Kıbrıs

Sosyal Sigortalar Dairesi’nden birileri de tutuklanacak mı?

Skandalın ardında, 2021'de oluşan şüpheye rağmen Sosyal Sigortalar Dairesi’nde bu meblağların ödenmesine izin veren ve/veya bu paranın ödenmesine seyirci kalanların kimler olduğunun da belirlenmesi gerekmiyor mu?

Sosyal sigortalıların haberi olmadan ilaç yazmak suretiyle devleti zarar uğrattığı ve haksız kazanç sağladığı ileri sürülen şimdilik 3 doktor ve 3 eczacının tutuklandığı İlaç/reçete yolsuzluğunda Sosyal Sigortalar Dairesi’nin neden daha önce meseleyi soruşturmadığı sorgulanıyor.

“Sahte Evrak Düzenleme”, “Sahte Evrağı Tedavüle Sürme” ve “Sahtekarlıkla Para ve Mal Temin Etme” suçlarını işledikleri iddiasıyla Dr. Niyazi Perk, Dr. Muhammed Alshanableh, eczacı İsmet Tufan ve eczacı Simge Sonap’ın ardından Dr. Güven Erkal ve eczacı Gülten Veli Aner'in de tutuklandığı kovuşturmaya ilişkin Polis’in Mahkeme’de verdiği şahadette, ocak-temmuz ayları arasında sahte olduğu düşünülen 180 bin reçetenin incelendiği, devletin ilaçlar için 55 milyon ödeme yaptığı ve adlarına ilaç yazılan ve yurt dışında bulunan 75 kişinin tespit edilerek, ifadelerinin alındığı kaydedilmişti.

Soldan sağa tutuklananlar sırasıyla: Eczacı İsmet Tufan, Dr. Niyazi Perk, Dr. Muhammed Alshanableh, eczacı Simge Sonap

Tutuklanan Dr. Güven Erkal

Tutuklanan eczacı Gülten Veli Aner

Mikro-Makro’nun görüştüğü bazı tıp ve sağlık sektörü çalışanları bu yolsuzluğun temellerinin ocak-temmuz arası 2023’ün ilk 6 ayında kurulmadığını, uzun yıllardır Sosyal Sigortalar Dairesi’nin denetimsizliklerinin sonucunda söz konusu yolsuzluğun bu boyutlara geldiğini vurguladı.

Devletin en az 55 milyon TL zarara uğratılmasında sorumlular sadece yozlaşmış doktor ve eczacılar mı? 

Devletin yıllardır zarara uğratılmasında Sosyal Sigortalar Dairesi’nin hiç mi ihmali yok? Yolsuzluğun boyutu artmadan önce Sosyal Sigortalar’a hiç mi şikayet gelmiyordu? Doktor-eczacı-ecza deposu-hasta dörtgeninde bugüne dek döndürülen her ne varsa tüm bunları Sosyal Sigortalar Dairesi yeni mi fark etti?

Skandalın ardında Sosyal Sigortalar Dairesi’nde bu meblağların 2021'de oluşan şüpheye rağmen ödenmesine izin veren ve/veya bu paranın ödenmesine seyirci kalanların kimler olduğunun da belirlenmesi gerekmiyor mu?

Eğer bu soruşturma yolsuz icraatları ile köşeye sıkışan hükümetin diğer büyük yolsuzlukları gündemden düşürme çabası değilse hükümet diğerlerinin üzerine neden gitmiyor?

Daha önce de sorduğumuz gibi UBP’de kurultay hesaplarında dengeyi kendi lehine çevirmek için birilerini zora sokmanın, bazılarını da yanına çekmenin en kısa yollarından biri olarak mı sadece bu yolsuzluğun peşinde düşülmüştür?

Ercan Havalimanı, Kıb-Tek, Aksa, Şehir Planlama Dairesi’nde usulsüzlükle verilen onaylarla yasa dışı ve kaçak inşaatlar çıkılması gibi pek çok skandalın üzerine gitmeyen hükümet, Türkiye’den geri döndürülen Kıbrıslı Türkleri, gazeteci Ali Kişmir’e açılan davayı, laikliğe aykırı icraatları halka unutturmaya mı çalışıyor? 

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın