Kıbrıslı Türk girişimci kadın Ş.C'nin 17 senelik meslek hayatında başına gelenler önce toptancısının gönderdiği ve olumlu referans verdiği T.Ç’nin şirketinde müdür olarak işe başlaması ve toptancı ile birlikte şirketi dolandırdığı iddiası ile başladı.
Mikro-Makro’nun özel haberinin ilk bölümünde ele aldığımız gibi toptancı şirketine birtakım mallar gönderdiğini iddia ediyor, müdür T.Ç bu malları aldığını söylüyor. Ve bütün bu işlemler orijinal olmayan faturalar üzerinden, aslı gibidir damgasıyla faturalanıyor ve T.Ç de malları sisteme işlemiyor.
Şirketin toptancıdan almış göründüğü mallara ilişkin faturaların stok sistemine kaydedilmediği, yetkili bir kuruluşun incelemesi sonucu hazırlanan rapor ile kanıtlanıyor. Stok sistemine işlenmesi gereken ama işlenmeyen ve toptancının sattığını iddia ettiği mallarla ilişkin 215 bin 517 bin dolar, 16 bin 772 Euro ve 4 bin 386 TL’lik fatura olduğu tespit ediliyor. Aslında alınmadığı ancak alınmış gibi gösterilen mallara ilişkin yapılan ödemelerin ise aynı raporda toplam 358 bin 480 dolar, 17 bin 746 Euro ve 35 TL olduğu belirleniyor.
Kağıt üzerinde hayali olarak giden mallar aslında toptancıdan hiç çıkmıyor. T.Ç de bu malları gerçekte toptancıdan almıyor ancak aslı gibidir faturaları ile şirketin hanesine bu mallar borç olarak kaydediliyor. T.Ç ayrıca firmada çalıştığı 1,5 senelik süre zarfında tipik dolandırıcılık modellerini kullanarak karşılıksız çekler karşılığında dolandırıcı çetelere mal vererek şirketin iyiden iyiye zora girmesine neden oluyor.
Polis eski genel müdürü Süleyman Manavoğlu döneminde soruşturma iyiden iyiye yavaşlıyor
Polis’e ve Başsavcılığa T.Ç ve toptancı şirket hakkında 2014’de yaptığı şikâyetlere rağmen Polis eski genel müdürü Süleyman Manavoğlu döneminde soruşturma iyiden iyiye yavaşlıyor ve dosya hakkında daha fazla bilgi edinilemiyor. Girişimci kadınımız bugün halen Polis’in soruşturmasını bitirmesini ve Savcılığa dosyayı olması gerektiği şekilde göndermesini bekliyor.
Tipik bir tefecilik vakası: Ödenen borçlar ödenmemiş gösterildi
İki çocuklu, eşini kanserden 2018’de kaybeden kadının başına gelenler ise sadece burada başlıyor. Zora sokulan şirketin hile ve dolandırıcılıkla biriken borçlarının ödenmesi için son müracaat tefeci oluyor. Rezalet katlanarak büyüyor.
Bu sefer de Tek-Jen Finans’ın 148.511 TL ve toplam 60 bin Sterlin borç vermesine, bu borç 163.590 TL ve 64.530 Sterlin olarak Creditwest Bankası’ndan Tek-Jen’e geri ödenmesine karşılık tefecilik yaptığı Mahkeme kararları ile sabit olan Tek-Jen yeni adıyla Kıbrıs Kapital Trading Ltd. hileyle ve yanıltıcı beyanları ile kadından ve eşinden toplamda 534 bin TL’lik 20 çek almayı başarıyor.
Tefeci tahminen 500 bin Sterlin değerindeki evlerini 350 bin Sterlin’den ipotek almasının yanı sıra şirketin 3 aracını da ipotek alıyor. Ve tipik bir tefecilik vakası olarak zaten zor durumda olan şirkete tefeci 'yardım eli' uzatır gibi görünüyor. Tüm bunları yaptıktan sadece 1 sene sonra, nasıl olsa evi de ipotek aldı, aslında neredeyse hiç borcu kalmayan şirkete kadının eşinin hastanede sürekli tedavi görmesinden faydalanarak davayı açıyor!
Avukat İ.S hakkında Mahalli Baro'ya şikâyet yapılırken Arhun'un avukatı R.U sahte belge düzenlendiği iddiasıyla Altınbaş davasından ötürü yargılanıyor
15 ay hastanelerde geçerken tefecinin açtığı davada kadını, eşini ve şirketini savunan avukat İ.S, Tek-Jen’in ve sahibi Tekin Arhun'un avukatı olarak bilinen Serhan Çınar’ın davayı verdiği ve yakın meslektaşı olduğu ileri sürülen avukat R.U ile Mahkeme huzurunda müvekili olmadan anlaştıklarını açıklıyor. Kadının hiçbir şeyden haberi olmaksızın, layihalarda olmadığı gibi ivazı da olmadığı ileri sürülen 534 bin TL'lik borcu 705.950 TL olarak İ.S kabul ediyor ve hüküm alınmasını sağlıyor.
İ.S hakkında kadın girişimcimizin eşinin ölümünden sonra Mahalli Baro’ya şikâyet yapıldığını da belirtelim. R.U da, Hüseyin Cahit Lido’nun Girne’deki arazilerinin devriyle ilgili sahte belge düzenlemekten yargılanan Altınbaş Holding yönetim kurulu üyesi Vakkas Altınbaş, Mehmet Altınbaş ve Sofu Altınbaş davasında “Resmi evrak sahteleme”, “Sahte resmi evrakı tedavüle sürme” ve “Sahte davranışla kayıt temini” gibi ithamlarla hakkında yurtdışı yasağı konan ve yargılanması halen beklenen avukat...
Uzun lafın kısası Tek-Jen, değişen adlarıyla Kıbrıs Kapital Finans ya da Kıbrıs Kapital Trading Ltd’ye tüm bunların ardından 15 Şubat 2022’de kadın tarafından dava açılıyor.
İktidarın Tekin Arhun'a dava açan Başsavcı Sarper Altıncık'tan rahatsız olduğu ileri sürülüyor
Kadın girişimcimizin yıllarını çalan olayın son perdesini önümüzdeki hafta yayınlayacağımızı belirttikten sonra bağlantılı olarak bir başka önemli konuya kamu yararını gözeterek dikkatinizi çekmek istiyoruz:
Okumuş olabileceğiniz gibi görev süresi dolan Ombudsman Emine Dizdarlı’nın yerine Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Yüksek Yönetim Denetçisi (Ombudsman) görevine İlkan Giritlioğlu Varol’un atanmasını önerdi. Bakanlar Kurulu Genel Sekreterliği görevini yürüten Ankara Üniversitesi Hukuk mezunu İlkan Varol’un Cumhuriyet Meclisi, Hukuk, Siyasi İşler ve Dışilişkiler Komitesi tarafından da Ombudsman olması oybirliği ile onaylandı.
Uzun zamandır UBP içinde Ombudsman’ın İlkan Giritlioğlu Varol olması konuşulurken Başsavcı Sarper Altıncık’a dair bir rahatsızlık olduğu aktarılıyor. Zira Altıncık’ın 'bağımsız hareket etmesi'nden hoşnut olmayanlar Başsavcı Sarper Altıncık'ın yıllarca raflarda çürüyen Tekin Arhun’un resmi evrakta sahteleme yapmakla itham edildiği dosyayı tamamlayıp Arhun'a dava açmasından hiç ama hiç memnun değiller...
Falyalı'nın ardından UBP'yi artık kim finanse edecek?
Halil Falyalı’nın öldürülmesinin ardından kardeşi Hüsnü Falyalı’nın yaptığı açıklamalara göre Halil Falyalı UBP’yi finanse ediyordu. Halil Falyalı artık hayatta olmadığı için UBP’yi seçimlerde kim finanse edecek sorusu soruluyor. Aleyhinde tefecilik/faizcilik, hile, fişte oynama, dolandırıcılık yaptığı yönünde birçok Mahkeme kararı bulunan ve resmi evrakta sahteleme yapmaktan Ağır Ceza’da yargılanması beklenen Capital Bank’ın sahibi Tekin Arhun'un devlete sıklıkla borç verdiği de biliniyor. Tekin Arhun dosyasını hasıraltı etmeyen ve davayı açan kim? Başsavcı Sarper Altıncık. Arhun’un bankasından devlet adına borç alan kim? En başta UBP hükümetleri.
İddialara göre Başsavcı’nın iktidar partisine yakın bir isim olması için ciddi bir çalışma yürütülüyor. Altıncık’ın istifa etmesi sağlanarak yerine, Ombudsman seçilmesi beklenen İlkan Giritlioğlu Varol’un eşi, Başsavcı Yardımcısı Ahmet Varol ya da başka UBP’ye yakın bir isim getirilerek Tekin Arhun’un suçlandığı davalardan kurtulması ve karşılığında Falyalı’nın vefatından sonra doğan finansman boşluğunun doldurulması mı amaçlanıyor?
Yargıya müdahale edilerek Tekin Arhun'a dokunulmazlık kalkanı mı örülecek?
Bu stratejinin arkasında ise merhum babasının bile güvenmediği, zamanında şirket çeklerinde babası olmaksızın tek başına imza hakkı tanınmamış oğlu var. UBP’nin finansman meselelerinde Falyalı’nın yerine geçecek bir isme ihtiyacı var!
UBP'yi yasa dışı betten gelen parayla finanse edenler, iktidara geldiklerinde devleti tefeciden borçlandıranlar şimdi partilerinin kapısını tefeciye tamamen açmayı mı planlıyor?
Devlet ve parti yönetiminden bu anlaşılıyorsa, kadın girişimcimiz gibi birçok mağdur yurttaşın tefeciye karşı mücadelesi yok mu sayılacak? Yandaş yargı oluşturarak yargıya müdahale mi edilecek? Yurttaşların hukuka olan inancı otokrat rejimlerdeki gibi KKTC'de de yıkılmak mı isteniyor?
Mikro-Makro'nun bugüne dek ortaya attığı ve doğrulanmamış tek bir iddiası yoktur. Kıbrıs Gerçek Genel Yayın Yönetmeni Çağlar Yüksel'in evinin önünde darp edilmesi olayında azmettiricilerin kimler olduğu Polis tarafından halen bulunamamıştır. Ruh sağlığı yerinde olmayan, şiddete eğilimli bu kliğin durdurulmaması, aksine önüne kırmızı halı çekilmeye çalışılmasının nelere mal olacağını tahmin etmek hiç de zor olmasa gerek....
Yorumunuz