ABD Merkez Bankası Federal Rezerv (FED) çarşamba günü yaptığı açıklamayla artan enflasyona tepki olarak agresif bir politika sergileyeceğini gösterdi.

FED aylık tahvil alımlarının azaltılmasını hızlandıracağını açıkladı.

Açıklamaya göre FED ocak ayından itibaren her ay 60 milyar dolarlık tahvil satın alacak. Bu alım miktarı kasım ayındaki alımın yarısına tekabül ediyor ve aralık ayında satın alınan tahvilden de 30 milyar dolar daha az. 

Tahvil alımları azaltılırken FED ilkbahar başında sabit tutulan faiz oranlarını artırmaya başlayacak.

FED 2022'de 3 kez, 2023'de 2 kez ve 2024'te 2 kez olmak üzere faiz artırımı yapmayı planlıyor

Çarşamba günü açıklanan projeksiyonlar, FED yetkililerinin 2022'de 3 kez, sonraki yıl 2 kez ve 2024'te 2 kez olmak üzere faiz artırımı yapacağını gösteriyor.

JPMorgan’dan baş yatırım görevlisi Bob Michele, FED'in açıklamasıyla güvenilirliğini yeniden tesis etme sürecine başladığını söyledi.

Yatırımcılar, FED’in önümüzdeki yıllarda faiz oranlarını yüzde 1,5'in üzerine çıkarmasını beklemiyor

FED açıklamasının ardından ABD hisse senetleri, işlem gününün erken saatlerinde kaydedilen kayıpları tersine çevirerek yükseldi. En varlıklı 500 şirketin katıldığı S&P 500 yüzde 1.6 yükselirken, teknoloji ağırlıklı Nasdaq borsası yüzde 2.2 yükseldi.

Yatırımcılar, FED’in önümüzdeki yıllarda faiz oranlarını yüzde 1,5'in üzerine çıkarmasını beklemiyor.

Kaynaklar: CNBC – Financial Times

FED enflasyonu durdurmak için faiz artırımına gidince dolar değerlenir, gelişmekte olan borçlu ülkelerin para birimleri değer kaybeder

FED faizi artırınca Türkiye gibi ülkelerde dolar değerlenirken yerel para birimleri daha da değer kaybediyor.

Türkiye, Brezilya ve Güney Afrika gibi sürekli dış ticaret açığı veren ülkeler cari açıklarını dolar cinsinden borç oluşturarak finanse ediyor. Dolar değer kazanırken ABD'nin faiz oranlarının arttığı durumlarda, gelişmekte olan ülkeler ile ABD arasındaki döviz kuru genişleme eğilimindedir. Dolar değerlenir, yerel para birimleri değer kaybeder. Bu da gelişmekte olan ülkelerin dolar cinsinden borçlarının artmasına ve bu borçların yönetilemez hale gelmesine neden olabilir.

Dolar yükseldiğinde, en başta petrolün de fiyatı yükselir ve bu bile dünya ekonomisi için büyük sonuçlar doğurur. Aynı şekilde, daha güçlenen dolar, gelişmekte olan ülkelerin borçlarının değerinin artmasına neden olarak ekonomilerini istikrarsızlaştırabilir. 

Doların değerlenmesi yatırımcıların devlet tahvillerini almayarak sermaye kaçışına, yerel para biriminin değerinin düşmesine ve borç sorunlarının daha da kötüleşmesine yol açabilir.