Uluslararası Para Fonu (IMF), ABD’de enflasyonun daha yüksek seyretmesi durumunda ABD Merkez Bankası FED’in beklenenden daha sert bir tepki gösterebileceğini belirtti ve bunun finansal piyasalarda sarsıntı yaratacağı ve savunmasız ülkeleri riske atabileceği konusunda uyardı.

Dünya genelinde fiyat baskılarında görülen keskin artışla ilgili artan endişelere ek olarak IMF, yükselen piyasa ekonomilerinin ABD merkez bankası Federal Rezerv'in güçlü adımlarına kendilerini hazırlamaları gerektiğini söyledi.

Washington merkezli IMF’nin blog sayfasında bugün yayınlanan bir yazıda, "Geçen yılın çoğu için, yatırımcılar istikrarsız ekonomik toparlanma ve arz darboğazlarının yavaş çözülmesi nedeniyle ABD'de enflasyonda geçici bir artışla fiyatlandı" denildi ve şöyle devam edildi:

"Şimdi duygular değişti. Fiyatlar neredeyse kırk yıldır en hızlı şekilde yükseliyor ve sıkı işgücü piyasası ücret artışlarını beslemeye başladı. Yeni Omicron varyantı, enflasyon üzerindeki arz yönlü baskılara ilişkin ek endişeleri artırdı. Federal Rezerv, geçen ay varlık alımlarının azaltılmasını hızlandırma kararında enflasyon gelişmelerinden önemli bir faktör olarak bahsetti.

Bu değişiklikler, gelişmekte olan piyasaların görünümünü daha belirsiz hale getirdi. Bu ülkeler aynı zamanda yüksek enflasyon ve önemli ölçüde yüksek kamu borcu ile karşı karşıyadır. Gelişmekte olan piyasalardaki ortalama brüt devlet borcu, 2019'dan bu yana neredeyse yüzde 10 artarak, ülkeler arasında büyük farklılıklar göstermekle birlikte 2021 sonunda GSYİH'nın tahmini yüzde 64'üne ulaştı. Ancak, Amerika Birleşik Devletleri'nin aksine, ekonomik iyileşmeleri ve işgücü piyasaları daha az sağlamdır. Birçoğu için dolar borçlanma maliyetleri düşük kalırken, yerel enflasyon ve istikrarlı dış fonlama konusundaki endişeler, geçen yıl Brezilya, Rusya ve Güney Afrika dahil olmak üzere birçok gelişmekte olan piyasanın faiz oranlarını yükseltmeye başlamasına neden oldu.” 

ABD'de enflasyon daha da artarsa, enflasyon baskısı daha güçlü veya kurumları daha zayıf olan gelişmekte olan ülkeler para birimlerinde değer kaybına izin vermeli ve faizleri artırmalıdır

IMF’nin üst düzey yöneticileri Stephan Danninger, Kenneth Kang ve Hélène Poirson tarafından kaleme alınan yazıda, “Güçlü bir ABD büyümesi beklemeye devam ediyoruz. Arz kesintilerinin hafiflemesi ve mali daralmanın talebe ağırlık vermesi nedeniyle enflasyonun bu yıl içinde düşmesi muhtemel” ifadesi yer alsa da “gelişmekte olan pazarlara yayılmalar da daha az iyi huylu olabilir. Geniş tabanlı ABD ücret enflasyonu veya sürekli arz darboğazları, fiyatları beklenenden daha fazla artırabilir ve daha hızlı enflasyon beklentilerini körükleyebilir. Yanıt olarak daha hızlı FED faiz artışları, finansal piyasaları sarsabilir ve küresel olarak finansal koşulları sıkılaştırabilir. Bu gelişmeler, ABD talebinin ve ticaretinin yavaşlamasına neden olabilir ve gelişmekte olan piyasalarda sermaye çıkışlarına ve para biriminin değer kaybetmesine yol açabilir” öngörüsü yapıldı.

Bu ülkeler hızlı ve kapsamlı hareket etmeliler

Daha yüksek ABD borçlanma maliyetleri, normalde daha güçlü bir dolara yol açacaktır ve bu da, borçlarını ödemek için büyük ölçüde döviz cinsinden borçlanan gelişmekte olan piyasa ülkelerinin borç ödemelerini daha pahalı hale getirecektir. Daha yüksek faiz oranlarının yol açtığı daha yavaş ABD büyümesi, dünyanın en büyük ekonomisine yapılan ihracatı da etkileyecektir.

Blog yazısında, “enflasyon baskısı daha güçlü veya kurumları daha zayıf olan” gelişmekte olan ekonomilerin “hızlı ve kapsamlı hareket etmesi” gerektiğine vurgu yapıldı. Bunun da “para birimlerinin değer kaybetmesine izin vermeyi” ve “gösterge faiz oranlarını yükseltmeyi” gerektirdiği uyarısı yapıldı.
Kaynak: IMF Blog