Son yayınlanan önemli bir bilimsel çalışma, 1,5°C küresel ısınma sınırını geçici olarak bile aşmanın, yükselen deniz seviyeleri ve kitlesel biyolojik çeşitlilik kaybı gibi geri döndürülemez sonuçlara yol açabileceği konusunda uyarıyor.
Araştırma, küresel emisyonlar halen artarken, kökten bir eylem olmaksızın iklim değişikliğini tersine çevirmeye yönelik umutların tehlikeli bir şekilde yanlış vaatlere neden olduğunu ortaya çıkardı.
Bilim insanları yıllardır küresel sıcaklıklar geçici olarak iklim hedeflerini aşsa bile gezegenin sonunda tekrar soğuyabileceği umudunu taşıyordu. Ancak geçen hafta yayınlanan büyük bir akademik çalışma bu fikre şüphe düşürdü.
Araştırma, 2015 Paris Anlaşması'nda belirlenen 1,5°C'lik ısınma sınırının geçici olarak ihlal edilmesinin tehlikelerine dikkat çekiyor. Dünya liderleri küresel sıcaklık artışını 1,5°C'nin altında tutmayı taahhüt etmiş olsalar da, emisyonlar artmaya devam ediyor ve bu hedefe ulaşmayı giderek daha da zorlaştırıyor.
Çalışmada, kısa süreli bir aşımın bile deniz seviyesinin yükselmesi ve binlerce yıl sürebilecek diğer kalıcı etkiler gibi uzun vadeli etkilere yol açabileceği vurgulanıyor ve iklim risklerini azaltmada yalnızca hızlı ve yakın vadeli emisyon azaltımlarının etkili olduğu belirtiliyor.
2015 Paris Anlaşması'nda, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarının yarıya indirilmesi gibi iklim hedeflerine ulaşmak amacıyla çeşitli stratejiler üzerinde anlaşmaya varılmıştı.
Ancak bu vaatler eyleme dönüşmedi. Bir örnek göstermek gerekirse 2023'te Dubai'de düzenlenen iklim müzakerelerinde, COP 28 Başkanı Sultan El Caber, Birleşik Arap Emirlikleri'nin "derin bir aciliyet duygusu" ile 1,5°C hedefini koruyacağına söz verdi.
Abu Dabi Ulusal Petrol Şirketi'nin (ADNOC) CEO'su olan El Caber, aynı zamanda fosil yakıt üretimini artıran planları da denetleyen isimdir. Bu da kamu vaatleri ile özel eylemler arasındaki birçok çelişkiden sadece birisini gösteriyor.
Paris Anlaşması'nın 1,5°C hedefine uyduğunu iddia eden birçok politika, iklim aşımının emisyonları kökten azaltmadan veya atmosferden karbondioksiti uzaklaştırmadan tersine çevrilebileceği şeklindeki hatalı inançla desteklenmektedir.
Imperial College London'da iklim bilimi profesörü ve çalışmanın ortak yazarlarından Joeri Rogelj, "Araştırmamız, sınırı aşmayı ve ardından daha güvenli seviyelere dönmeyi ummanın hayalcilik olduğunu vurguluyor." dedi.
Üç yıl süren araştırma, küresel sıcaklık hedefinin 1,5°C'yi aşmasının yüzyıllarca sürecek sonuçlara yol açabileceğini ortaya koyuyor.
Donmuş toprakların çözülmesiyle Dünya atmosferinde mevcut olanın yaklaşık iki katı kadar karbon salınacak
Makale, aşırı ısınmanın permafrostun çözülmesini tetikleyebileceğini ve iklim değişikliğini daha da hızlandıracak büyük miktarda sera gazı salınmasına neden olabileceğini gösteriyor.
Permafrost, yıl boyunca donmuş halde kalan topraktır ve soğuk bölgelerde toprağın sürekli donmuş olduğu alanlara verilen addır. Kuzey Yarımküre kara alanının %22'sini kaplar. Aslında donmuş toprak, kaya, buz ve organik maddeden oluşan bir karışım olup, şu anda Dünya atmosferinde mevcut olanın yaklaşık iki katı kadar karbon tutmaktadır.
Ada ülkeleri için önemli tehlike: Sıcaklığın 1,5 °C'yi aştığı her 100 yılda, 2300 yılına kadar deniz seviyesinde yaklaşık 40 cm'lik bir artış olacak
Dahası, sıcaklığın 1,5°C'yi aştığı her 100 yılda, 2300 yılına kadar deniz seviyesinde yaklaşık 40 cm'lik bir artış olacağını ve bunun ada ülkeleri için önemli bir tehlike oluşturduğunu gösteriyor.
Çalışmanın baş yazarı ve Climate Analytics'in bilim danışmanı ve Humboldt Üniversitesi Berlin'de fahri profesör olan Carl-Friedrich Schleussner, "İklim aşımı geri döndürülemez bir miras bırakacaktır. Küresel sıcaklık artışı gerçekten tersine çevrilebilse bile, geri döndürülemez olabilir." dedi.
Geri döndürülemez sonuçlar
Hafif sıcaklık artışlarının bile etkileri şimdiden görülebiliyor. Yükselen deniz seviyeleri, 1950'den beri deniz seviyelerinin sekiz inç (20,32 cm) yükseldiği Florida'da görüldüğü gibi, fırtınalar sırasında kıyı bölgelerini su baskınlarına karşı daha savunmasız hale getirdi.
Ek olarak, araştırma, özellikle savunmasız topluluklarda aşırı ölümlere yol açabilecek aşırı sıcak hava dalgalarına işaret ediyor.
1,5°C'nin üzerindeki her bir derecelik kesir, Amazon yağmur ormanlarının çökmesi veya mercan resiflerinin tamamen yok olması gibi iklim dönüm noktalarını tetikleme riskini artırıyor.
CO2'yi atmosferden büyük ölçekte ortadan kaldırmak için gereken teknoloji hâlâ mevcut değil
Schleussner, "Karbondioksiti büyük ölçekte ortadan kaldırma kapasitesini oluştururken aynı zamanda emisyonları azaltarak yüksek ısınma senaryolarına karşı koruma önlemleri geliştirmemiz gerekiyor" dedi. Ancak, CO2'yi atmosferden bu kadar büyük ölçekte ortadan kaldırmak için gereken teknoloji hâlâ mevcut değil.
Fiziksel iklim değişikliklerinin ötesinde, aşırı avlanma biyolojik çeşitlilik için de ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. 2024 WWF Yaşayan Gezegen Raporu, son 50 yılda yaban hayatı popülasyonlarında %73'lük endişe verici bir azalma olduğunu ortaya koymuştur. Bu düşüş, habitat kaybı ve ekosistem çöküşü nedeniyle türlerin yok oluşunun hızlanmasıyla iklim krizinin ele alınmasının aciliyetini vurgulamaktadır.
Hemen şimdi harekete geçme çağrısı yapıldı
Küresel iklim ve biyolojik çeşitlilik hedeflerine ulaşmak acil ve cesur eylemler gerektirir. Beş yıllık bir döngüde işleyen Paris Anlaşması uyarınca, ülkelerin 2025'te güncellenmiş ulusal iklim planlarını sunmaları gerekiyor.
Sorun "Sadece emisyonları azaltmak veya atmosferden karbondioksiti çıkarmakla ilgili değil" diyen Schleussner ekliyor: "Her ikisini de mümkün olduğunca hızlı ve kapsamlı bir şekilde yapmamız gerekiyor."
1,5°C hedefini aşmak geçici bir gerileme değil, çalışmaya göre kalıcı zarara giden bir yoldur. Yarı önlemlerin zamanı geçti. Hızlı, koordineli küresel eylem, iklim aşımının en kötü sonuçlarından kaçınmanın tek yoludur.
Yorumunuz