ABD ve AB, Çin'in ekonomik nüfuzuna karşılık Hindistan'ı Orta Doğu ve Akdeniz'e bağlayan yeni bir deniz ve demiryolu koridorunun geliştirilmesini destekleyecek.
Hindistan’ın başkenti Yeni Delhi'deki G20 zirvesi sırasında, ABD Başkanı Joe Biden, Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve Suudi Veliaht Prensi Muhammed bin Selman yeni koridorla ilgili cumartesi günü bir mutabakat zaptı imzaladı.
Koridor, iki kıtadaki limanlar arasında köprü oluşturmak, ticareti çok daha kolay hale getirmek, temiz enerji ihraç etmek, güvenilir, temiz elektriğe erişimi genişletmek ve istikrarlı internet bağlantısı sağlamak amacıyla Hindistan'dan Birleşik Arap Emirlikleri'ne kadar Umman Denizi boyunca uzanacak, Suudi Arabistan, Ürdün ve İsrail'i geçerek Avrupa'ya bağlanacak.
Yeni bir denizaltı kablosu ve enerji ulaşım altyapısını da içerecek olan projeyle ilgili görüşmeler ilgili ülkeler arasında aylardır perde arkasında devam ediyor, ancak görüşmeler artık daha resmi bir temelde sürdürülecek.
Harita: India Today
Mutabakat zaptında bağlayıcı bir finansal taahhütte bulunulmadı, ancak taraflar önümüzdeki 60 gün içinde bir "eylem planı" hazırlamayı kabul etti.
ABD Başkanı Biden, koridorun ilgili ülkeler için "sonsuz fırsatlar" sunacağı”nı, "temiz enerji ticareti yapmayı ve ihraç etmeyi çok daha kolay hale getireceği”ni, "toplulukları birbirine bağlayacak kablo döşeyeceği”ni ve "daha istikrarlı ve müreffeh bir Orta Doğu'ya katkıda bulunacağı”nı söyledi. Biden, "Bu tarihi olmaktan başka bir şey değil. Hindistan, Basra Körfezi ve Avrupa arasında bugüne kadarki en doğrudan bağlantı olacak" dedi.
“Demiryolu bağlantısı Hindistan ile Avrupa arasındaki ticareti yüzde 40 daha hızlı hale getirecek”
Avrupa Komisyonu başkanı Ursula von der Leyen, projenin lansmanında yaptığı konuşmada, proje için "Kıtalar ve medeniyetler arasında yeşil ve dijital bir köprü" tanımlamasını yaptı ve demiryolu bağlantısının Hindistan ile Avrupa arasındaki ticareti yüzde 40 daha hızlı hale getireceğini de sözlerine ekledi.
Financial Times gazetesinin yorumuna göre, ABD için proje, Washington'ın BAE ve Suudi Arabistan gibi geleneksel Arap ortaklarının Çin, Hindistan ve diğer Asyalı güçlerle bağlarını derinleştirdiği bir zamanda, Pekin'in bölgedeki artan etkisine karşı koyabilir.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, "Çin bir faktördür. ABD ayrıca dikkatleri bölgeye yeniden odaklamaya, geleneksel ortaklara güven vermeye ve nüfuzunu korumaya çalışıyor" dedi.
AB yetkilileri, iş birliğinin, AB'nin Körfez ülkeleriyle ticaret ve yatırım bağlarını derinleştirme çabalarının merkezi bir parçası olduğunu, özellikle de Rusya'nın Ukrayna'ya karşı savaşına bir yanıt olduğunu ekledi.
AB, kısmen Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi'ne rakip olmak ve Avrupa'nın çıkarlarını kilit ticaret ortaklarında savunmak için başlattığı Küresel Ağ Geçidi projesi aracılığıyla 2021 ve 2027 yılları arasında denizaşırı altyapı yatırımlarına 300 milyar Euro'ya kadar harcama yaptı.
Hem dünyanın en büyük petrol ihracatçısı Suudi Arabistan hem de Orta Doğu'nun finans merkezi BAE, kendilerini doğu ve batı arasındaki kilit lojistik ve ticaret merkezleri olarak yansıtmaya çalışıyor.
Bununla birlikte, Arap dünyasındaki iddialı sınır ötesi altyapı projeleri, Körfez İşbirliği Konseyi'nin altı üyesini (Suudi Arabistan, BAE, Kuveyt, Katar, Umman ve Bahreyn) birbirine bağlayan 2.117 km'lik planlı bir demiryolu ağı gibi tarihsel olarak çok az ilgi gördü. Demiryolu ağı başlangıcından bu yana on yıldan fazla bir süre geçmiş olmasına karşın yolun halen sadece bir kısmı inşa edilmiştir.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Yardımcısı Jon Finer, daha önce gazetecilere verdiği demeçte, koridorun gelişiminin, Biden yönetiminin "bağlantıyı artırırken" bölgedeki "sıcaklığı düşürme" ve "çatışmaları azaltma" yönündeki baskısıyla tutarlı olduğunu söyledi. Ancak Çin'in Kuşak ve Yol Girişimi tarafından finanse edilen altyapı türünün finansmanı opak olduğu ve yoksul ülkeleri borç tuzaklarına zorladığı için eleştirilmesine karşılık projenin ilkeleri arasında zorlamak bulunmuyor.
Jon Finer, projeyi “ilgili ülkelere ve aynı zamanda küresel olarak yüksek bir çekiciliğe sahip” bir proje olarak gördüklerini çünkü “yüksek standartlı”, “zorlayıcı olmayan” projenin ”kimseye bir şey empoze etmeye çalışmadığı”nı kaydetti.
AB ve ABD ayrıca, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Zambiya ve Angola arasında, bakır gibi hammadde ticaretini geliştirmeyi amaçlayan bir trans-Afrika koridoru kurulması hakkında zirve sırasında ayrı bir duyuru yaptı.
Kaynak: Financial Times
Yorumunuz