FBI Direktörünün MI5 başkanına söz verdiği, sonra da sözünü bozduğu söyleniyor. Bu olay, istihbarat müttefikleri arasında FBI Direktörü Kash Patel'in “küstah” ve “taraflı” olmasının yanı sıra “öngörülemez” ve hatta “güvenilmez” olduğu yönündeki endişelere yol açtı.
New York Times’ın haberine göre mayıs ayında Londra'nın güneyinde düzenlenen gizli bir toplantıda, İngiltere İç Güvenlik Servisi (MI5) Başkanı, FBI Direktörü Kash Patel'den yardım istedi.
MI5 yetkilileri şaşkın
İngiliz güvenlik yetkilileri, Çin'in Londra Kulesi yakınlarına inşa etmek istediği yeni bir büyükelçiliği izlemek için ihtiyaç duyabilecekleri türden yüksek teknolojili gözetleme araçları için FBI’dan destek alıyor. MI5'ın Başkanı Ken McCallum, olaydan haberdar olan birkaç mevcut ve eski ABD yetkilisine göre, Patel'den bu teknolojiyle ilgilenen Londra merkezli bir FBI ajanının işinde kalmasını istedi.
Patel görevi sürdürmek için fon bulmayı kabul etti. Ancak Beyaz Saray'ın FBI bütçesini kısmasıyla bu görevin sonlandırılması planlanıyordu. Ajan, Amerika Birleşik Devletleri'nde farklı bir işe geçti ancak olay MI5 yetkililerini şaşkına çevirdi.
Beş Göz ittifakı
Bu, İngiliz yetkililerin alışık olmadığı, onları şaşkına çeviren bir liderlik tarzıydı. Uzun zamandır ABD'li mevkidaşlarıyla ve ‘Beş Göz’ (Five Eyes) olarak bilinen istihbarat ortaklığında diğer üç yakın müttefik ülke temsilcileri ile kişisel bağlar kurmuşlardı.
Kuruluşlar arasındaki ilişkiler önemlidir, çünkü birçok üst düzey ulusal güvenlik görevlisi, müttefiklerle kritik bilgilerin paylaşılmasında güven ve güvenilirliğin çok önemli olduğunu düşünür; bu, kurum yöneticileri arasındaki iletişim için hayati önem taşır ve kaybedildiğinde yeniden kazanılması zordur.
Winston Churchill'in Demir Perde konuşmasını yaptığı 1946 günü, İngiltere ve ABD, istihbarat ittifaklarının temelini oluşturan anlaşmayı gizlice imzaladılar. Bu anlaşma, II. Dünya Savaşı sırasındaki iş birliklerinin bir sonucuydu. Soğuk Savaş döneminde ortaklık, Avustralya, Kanada ve Yeni Zelanda gibi diğer ülkeleri de kapsayacak şekilde genişledi ve bu da anlaşmaya ‘Beş Göz’ adını kazandırdı.
FBI bir suç soruşturma kurumu olmasına rağmen, aynı zamanda Batı istihbarat topluluğunun önemli bir parçasıdır. Amerikan Dış İstihbarat Servisi CIA gibi diğer ABD kurumlarının yanı sıra, FBI'ın da dünya çapındaki büyükelçiliklerde ofisleri bulunmaktadır.
Eski ABD yetkilileri ve müttefiklerin büro değişikliklerine tepkilerini bilen diğer kişilere göre, FBI Direktörü Patel'in deneyimsizliği, üst düzey FBI yetkililerini görevden alması ve büro kaynaklarını casuslardan ve terörizmi engellemekten başka bir yere kaydırması, diğer Beş Göz ülkelerinde büronun başıboş olduğu yönündeki endişeleri artırdı.
FBI Direktörü Patel, Trump’ın düşman olarak gördüğü kişileri soruşturuyor
Beş Göz yetkilileri, Patel'in ABD Başkan Trump'ı soruşturan ajanları görevden almasını ve yetkilerini kullanarak Trump’ın düşman olarak gördüğü kişileri soruşturmasını endişeyle izledi. Yetkililer ve diğerleri gazeteye misilleme korkusuyla isimlerinin açıklanmaması koşuluyla konuştular.
Patel'in liderliğindeki değişim, müttefik ülkelerden gelen ajanlarla birlikte yıllarca İslamcı aşırılıkçılarla mücadele eden veya karşı istihbarat tehditlerini ortadan kaldıran kıdemli ajanların görevden alınmasıyla Beş Göz ilişkisine doğrudan darbe vurdu.
FBI, Rusya ve Çin gibi sırf siyasi ve intikamcı nedenlerle insanları hedef almaya başladı
Kanada istihbarat ve kriptoloji kurumlarında eski analist Phil Gurski, "Hayatım boyunca -32 yıllık iş hayatımda- FBI gibi bir kolluk kuvveti veya istihbarat teşkilatının, sırf siyasi ve intikamcı nedenlerle insanları hedef aldığını hiç görmedim. Batı demokrasilerinde böyle bir şey duyulmamış bir şey. Rusya ve Çin'de her gün böyle oluyor." dedi.
Patel göreve geldikten sonra Beş Göz müttefikleriyle inişli çıkışlı bir tanışma yaşadı.
Temmuz ayında Yeni Zelanda'ya yaptığı bir ziyarette, üst düzey ulusal güvenlik yetkililerine hediye olarak plastik 3D yazıcıyla üretilmiş tabanca replikaları getirmişti; ancak bunlar yerel yasalara göre yasa dışıydı ve imha edilmeleri gerekiyordu.
Yeni Zelanda polis komiseri Richard Chambers, daha önce olayı haberleştiren Associated Press'e yaptığı açıklamada, "Ateşli silah yasalarına uyulmasını sağlamak için polise bunları saklama ve imha etme talimatı verdim." dedi.
Patel, FBI’nin bütçe açıklarıyla karşı karşıya olduğu bir dönemde, eski ajanların sorguladığı bir girişim olan yeni bir FBI ofisini açmak üzere Yeni Zelenda’nın başkenti Wellington’a gitmişti. Patel ayrıca Avustralya’yı da ziyaret etti; burada, 2020’de ırksal adalet protestoları sırasında diz çökme eylemine katıldığı için ülkenin en üst düzey FBI temsilcisini görevden uzaklaştırmıştı. Daha sonra ise kadın temsilciyi tamamen işten çıkardı.
FBI'ın MI5 ile ilişkisi, tartışmasız Beş Göz'deki en önemli ilişkidir. Bu bağ, iki teşkilatın Glasgowlu bir kuaförü Almanlara askeri sırlar vermekle suçladığı 1938 yılına kadar uzanır. İki teşkilat birçok operasyonda yakın iş birliği içinde çalışır.
Patel, Trump yönetimi yetkilileri ve Beş Göz istihbarat ortaklarıyla birlikte İngiltere’de terörle mücadele ve siber güvenlik gibi konuların ele alındığı üst düzey bir güvenlik toplantısına katıldı. Etkinlik, Michelin yıldızlı mutfağıyla ünlü Sussex kırsalındaki lüks South Lodge otelinde gerçekleştirildi ve Britanyalı yetkililer tarafından “Gold Sycamore” (Altın Akçaağaç) kod adıyla anıldı. Ancak Patel’in ziyareti, daha ülkeye ulaşmadan önce yaşanan bazı aksilikler nedeniyle gergin ve talihsiz bir şekilde başladı.
Londra dışındaki Stansted Havalimanı'na inmesi planlanan uçak, otele daha yakın bir havalimanına uçmayı tercih etti. Eski yetkililerden biri ve konuya aşina bir başka kişiye göre, İngiliz yetkililer bu talebi reddederek, güvenlik nedeniyle ileri gelenlerin Stansted'i kullanması gerektiğini açıkça belirtti.
CIA gibi silahlı koruma istedi
Gezi sırasında, Metropolitan Polisi Kraliyet ve Uzman Koruma Komutanlığı'nın FBI'a Patel'in koruma ekibinin silahlı olamayacağını söylediği belirtildi. İngiltere'de sıkı silah kontrol yasaları bulunuyor ve polis, risk değerlendirmelerine dayanarak silahlı koruma ekibini sınırlandırıyor. Patel hakkındaki polis değerlendirmesi, muafiyet için gereken eşiği karşılamadığı yönündeydi.
Bir başka ABD yetkilisi, CIA ve Ulusal Güvenlik Ajansı başkanlarının silahlı olduğunu söyledi. Bu tutarsızlık, FBI ve İngiliz güvenlik yetkilileri arasında acil bir toplantıya yol açtı. İngiliz yetkililerse kararlıydı.
Kimliğinin açıklanmasını istemeyen bir FBI yetkilisi, Patel'in ekibine silah verilmesi konusunda bir anlaşmazlık yaşandığı iddialarını reddetti. Yetkili, müdürün geçmişte FBI ekibine diğer kurumlara verilen izinlerin neden her zaman verilmediği konusunda insanlara baskı yaptığını kabul etti, ancak kendisi için değil, onlar için eşit muamele istediğini belirtti. Yetkili ayrıca, Gatwick'e uçuşla ilgili görüşmelerde de bir planlama sorunu yaşandığını belirtti.
FBI geleneğinin aksine takım elbise giymiyor, beyzbol şapkası ile üst düzey toplantılara katılıyor
Konferansın oldukça ayrıntılı bir gündemi vardı. Eski yetkililerden birine göre, Patel toplantıların çokluğundan şikâyet etti; bu, onun bilinen bir yakınmasıydı. Ancak FBI yetkilisi, Patel’in toplantılara karşı olmadığını, yalnızca hangilerinin gerçekten gerekli olduğunu belirleyerek diğer önemli işlere de zaman ayırmaya çalıştığını söyledi.
Toplantı nispeten gayriresmi bir atmosferde gerçekleşiyordu. Yine de, eski bir ABD yetkilisinin aktardığına göre, Patel fileli beyzbol şapkası ve yeşil kapüşonlu bir sweatshirt ile salona girdiğinde diğer katılımcıları şaşırttı. Patel, sık sık resmi etkinliklere takım elbise giymeden katılarak FBI geleneğini bozmasıyla tanınıyordu.
Konuya yakın iki eski ABD yetkilisine göre, MI5 Başkanı McCallum, Patel'den ajanın Londra'daki kilit pozisyonunu korumasını istediğinde, Patel ona bunun ortadan kalkmayacağını ve ajanın Londra'da kalması için para bulunacağını söyledi.
Ancak bu pozisyon için ayrılan fon, Patel İngiltere'ye gitmeden önce zaten kesilmişti. İki eski yetkili, Patel'in MI5'e söz verdiği sırada bundan haberdar olup olmadığının bilinmediğini, ancak yardımcılarının kesinti hakkında önceden bilgilendirildiğini söyledi.
Üç eski ve mevcut ABD yetkilisine göre, Patel, bununla ilişkili maliyetler nedeniyle o konum için yeniden fon tahsis etmeyi reddetti.
İki eski yetkiliye göre, Patel ve kız arkadaşı, İngiltere'den ayrılmadan önce diğer güvenlik ve istihbarat yetkilileriyle birlikte Windsor Sarayı'nda Kral III. Charles ile bir akşam yemeği yedi. Gecenin sonunda grup, fotoğraf çektirmek için bir araya geldi. Patel, kralın yanında durdu.
Kaynak: New York Times











Yorumunuz