Dünya

Türkiye’de ‘taklit mağaza’lara dikkat çekildi

Sadece ürün değil, taklit mağazalarda dekorundan çalışa­nına kadar her detay taklit edi­liyor ve buna logolar da dahil...

Türkiye’de ihracatta yaşanan sıkıntı ve özellikle ithalatın art­ması nedeniyle hazır gi­yim ve ayakkabı sektörü pazar kaybı yaşandığı ve bu kaybın, sah­te-taklit üretimlerin iç piyasa­daki yerini de büyüttüğü bildirildi.

Birleş­miş Markalar Derneği (BMD), Başkanı Sinan Öncel, Türkiye Ayakkabı Sanayicileri Derne­ği (TASD) Başkanı Berke İçten ve Türkiye Giyim Sanayici­leri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya düzenledike­ri ortak toplantıda, sektörle­rindeki sorunlarını dile getir­di.

BMD Başkanı Sinan Ön­cel, “Artık biz taklit mağazayı konuşuyoruz. Dünyaca ünlü markaların taklit mağazaları yapılıyor. Dekorundan çalışa­nına kadar her detay taklit edi­liyor ve buna logolar da dahil” dedi.

“Güney sahilleri taklit mağazalarla dolup taştı”

Tüm güney sahillerinin tak­lit mağazalarda dolup taştığı­nı dile getiren Öncel şöyle de­vam etti:

“Bodrum merkezde ana cad­de üzerinde bizim bir üyemi­zin yıllardır işletmekte oldu­ğu mağazası vardı. O mağaza kapanmış ve yerine tamamen sahte ürünler satılan bir ma­ğaza açılmış. Detayları fark edemeyen bir turist o mağaza­yı gerçek zannedebilir. Çünkü ciddi paranın harcandığı, tüm detayların düşünüldüğü bir mağaza. Taklit edilen marka da dünyanın en pahalı marka­larından biri ve ben bunun gi­bi 6-7 mağaza gördüm. Türki­ye’nin en ünlü sahillerinin ol­duğu merkezi yerlerde bizim markalarımızın veya yabancı resmi markaların olması gere­kiyor. Bu ülkenin marka değeri açısından da çok değerli.”

Taklit ürün ve taklit mağaza sorununa ilişkin değerlendir­mede bulunan TASD Başkanı Berke İçten de sahte taklit üre­timin genellikle taklidi yapı­lan global markalara değil de iç piyasadaki yerli markaların, kendisi marka olmaya çalışan firmalara zarar verdiğini söy­ledi.

İçten, “Bu ortam maalesef Türkiye’de çok hızlı bir şekil­de gelişti ve büyüdü. Özellikle son 3-4 yıl içinde sahte taklit sektöründeki inanılmaz hız­lı büyümeye devletimizin bir dur demesi gerekiyor. Bu konu bizim iç piyasada önemli mik­tarda kan kaybetmemize ve vitrin rafları satışlarımızı da kaybetmemize yol açtı. Bu ko­nunun bir an önce ülke prestiji açısından da çözüme kavuştu­rulması gerektiğini, haksız re­kabeti engellemek amacıyla da sorunun giderilmesi gerekti­ğini düşünüyoruz” ifadelerin­de bulundu.

Ayakkabıda Türkiye’de üretmek yerine yurt dışında üretip Türkiye’ye getirmenin daha ucuz oldu­ğu bir döneme girdiklerini be­lirten İçten, “2024 yılının ilk 6 ayını incelediğimizde 630 milyon dolar gibi bir ihraca­tımız var. Geçen sene bu ra­kam ilk 6 ayda 731 milyon do­lardı. Dolayısıyla bu senenin ilk 6 ayında cari açık vermiş durumdayız. 190 milyon dola­ra yaklaşan bir rakamla geçen seneki cari açığımızı da geride bıraktık” dedi.

“Spor ayakkabıda Çin ile Türkiye arasında 3,9 dolar fiyat farkı var”

İhracattaki dramatik düşü­şe karşılık ithalatın patlama­sının temelinde sektörün re­kabetçiliğini kaybetmesinin yattığını da dile getiren Berke İçten, “Girdi maliyetleri ile kur arasındaki makas giderek açıl­dığı için fiyat tutturamıyor, Asya’daki rakiplerimize göre çok pahalı kalıyoruz. Örneğin bir çift spor ayakkabı için kul­lanılacak malzemeyi hesapla­dığımızda Çin ile Türkiye ara­sında 3,9 dolarlık fiyat farkı oluşuyor. İşçilik ve diğer mali­yet kalemlerini eklediğimizde fark çok daha açılıyor. Mevcut koşullarda işçilik maliyetleri­ni düşürme imkânı yok. Dola­yısıyla en azından ham mad­de ve yan sanayi tedarikinde ayakkabı üreticisinin eli ra­hatlatılmalı, ithalatta yüzde 100’ü aşan vergiler makul se­viyelere indirilmeli” açıkla­masını yaptı.

Kaynak: Dünya

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın