Suriye Devlet Başkanı Ahmed Şara pazartesi günü ABD Başkanı Trump'la ilk kez Beyaz Saray'da görüştükten sonra Fox News’a bir röportaj verdi.
Suriye’nin İsrail ile ‘İbrahim Anlaşmaları’na katılma olasılığı hakkında da konuştu. (04:08) Ülkesinin durumunun bu anlaşmalara taraf olan ülkelerden farklı olduğunu belirterek, “Suriye’nin, 1967 yılından bu yana işgal altında bulunan Golan Tepeleri nedeniyle İsrail’le sınırı vardır. Ancak Trump yönetimi bize İsrail’le bir güvenlik anlaşması ya da 1974 Anlaşması’na geri dönüş konusunda yardımcı olabilir.” ifadelerini kullandı.
Şara, Trump’la görüşmeden önce pazar günü Washington'a vardığında üst düzey ABD askeri yetkilileriyle basketbol da oynadı.
Bir zamanlar ABD tarafından terörist olarak aranan eski isyancı lider Trump’la görüşmeye Beyaz Saray’ın yan kapısından alındı. ABD hükümeti Şara başına konan 10 milyon dolarlık ödülü aralık ayında kaldırdı ve temmuz ayında da bir zamanlar Şara'nın liderliğini yaptığı isyancı grup olan Hayat Tahrir el-Şam'ın (HTŞ) terörist olarak tanımlanmasını iptal etti.
Trump ayrıca, Suriye'nin yeniden inşa çabalarını desteklemek için Washington'ın Suriye'ye yönelik tüm yaptırımları kaldıracağına söz verdi. ABD Dışişleri Bakanı “Rusya Federasyonu Hükümeti veya İran Hükümeti adına veya hesabına yapılan işlemler veya İran veya Rusya menşeli mal, teknoloji, yazılım, fon, finansman veya hizmetlerin transferi veya sağlanmasıyla ilgili işlemler” yaptırım altında kalmak üzere Sezar Yasası yaptırımlarının uygulanmasını 180 gün süreyle askıya aldığını duyurdu.
Şara, Dünya Bankası'nın 216 milyar dolar olarak tahmin ettiği on dört yıllık iç savaşla harap olan ülkenin yeniden inşasını engelleyen uluslararası yaptırımların kaldırılmasını umuyor. Ancak, Esad rejiminin çöküşünden bu yana Suriye'nin zorlu geçiş süreciyle ilgili endişeler nedeniyle, Kongre'de Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası'nın tamamen kaldırılmasına karşı bir miktar direnç bulunduğu bildirildi.
Washington ziyaretinden önce, BM Güvenlik Konseyi perşembe günü, ABD'nin de desteğiyle, Şara'yı terör yaptırımları listesinden çıkarmak için oy kullandı. Bu adım, bazı seyahatler için muafiyet talep etmek zorunda kalmadan daha özgürce seyahat etmesine olanak tanıyacak.
Analistler, Şara'nın IŞİD'le mücadele koalisyonuna katılarak Trump yönetimiyle ilişkilerini daha da güçlendirdiğini söylüyor.
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Neçirvan Barzani’ye yakınlığı ile bilinen Kürt yayın organı Rudaw, görüşmede, Suriye’ye yönelik Sezar Yasası kapsamındaki ekonomik yaptırımların kaldırılması, IŞİD’le mücadele, Suriye-İsrail güvenlik görüşmelerinin devamı ve Suriye Demokratik Güçleri (PKK/YPG) Şam yönetimine entegrasyonu gibi başlıkların yer aldığını ileri sürdü.
BBC, "Trump yönetiminden üst düzey bir yetkili, Suriye'nin IŞİD'le mücadele için oluşturulan uluslararası koalisyona katılacağını ve bunun ABD'nin Ortadoğu'daki dış politikasında bir değişikliğe işaret ettiğini doğruladı." haberini geçti.
"SDG'nin (PKK/YPG) Suriye ordusuna entegrasyonu ve Suriye ile İsrail arasında bir “güvenlik anlaşması”na varılması yönünde ilerleme konusunda mutabakata varıldı"
Rudaw, Suriye Dışişleri Bakanlığı'nın ABD Başkanı Donald Trump ile Suriye Geçici Devlet Başkanı Ahmed Şara arasında yapılan görüşmede, “10 Mart Anlaşması” (Abdi–Şara mutabakatı) kapsamında SDG'nin Suriye ordusuna entegrasyonu ve Suriye ile İsrail arasında bir “güvenlik anlaşması”na varılması yönünde ilerleme konusunda mutabakata varıldığını duyurduğunu" bildirdi.
ABD'nin Suriye özel temsilcisi Tom Barrack daha önce Şam'ın uluslararası koalisyona katılmasının ve İsrail ile güney Suriye için bir güvenlik anlaşması ve Kuzeydoğu Suriye'deki, [Türkiye’nin PKK/YPG'nin uzantısı olarak gördüğü] Suriye Demokratik Güçleri'nin (SDG) yeni Suriye devletine entegre olma görüşmelerinde kaydedilen ilerlemenin, yaptırımların kaldırılmasına daha fazla destek sağladığını açıklamıştı.
Görüşmenin bir kısmına Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da katıldı
Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan da Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın ziyaretiyle aynı sırada ABD’deydi.
ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio, ABD Başkanı Donald Trump'ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff ve ABD'nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack ve birçok yetkiliyle Beyaz Saray'da görüşmeler yapmak üzere ABD tarafından davet edildiğini belirten Fidan, ziyaretinin Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara'nın ziyaretiyle denk geldiğini ifade etti.
Fidan, Şara'nın Trump ve ekibiyle görüştüğünü ve görüşmenin bir kısmında kendisinin de davet edildiğini kaydederek, özellikle Trump'a Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın selamlarını ve iyi dileklerini ilettiğini aktardı.
Türkiye'nin Suriye'yle ilgili genel görüşlerini ve ABD ile iş birliği fırsatlarını görüştüklerini anlatan Fidan, Suriye'nin kalkınmasına, birliğine, beraberliğine, huzuruna ve bölgenin güvenliğine ilişkin birçok konuyu konuşma imkânı bulduklarını söyledi.
Fidan, sonrasında Beyaz Saray'da Rubio, Suriye Dışişleri Bakanı Esad Hasan Şeybani, Witkoff ve Barrack'ın da bulunduğu uzun bir toplantı yaptıklarını belirterek, bu toplantıya daha sonra ABD Başkan Yardımcısı JD Vance'in de katıldığını kaydetti.
Toplantıda görüş alışverişlerinde bulunduklarını aktaran Fidan, "Özellikle Suriye'nin güneyinde, kuzeyinde ve diğer yerlerdeki sorun alanları daha iyi nasıl yönetilebilir? Sezar Yasasıyla ilgili çalışmalar nasıl yapılabilir? Onlara detaylı bakma imkanımız oldu. Görüşlerimizi, pozisyonlarımızı ortaya koyduk." diye konuştu.
Fidan, Trump'ın Suriye meselesine yaklaşımının oldukça yapıcı olduğuna dikkati çekerek, bunun Türkiye tarafından olumlu bulunduğunu dile getirdi.
"Sezar Yasası'nın tamamen ortadan kaldırılması önemli"
Şu anda Suriye ekonomisinin tekrar ayağa kalkması için Suriye Sezar Sivil Koruma Yasası (Sezar Yasası) adı verilen yaptırımların kalıcı olarak kaldırılmasıyla alakalı neler yapılabileceğine odaklanıldığına işaret eden Fidan, şunları kaydetti: "Çünkü başkanlık yetkileri kullanarak kısıtlı oranda bazı istisnalar getirilmişti ve belli ekonomik faaliyetlerin önü açılmıştı ama yasanın tamamıyla ortadan kaldırılıp tekrar Kongre'den geçirilerek başkanlık istisnalarına ihtiyaç duyulmayan bir noktaya getirilmesi gerekiyor. Burada yönetimin aynı görüşte olması ve Kongre'ye bu türden bir tavsiyede bulunması fevkalade önemliydi. Bunun için hem Sayın Şara'nın anlattıkları hem bizim orada anlattıklarımız bence büyük önem taşıyor."
Fidan, Şara'nın ABD'de Kongre üyeleriyle bir araya geldiğine işaret ederek, Sezar Yasası için oylamayı Kongre üyelerinin yapacağını ve bunun önemli olduğunu dile getirdi.
"Suriye'deki sorunlar dikkatle yönetilmezse ülkenin bütünlüğüne yönelik sıkıntı olabilir"
Suriye'nin güneyinde Süveyda'da ve kuzeydoğusunda Suriye’de “SDG” adını kullanan terör örgütü PKK/YPG'nin bulunduğu yerlerde durumun ne olacağı ile ilgili konuların ele alınması açısından da görüşmelerin önemli olduğunu vurgulayan Fidan, şu şekilde konuştu: "Aslında önümüze şöyle bir şablon çıkıyor. Gerek kuzeyi, gerek kuzeydoğusu, gerek güneyi. Buradaki problemler eğer dikkatle yönetilmezse, ülkenin tamamıyla bölgesel bütünlüğüne, toprak bütünlüğüne yönelik bir sıkıntının ortaya çıkma ihtimali var. Yani ülke giderek daha da parçalanmayla karşı karşıya kalabilir. Bunu Amerikalıların anlıyor olması tabii önemli ve anladıklarını da görüyorum. Yani ülkenin bir ve bütün olması ama herkesin aynı zamanda can güvenliği, mal güvenliğinin olması ve çeşitli etnik, dini grupların bu noktada herhangi bir baskı altında olmaması fevkalade önemli. Bu altın oranı bulmak için tabii büyük bir gayret var. Aynı zamanda kimseye de tehdit olmamaları gerekiyor. Bu yönde de ciddi konuşmalar oldu, görüş alışverişlerinde bulunduk."
Fidan, Şeybani ve Rubio ile de görüştü
Fidan, Suriye, ABD ve Türkiye dışişleri bakanları olarak Şeybani ve Rubio ile üçlü görüşme de yaptıklarını kaydederek, 3 ülkenin perspektifini ve nasıl daha iyi işbirliği yapabileceklerini ele aldıklarını ifade etti.
Mayısta Antalya'da da üçlü bir görüşmeye ev sahipliği yaptıklarını hatırlatan Fidan, ikincisini gerçekleştirmiş gibi olduklarını dile getirdi.
Fidan, Barrack'ın sürekli bu konuda iletişimde bulunulabilecek bir büyükelçi olması nedeniyle çalışmaların hız ve pratiklik kazandığına dikkati çekerek, "Onun da çok yoğun bir mesaisi var, özellikle Suriye konusunda. Hem Amerikan tarafıyla Suriye tarafının ilişkilerini götürmesi hem güneyde olan sorun, İsrail'e bakan kısmı, hem kuzeyde, kuzeydoğuda bize bakan kısmı, bütün bunların hepsiyle ilgili yoğun bir mesai var. Tabii öyle bir özel temsilcinin, iyi çalıştığımız bir büyükelçinin olması da bizim için ayrıca bir tabii ki önemli, kıymetli bir şey." diye konuştu.
ABD Dışişleri Bakanlığı'nın Hakan Fidan-Marco Rubio görüşmesine ilişkin açıklamasında 'tüm NATO müttefiklerine Rus enerji alımını durdurma çağrısı'
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcü Yardımcısı Tommy Pigott, Fidan ile Rubio arasında dün Washington'da gerçekleştirilen görüşmeye ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Açıklamada, “ABD Başkan Yardımcısı JD Vance ve Dışişleri Bakanı Marco Rubio, bugün Türkiye Dışişleri Bakanı Hakan Fidan ile bir araya geldi. ABD ve Türk heyeti, İsrailli rehinelerin iadesi ve Gazze'de kalıcı bir ateşkes sağlanması çabalarına verdikleri desteği yineledi. ABD ayrıca, Başkan Trump'ın Ukrayna'da devam eden savaşın sona ermesine yardımcı olmak için tüm NATO müttefiklerine Rus enerji alımını durdurma çağrısında bulunduğunu vurguladı.” denildi.











Yorumunuz