Burçlara ilginiz olsun ya da olmasın, muhtemelen burcunuzu biliyorsunuzdur. Burçlar başlangıçta yıldızlara dayanıyordu. Dünya’nın eksenindeki sallanma yüzünden yıldızların gökyüzündeki konumu binlerce yıl içinde kaydı. Bu da burcunuzun aslında düşündüğünüz burç olmayabileceği anlamına geliyor.
Zodyak Takımyıldızları
Dünya Güneş'in etrafında dönerken, Güneş değişen yıldızların oluşturduğu bir fonda görünür. 12 Zodyak burcu, başlangıçta Dünya'dan bakıldığında Güneş'in arkasındaki takımyıldızlara dayanıyordu. Antik çağlardaki gökbilimciler ve astrologlar bu kalıpları zamanı ölçmek ve geleceği tahmin etmek için kullanıyorlardı.
Örneğin, 14 Eylül Başak burcundadır çünkü 2.000 yıl önce bu takımyıldız o tarihte az çok Güneş'in arkasındaydı. Ancak bu yıl, 14 Eylül'de Güneş'in arkasındaki gerçek takımyıldız Başak değil, Aslan'dır.
Zodyak burçlarının artık adlarını aldıkları takımyıldızlarla örtüşmemesinin üç nedeni var: Birincisi, Dünya'nın sallanması.
Dünya kendi ekseni etrafında dönerken hafifçe bir topaç gibi sallanır. Dönen bir topaç, harekete geçtikten kısa bir süre sonra sallanmaya başlar. Dünya da aynı şeyi yapar, ancak daha yavaş bir şekilde.
Kuzey Kutbu'nun gökyüzünde farklı yıldızları işaret ederek tam bir daire çizmesi 26.000 yıl sürer. Bilim insanları bu yalpalama hareketine 'eksenel devinim' ya da 'presesyon' adını verir.
Bu dalgalanma, yıldızlara bakış açımızın her 72 yılda bir derece değiştiği anlamına geliyor. Yüzyıllar geçtikçe bu fark giderek büyüyor.
Polaris
Şu anda Kuzey Kutbu'nun üzerinde bulunan yıldız, yaygın olarak Kuzey Yıldızı olarak bilinen Polaris'tir. Ancak eski Mısırlılar piramitleri inşa ederken Kuzey Yıldızı bir başka yıldızdı: Thuban'dı. Ve son buzul çağında en yakın Kuzey Yıldızı Vega'ydı.
Ve Dünya'nın kendi ekseni etrafında dönerken sallanması nedeniyle görüş alanımızda sadece Kuzey yıldızları değişmiyor, burç takımyıldızları da dahil olmak üzere tüm yıldızlar değişiyor.
Kuzey yarımkürede ilkbaharın ilk günü olan ve genellikle 20 Mart civarında gerçekleşen (Batı astrolojisinde burç takviminin başlangıcı) ilkbahar ekinoksunu ele alalım: 3.000 yıl önce ekinoks gününde Güneş, Koç burcunun önündeydi. Ancak M.Ö 130 civarında Yunan astronom Hipparkos yıldızlara bakış açımızın değiştiğini gözlemledi. Günümüzde Güneş, ekinoks zamanında Balık burcunun önünde yer alıyor. Yaklaşık 600 yıl sonra Kova burcuna girecek. Astrologlar buna "Kova Çağı" diyorlar (ancak ne zaman gerçekleşeceği konusunda fikir birliğine varamıyorlar). 3.000 yıl sonra Oğlak burcunun önünde olacak. Ve böyle devam edecek...
Yıldızlara bakışımızdaki bu değişim, 2.000 yıldan uzun bir süre önce Hipparkos tarafından keşfedildi. Gündüzleri yıldızları göremediğimiz için, Hipparkos, Ay'ın Güneş'in tam karşısında olduğu bir Ay tutulmasını bekledi ve Güneş'in nerede olduğunu bulmak için Ay'ın konumunu kullandı. Ölçümünü daha önceki ölçümlerle karşılaştırarak, yıldızlara bakış açımızın her yüzyılda yaklaşık bir derece değiştiğini buldu; bu da modern ölçümlerden çok da uzak değil.
Tropikal burç sistemi 2.000 yıl öncesine dayanıyor; Hint astroloji sistemi Dünya'nın salınımını hesaba katar ve burçları yıldızlara göre hizalar
Günümüzde Batı astrolojisi, yıldızların bugünkü hallerine değil, az çok Hipparkos'a göründükleri hallerine dayanan tropikal burç sistemini kullanmaktadır. Bu, burçların yıldızlarla değil, mevsimlerle senkronize olduğu anlamına geliyor: Koç burcu ilkbaharın ilk gününde başlıyor, oysa Güneş artık Balık burcunun önünde.
Buna karşılık, Hint astroloji sistemi, Dünya'nın salınımını hesaba katan ve burçları yıldızlara göre hizalayan sidereal zodyağı kullanır.
Bu iki sistem başlangıçta uyumlu olsa da, o zamandan beri birbirlerinden uzaklaşıyorlar. Batılı astrologlar bu uyumsuzluğun gayet farkındalar, ancak burçları iki bin yıl önce olduğu gibi yıldızlara dayandırmakta bir sorun görmüyorlar.
Galler Üniversitesi Trinity Saint David'de astroloji dersleri veren tarihçi Dorian Greenbaum, "Tropikal burçları kullanan astrologlar, sadece eşit derecede geçerli olduğunu düşündükleri bir sistemi kullanıyorlar" diyor.
Babilliler ilk başta 13 burç yaratmıştı
Zodyak işaretleri yaklaşık 2.500 yıl önce Babilliler tarafından yaratıldı. Yıldız kataloglarında en az 17 burç takımyıldızı listelenmişti. Ancak sonunda bunları, gökyüzünü 12 eşit parçaya bölercesine, her biri 30 derece genişliğinde olan, bugün bildiğimiz 12 burç takımyıldızına indirgediler. Ancak takımyıldızlar aslında aynı boyutta değildir. 1928'de gökbilimciler gökyüzünü, her biri kendi yapboz parçası gibi şekillenmiş, resmi olarak tanınan 88 takımyıldıza böldü.
Weber Eyalet Üniversitesi'nden emekli profesör Stacy Palen, "Bunlar güzel, eşit parçalar değil," dedi. "Hiçbir şekilde simetrik olmayan, engebeli şekiller gibiler."
Bu sınırlara göre, Güneş Başak burcunun önünde, Yengeç burcunun önünde olduğundan iki kat daha fazla zaman geçiriyor. Ve Akrep burcunun önünde yalnızca bir hafta kalıyor, Yılancı'yı da sayarsak tabii. Bu bizi 12 burcun burçlarla örtüşmemesinin son nedenine getiriyor.
Yılancı (Ophiuchus)
Gökbilimcilere göre Yılancı, Güneş'in yörüngesindeki 13. takımyıldızdır. (Hatta kendi emojisi bile var:⛎.) Yılancı, Antik Yunanca'da "yılan taşıyıcısı" anlamına gelir ve genellikle elinde yılan tutan bir adam olarak tasvir edilir. Gökyüzüne dikkatle bakarsanız elinde yılan tutan bir insan figürüne benzediğini görebilirsiniz.
Yılancı burcu, 12 burcun yılın 12 ayıyla uyumlu olması adına listeden çıkarıldı
Yani 2.000 yıl önce Akrep burcunda doğan insanlar için, Yılancı takımyıldızının doğum günlerinde Güneş'in arkasında olma olasılığı daha yüksekti. (Ve Dünya'nın salınımı nedeniyle, günümüzdeki Yay burcu insanlarının çoğu da Yılancı takımyıldızının Güneş'in arkasında olduğu bir zamanda doğmuştur.)
Babillilerin burçlarından Yılancı'yı neden çıkardıklarını tam olarak bilmiyoruz. Başlangıçta farklı bir isim kullanmış olabilirler. Ancak tarihçiler, Babillilerin burç sistemlerini basitleştirdiklerinde, 12 burcun takvimlerinin 12 ayıyla uyumlu olmasını istediklerine inanıyor. Yılancı ise bu listeye giremedi.
Günümüzde astronomi ve astrolojinin pek az ortak noktası var ve yıldızların ve gezegenlerin hareketlerinin geleceğimizi veya kişiliğimizi etkilediği fikrinin bilimsel bir temeli yok. Binlerce yıl önce astronomi ve astroloji tek bir disiplin olarak görülüyordu. Profesör Greenbaum, ‘‘Eğer bir astronomsanız, aynı zamanda astrologdunuz" diyor.
Babilliler gezegenleri tanrılar, gezegen hareketlerini ise kralların ve krallıkların kaderini önceden haber verebilecek alametler olarak görüyorlardı. Bu da onları gökyüzündeki düzenleri aramaya yöneltti.
Galileo yaşam masraflarını çıkarmak için astrolojiyle uğraşıyor ve ek iş olarak burç yorumları satıyordu
17. yüzyıla gelindiğinde bile birçok gökbilimci aynı zamanda astrologluk da yapıyordu. Gezegenlerin elipsler halinde nasıl hareket ettiğini keşfeden Johannes Kepler, muhtemelen üniversitede astroloji öğrenmiş ve arkadaşları ve patronları için burçlarını çizmişti. Galileo ise astrolojiyle uğraşıyor ve ek iş olarak burç yorumları satıyordu .
Gökbilimci ve yazar Tyler Nordgren, "Onların ek işi, zengin müşterilerinin burç yorumlarını okumaktı çünkü bu şekilde faturaları ödüyorlardı" diyor.
Profesör Greenbaum, Aydınlanma Çağı sırasında astrolojinin astronomiden ayrıldığını ve artık meşru bir bilim olarak kabul edilmediğini söyledi. "Üniversitelerden atıldı," dedi. "Ama hâlâ uygulayıcıları vardı." dedi.
Günümüzde, gezegenlerin ve yıldızların hareketlerini yöneten yasaları, uzak dünyalara uzay aracı gönderebilecek, kütleçekim dalgalarını tespit edebilecek ve bir kara deliğin fotoğrafını çekebilecek kadar iyi anlıyoruz.
Peki, astrolojiye olan inanç varlığını sürdürürken, ornitomansi (kuşların davranışlarında alametler bulma) veya tiromansi (kalıp peynirle fal bakma) gibi diğer kehanet yöntemleri neden unutulup gitti?
Profesör Greenbaum, "Astroloji şekil değiştiren bir şeydir. Astroloji, moda olan her şeye uyum sağlar ve hayatta kalmayı başarır." diyor.
Kaynak: New York Times
Yorumunuz