evlendi ve kızı Damla'nın doğumuna kadar Kanada'da kaldı. Daha sonra kızını memleketinde büyütmek için Türkiye'ye döndü ve alternatif olarak evde eğitimi tercih ederek, kızı Damla’yı bir devlet okuluna göndermeyi reddetti.
Bu arada, "Çöpçüler" single'ı dışında "Ceylan"ı piyasaya sürdü. 80'lerdeki diğer önemli LP'leri "Gaddar" ve "Hay Yam Yam"dı. Ancak 80'li yıllarda tüm Türk rock müzisyenlerinde olduğu gibi onun da ciddi ekonomik sıkıntıları oldu. Bu yüzden kayıt seansları için para kazanmak amacıyla bir pizza restoranında piyano bile çaldı.
Koray, 1991 Gülhane Parkı konserinde klavyesi ve gitarıyla tek başına güçlü performans sergiledi. Gülhane Parkı konseri, daha sonra kendi gruplarıyla sahneye çıkan genç Türk rockçıların çoğu için bir referans noktası oldu. "Akrebin Gözleri" adlı parçayı da içeren 1996 albümü "Gün Ola Harman Ola" ile ikinci kez zirveye çıktı.
Son çalışmalarından “Devlerin Nefesi”, 1999 yılında piyasaya sürüldü. Kulüplerde ve festivallerde canlı performans sergiledi. 2006 yılında yarı belgesel/yarı kurgu bir kitap olan Mezarlık Gülleri'ni yayınladı.
Yazmak, çalmak ve şarkı söylemenin yanı sıra, Koray aynı zamanda geleneksel Türk bağlamasına bir pikap ekleyerek yarattığı "elektro bağlama" nın (saz) mucididir. Bu enstrümanı konserde sahnede kullandıktan sonra elektro bağlama Türkiye ve Orta Doğu'daki diğer sanatçılar arasında popüler bir enstrüman haline geldi. İstanbul'da rock kulübü açan ilk kişiydi, ancak mütevazı bir şekilde "Birisi zaten yapacaktı, önce benim yapmam önemli değil" dedi.
Kariyeri boyunca yeni nesiller önce eserlerini eleştirdi ve daha sonra müziğinin derin dokularındaki ve felsefi sözlerindeki hazineleri keşfetti. Eksiklikleri oldu, zaman zaman ekonomik sıkıntılar nedeniyle hızlı bir şekilde albüm kaydetmek zorunda kaldı.
Uzun yıllardır hayatını Kanada'da devam ettiren 82 yaşındaki Erkin Koray, akciğer rahatsızlığının yanı sıra yaşlılığa bağlı sağlık sorunları nedeniyle hayatını kaybetti.
Kaynaklar: Vefik Karaege, Allmusic, Fotoğraflar: Halkbank Kültür Yaşam
Yorumunuz