Maliye Bakanı Özdemir Berova Meclis Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Milletvekili Salahi Şahiner'in kendisine yönelttiği eleştirilere ve sigorta sektörü ile ilgili tartışmalara yanıt verdi.
"Söylediklerini kendisine iade ediyorum"
Berova, CTP Lefke Milletvekili Salahi Şahiner'in iddialarına değinerek, "Sayın Şahiner, kendi heyecanı içerisinde bazı ifadeler kullanıyor. Bugün de pis kokular ve iddialardan bahsetti. Birilerinin emir eri olduğu yönünde bir iddiada bulundu. Bu sözü kendisine iade ediyorum" dedi.
"Sayın Salahi Şahiner, bazı sigorta şirketlerinin memuru gibi davranıyor. Ama Salahi Şahiner’i 2013’ten beri tanıyorum. Ve onun kesinlikle maddi bir çıkar peşinde olmadığını biliyorum"
Devamında, ”Sayın Salahi Şahiner, bazı sigorta şirketlerinin memuru gibi davranıyor. Ama Salahi Şahiner’i 2013’ten beri tanıyorum. Ve onun kesinlikle maddi bir çıkar peşinde olmadığını biliyorum. Ancak, bu sigorta şirketlerinin sözcüsü gibi hareket ederek, burada birtakım konuşmalar yapıyor. Bütçe Komitesi'nde doktora yaptı! Yapma gözünü seveyim! Yapma!” ifadelerini kullandı.
Maliye Bakanlığı'na sigorta şirketi kurmak için yapılan başvuruların yasal mevzuat gerekliliklerine uygun olarak değerlendirildiğini ileri süren Berova, “eğer Salahi Şahiner şunu iddia ederse: ‘Sizin bir akrabanız veya partiliniz, sigorta şirketi kurmak için başvuru yaptı. Ve Maliye Bakanlığı olarak siz, bu başvuruyu kriter dışı gerekçelerle engellediniz.’ Eğer böyle bir şey varsa, bugün bu görevi bırakıp giderim, değerli arkadaşlar! Çünkü görev yaptığım süre boyunca gelen tüm başvurular titizlikle incelenmiştir. Yasal mevzuatın gereklilikleri birebir yerine getirilmiştir. Ve bu izinler tamamen hukuki çerçevede verilmiştir! Burada herhangi bir kişiye ayrıcalık tanınmadı. Burada herhangi bir kişinin önü kesilmedi. Bu süreç tamamen şeffaf ve hukuka uygun şekilde yürütülmüştür.” dedi.
CTP Lefkoşa Milletvekili Ürün Solyalı’nın bazı sorular yönelttiği ve bazı iddialarda bulunduğuna değinen Maliye Bakanı Berova, bu iddialardan birinin Resmi Gazete’de yayınlanmadığı için yeni kurulan sigorta şirketlerinin yasal olarak yürürlüğe girmediği şeklinde olduğunu ancak bu iddianın “tamamen yanlış” olduğunu ileri sürdü.
“Bu konuda, gerekli yasa maddelerini tekrar tekrar incelettim ve çalıştırdım. Evet, Resmi Gazete’de yayınlanması gerektiğine dair bir hüküm vardır. Ancak, bu durum sigorta şirketlerinin yürürlüğe giriş işlemleriyle doğrudan bağlantılı değildir. Dolayısıyla, Resmi Gazete’de yayınlanmamış olmaları, şirketlerin hukuki statülerini etkilemez. Bu vesileyle, bazı sigorta şirketlerinin Resmi Gazete’de yayınlanma süreciyle ilgili hazırlıkları da tamamlandı.” dedi.
“Salahi Şahiner ve arkadaşları” için “Mevcut birkaç kemikleşmiş sigorta şirketinin, bu pazarda pay kaybetmemesi için, kendi çıkarlarını ön plana çıkarmaya çalışıyor” denilebileceğini ancak Salahi Şahiner’i şahsen çok iyi tanıdığını ve gerçekten de çok sevdiği bir kişi olduğunu ve “bu yüzden, bu tür iddiaları dile getirmek bile benim için bir zul!” dedi.
“Sayın Şahiner’in iddiaları tamamen fanteziden ibarettir!” diyen Berova, 2010 yılında yürürlüğe giren Sigorta Yasası'nın sermaye ile ilgili bölümlerinin güncellenmesi gerektiğini vurguladı, bu konuda yasal düzenleme çalışmalarının devam ettiğini belirtti. "Komitede görüşülen yasa tasarısının hızlıca Genel Kurul'a getirilmesi için çalışıyoruz. Tüm taraflarla istişarelerde bulunarak ortak bir noktada buluşmaya çalışıyoruz" dedi.
“Elbette ki kusursuz bir yasa hazırlamak mümkün değil. Ama bu düzenlemeler, sektörün ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde yapılmıştır. Ancak, ortak bir zeminde buluşabileceğimiz ve sektörün temel ihtiyaçlarını karşılayacak bir yasa oluşturduk. Günün sonunda, herkesin tamamen memnun olduğu bir düzenleme yapmak mümkün değildir. Çünkü eğer herkes tam anlamıyla memnunsa, bu durumda bazı hatalar yapma ihtimali doğar. Bu yüzden ilgili yasa tasarısını hazırladık ve geçtiğimiz yıl Meclis'e sunduk. Bu süreçte, piyasalarda bazı sıkıntılar yaşandı. Bunlara şu anda girmeyeceğim. Ancak, günün sonunda bu yasa tasarısı şu anda Meclis’te görüşülmektedir. Ve Sayın Salahi Şahiner’in de üyesi olduğu komitede ele alınmaktadır (…) Ve beklentimiz bu yasa tasarısının Sayın Salahi Şahiner'in de ciddi katkı koyması ile ve komitedeki arkadaşlarımızın ve komite başkanımızın da ciddi katkı koyması suretiyle en kısa sürede geçirilmesi yönündedir” diyerek sözlerine devam etti.
“Elbette ki biz deprem sigortası konusunun çok önemli bir konu olduğunun bilincindeyiz. Ancak böyle bir konuda çala kalem bir yazılım ile vatandaşa ek bir vergi oluşturmak suretiyle ve bu ek vergiyle de sigorta şirketlerinin nemalanması yoluyla oluşabilecek bir husus ortaya çıkarsa doğru olmaz”
Yasa tasarısı içerisinde önerilecek her türlü değişikliğe açık olduklarını ancak vatandaşın üzerine ek vergi gibi prim artıracak, ek yük getirecek hususlara karşı çıkacaklarını beyan etti. “Sayın Salahi Şahiner zorunlu deprem sigortasından bahsetmiştir. Elbette ki biz deprem sigortası konusunun çok önemli bir konu olduğunun bilincindeyiz. Ancak böyle bir konuda çala kalem bir yazılım ile vatandaşa ek bir vergi oluşturmak suretiyle ve bu ek vergiyle de sigorta şirketlerinin nemalanması yoluyla oluşabilecek bir husus ortaya çıkarsa doğru olmaz.” dedi.
“Deprem kapımızdadır. Bu konuyla ilgili oturup zaten bizim ekipler çalışıyor. Ana muhalefetin de bu konuyla ilgili bir çalışması varsa, bakarız bunun üzerinde çalışırız. Vatandaşın üzerine çok yüksek bir külfete neden olmadan nasıl bir yöntem, nasıl bir usul bulunacak, bu konudaki usulün bulunmasıyla birlikte elbette ki bu konuda da adım atmak gereklidir.” açıklamasını yapan Maliye Bakanı Berova, İngiltere’den getirilerek ülkemizde yapılan soruşturmalar neticesinde çalıntı veya klon olarak tespit edilen araçlar konusunda Ürün Solyalı’nın eleştirilerine yanıt verdi.
“KKTC’ye İngiltere’den gelen ve 15 bin sterlin değeri ve üzerindeki tüm araçlar soruşturma kapsamı altına alındı”
“İngiliz Yüksek Komiserliği’nin Dışişleri Bakanlığımız üzerinden talep ettikleri bu araçların soruşturulmasıyla ilgili olarak talepler Dışişleri Bakanlığımızın, gümrük yetkililerimizin ve İngiliz Komiserliği’nin buradaki elemanlarıyla, yetkilileriyle yapılan bir çalışmayla bir modellemeye bağlandı. Bu modellenme gereği, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne İngiltere’den gelen ve 15 bin sterlin değeri ve üzerindeki tüm araçlar soruşturma kapsamı altına alındı. Bu neden 15 bin sterlin diye soracak olursanız, İngiliz Yüksek Komiserliği daha düşük fiyatlardaki arabaları da soruşturma kapsamına alırsanız, şüphe haricinde bunun yükü artıracağını ve günün sonunda bu soruşturmaların sağlıklı yürütülemeyeceği konusunda ortaya koyduğu tezden dolayı böyle yapıldı.
Şunu gördük değerli arkadaşlar, biz bu uygulamaya başlar başlamaz gerçekten soruşturduğumuz araçların ve araçlar sonunda klon ya da çalıntı çıkan araçların sayısında önce bir artış, sonra da bir azalış söz konusu oldu. Bir yıl içerisinde %50'den fazla bir azalma gerçekleşti.” dedi.
“Gümrük Dairesi doğrudan İngiltere polisinin belirlediği NAVCIS (The National Vehicle Crime Intelligence Service) adlı birimle resmi yazı üzerinden değil, ama kurulan e-mail hattıyla iletişime geçiyor. Bu sistemde e-mailler ve yazışmalar resmi olarak kayıt altındadır ve her aşaması belgelenmiştir”
İngiltere'den çalınarak getirilen araçların soruşturulmasındaki süreci anlatan Berova, “Bizim soruşturma kapsamı içerisinde yürüttüğümüz incelemelerde süreç şöyle işliyor: Gümrük Dairesi doğrudan İngiltere polisinin belirlediği NAVCIS (The National Vehicle Crime Intelligence Service) adlı birimle resmi yazı üzerinden değil, ama kurulan e-mail hattıyla iletişime geçiyor. Bu sistemde e-mailler ve yazışmalar resmi olarak kayıt altındadır ve her aşaması belgelenmiştir.
Bir araç hakkında sorular soruyoruz ve gelen yanıta göre süreci değerlendiriyoruz. Araç için bize "Bu araç çalıntıdır" diye bir yanıt gelebilir, "Bu araç şüphelidir" denebilir.
Şüpheli olan araçları yine NAVCIS’in istediği doğrultuda ya görüntülü olarak gösteriyoruz ya da talep ettiği diğer bilgileri çıkararak tekrar NAVCIS’e gönderiyoruz. Eğer bu bilgiler yetmezse, kendileri ilgili personel gönderiyorlar ve yerinde de bu araçlar inceleniyor.” dedi.
“Hayatımda 2013 yılından sonra hiç başka araba almadım. Kendi ulaşımını da Girne'de motosikletle yapan birine "lüks araba sevicisi" gibi abuk subuk şeyler söyleyecekler…”
Bazılarının kendisine dair “abuk subuk” konuştuklarını ileri süren Berova, “Lüks araba sevicisiymişim ben! Hayatımda 2013 yılından sonra hiç başka araba almadım. Kendi ulaşımını da Girne'de motosikletle yapan birine "lüks araba sevicisi" gibi abuk subuk şeyler söyleyecekler. Neyse, oraya girmeyeyim çünkü bunu söyleyenin kalitesi de farklı bir şey” ifadelerini kullandı.
“Bu araçlar çalıntıysa veya klonsa, siz ilgili kişilere bu araçları vereceksiniz. Bunlar da gelip bizim hukuk yolumuzu kullanarak mahkemelerimize başvurdukları zaman biz de gerekli bürokratik kolaylığı göstereceğiz. Eğer haklılık seviyeleri varsa, bu araçlarını almak zorunda olup gidebilecekler.” dedi.
“Kudret Özersay çıktı ve bir Savcılık kağıdı yapıştırdı bir şeyin üzerine…”
Konuşmasına devam eden Özdemir Berova oldukça tartışma yaratacak ifadeler kullandı:
“Kudret Özersay çıktı ve bir Savcılık kağıdı yapıştırdı bir şeyin üzerine. 79, 80'li yıllarda alınan bir Savcılık kağıdında şöyle deniyordu: ‘Benim şahsi kanaatime göre’ diyordu Savcı, ‘bu alınan arabaları buraya kim getirdiyse bırakacaksınız. Yani sahibi olmayan birine izin vereceksiniz.’ Çünkü bugün konuştuk ve Savcılıktan da net bir görüş aldık o konuda: ‘Çalıntı aracı adaya getiren, o aracın sahibi değildir.’ Ne diyordu o gün bu Savcı? 'Sahibi olmadığı aracı izin vereceksiniz adama, alsın ve çıksın.’
Bu ne kadar hukukidir? Hukukçu olarak sen değerlendir. Dinle beni kardeş, dinle, dinle bitireyim.
İkinci olarak da şunu diyordu: ‘Eğer bunlar, sahibi olmayan aracı alıp da geri götürmezse, bu araçları satacaksınız.’
“Biz çok istiyoruz, istedik ve oldu da. Bir şirket, bu konuşmaları da duymak suretiyle bir araç hakkında talepte bulundu. İstediğimiz zaten buydu. Neden? Çünkü bu talep gelecek, mahkememizde görüşülecek ve mahkeme görüşüldükten sonra çıkan karar ve gerekçeli karar, bizim bundan sonraki yol haritamız için içtihat kararı da oluşturacak”
Evet, şimdi gelelim bugünkü örneklerimize. Biz çok istiyoruz, istedik ve oldu da. Bir şirket, bu konuşmaları da duymak suretiyle bir araç hakkında talepte bulundu. İstediğimiz zaten buydu. Neden? Çünkü bu talep gelecek, mahkememizde görüşülecek ve mahkeme görüşüldükten sonra çıkan karar ve gerekçeli karar, bizim bundan sonraki yol haritamız için içtihat kararı da oluşturacak.
Bizim bir başka istediğimiz daha vardı. Buraya getiren kişilere ‘Getirdin sen arabayı’ dedik ki biz, baktık ve çalıntıdır bu araba veya klondur. Ve sen dedin ki bize, ‘Ya arkadaş, ne klonu ben doğrusunu getirdim. Sen bunu sordun İngiliz polisine, oraya buraya ve klon dedin.'
Bunların da mahkeme yoluna gitmesi ve bu konuda da mahkeme kararı çıkarılması, mahkemenin çıkaracağı o kararın da bizim için içtihat kararı niteliğinde olması, istediğimiz ve arzuladığımız bir şeydi. O daha olmadı. İnşallah o da gerçekleşir.
Şimdi değerli arkadaşlar, eğer o dönemki Savcının söylediği gibi biz gelen araçları satışa çıkarsaydık, bugün itibarıyla mahkemeye başvuran ve doğaldır ki de mahkemenin bu aracı alıkoyma yetkisini kullandığı durumda, satışı yapılmış bir araç ile ilgili olarak biz vatandaş ile bu pozisyonu devlet olarak nasıl çözecektik?”
Daha önce Cumhuriyetçi Türk Partisi hükümetlerinde yapıldığı gibi Gümrük ve İstihlal Yasası kapsamında dörtlü hükümet döneminde de böyle araçların kamuya alınarak alıkonulduğunu, devletleştirildiğini, kamulaştırıldığını gördüklerini, bu araçları isim isim plaka plaka da verebileceklerini söyleyen Berova şöyle devam etti:
“Bu araçlar artık çalıntı statüsünde değildir. Orada bırakıldıkları zaman üç ay süreyle izin verdik, hatta bunu sekiz ay ile bir seneye kadar çıkardık. Aranmayan araçlar sahipsiz araç statüsüne girer. Sahipsiz araçların ne yapılacağı konusunda da Gümrük Dairesi’nin ilgili yasası açık bir çerçeve sunar. Bu yasaya göre, araçlar satışa çıkarılabilir ve bu bir opsiyon olarak değerlendirilir.
Bu tür sorunlarla karşılaşmasaydık, bizim için en iyi seçenek, bu araçları satışa çıkarmak ve devlete nakdi gelir sağlamaktı.
Ancak bu tür mahkemeler yarın bu araçların durumuyla ilgili önemli kararlar verebilir. Bu araçları biz NAVCIS’e bildirdiğimiz zaman büyük bir ihtimalle, tam olarak bilmiyorum ama, İngiliz Yüksek Komiserliği bunu Rum kesimindeki ilgili makamlara da iletiyordu. Rum kesiminde yakalanan ve alıkonulan araçlarla ilgili hukuki süreçler, devlet ile vatandaş arasındaki hukuki sorunları da beraberinde getirebilir.
Bu hukuki süreçleri ve vatandaşla devlet arasında oluşabilecek olası sorunları önlemek adına, sizinle birlikte sizden önceki hükümetlerin de yaptığı gibi, sahipsiz mallara devlet olarak el koyduk. Bu süreçte herhangi bir yasal, etik ya da ahlaki sıkıntımız da bulunmamaktadır.
“Şu anda ilgili şirket mahkemeye başvurmuştur ve çıkacak sonucu gerçekten önemli görmekteyiz. İnşallah, bu süreç içerisinde bir başka taraf da mahkemeye başvurur ve mahkemeden çıkacak içtihat kararları, bundan sonraki benzer durumlar için bir yol haritası oluşturur”
Bu bağlamda, şu anda ilgili şirket mahkemeye başvurmuştur ve çıkacak sonucu gerçekten önemli görmekteyiz. İnşallah, bu süreç içerisinde bir başka taraf da mahkemeye başvurur ve mahkemeden çıkacak içtihat kararları, bundan sonraki benzer durumlar için bir yol haritası oluşturur.”
Bakan, Ürün Solyalı'nın Kıbrıs Sigorta konusunda dile getirdiği bazı iddiaların incelenmesini talep ettiğini belirtti ve ”Maliye Teftiş Kurulu’na talimat verdik. Maliye Teftiş Kurulu, gerekli çalışmaları yaptı, incelemelerini tamamladı ve ilgili raporları hazırladı. Bu raporları ilgili bakanlıklara ilettim.” dedi.
CTP Lefke Milletvekili Salahi Şahiner: “Sayın Bakan bizleri sigortacılık hizmeti veren mevcut şirketlerin memurluğuyla suçladı”
CTP Lefke Milletvekili Salahi Şahiner Maliye Bakanı Özdemir Berova’ya yanıt vermek için tekrar söz aldı ve “Geçtiğimiz haftalarda, sigortacılık sektöründe yapılan hataları yasal çerçevede dile getirdik. Bu hataların sektörün finansal bir bataklığa sürükleneceği riskini taşıdığını belirttik. Ancak Sayın Bakan, bizleri sigortacılık hizmeti veren mevcut şirketlerin memurluğuyla suçladı.” dedi.
“Kimin kimin memuru olduğu da bu süreçte netleşecektir”
“Tekrar ifade ediyorum, sigorta sektöründe siyasi bağlantılarla sigorta şirketi izni alanlar, sektörü bataklığa sürüklüyor.” diyen Şahiner, mevcut sigorta poliçelerinin büyüklüğüne oranla verilen yeni izinlerin sektörün finansal sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini, önümüzdeki süreçte bu izinlerin sigortacılık sektörüne nasıl etki edeceğini hep birlikte göreceklerini vurguladı. “Kimin kimin memuru olduğu da bu süreçte netleşecektir.” dedi.
Berova’ya seslenerek, “Şunu açıkça belirtmek isterim ki, sizin kişisel olarak bu süreçten maddi bir menfaat sağladığınızı kesinlikle iddia etmiyorum. Ancak yasa, açıkça sizin bu konuda detaylı bir çalışma yapmanızı ve sektörü denetlemenizi emrediyor.” diyerek cevabi konuşmasını tamamladı.
Yorumunuz