Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı “tehdit ettiği” iddiasıyla tutuklu yargılanan gazeteci Fatih Altaylı hakkında hapis cezası kararı verildi. Altaylı, 22 Haziran’dan bu yana İstanbul Silivri’deki Marmara Cezaevi’nde tutuklu olarak bulunuyor.
BirGün gazetesinin “Ceza değil gözdağı!” başlıklı, İsmail Arı imzalı haberine göre Fatih Altaylı’nın yargılandığı davanın ikinci duruşması dün İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Silivri’deki salonunda görüldü.
Duruşmayı CHP (Cumhuriyet Halk Partisi) Milletvekilleri Utku Çakırözer ve Sezgin Tanrıkulu takip etti. Altaylı, saat 10.45’te alkışlarla salona getirildi. 10.00’da başlaması beklenen duruşma, 10.50’de başladı. Altaylı’nın avukatlarının yanı sıra Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın avukatı da duruşmada hazır bulundu.
Savcılık, esas hakkındaki mütalaasını tekrar ederek Altaylı’nın “cumhurbaşkanına tehdit” suçundan 5 yıldan az olmamak kaydıyla hapis cezasıyla cezalandırılmasını ve tutukluluk halinin devamını istedi. Erdoğan’ın avukatı da savcılığın talebine katıldıklarını bildirdi.
Altaylı kimlik tespitinin ardından savunmasına başladı. Sözlerine “Silivri’ye hoş geldiniz” diyerek başlayan Altaylı, şu ifadelerle kendisini savundu:
“Cumhurbaşkanlığı Koruma Daire Başkanlığı’ndan 4-5 bin civarında polis çalışıyor. Gazeteci arkadaşlardan rica ettim, ‘Benim programımdan sonra Cumhurbaşkanı’nın programında değişiklik olmuş mu?’ diye. Avukatlarım aracılığıyla çıkarıp yolladılar, programında ufak bir değişikliği yok. Cumhurbaşkanı’nın benim konuşmamdan korkup tehdit olarak algılayacağı bir şey yok. Böyle bir etkim de yok. Karşınızda duran bir vatandaşım ben. Cumhurbaşkanı korkan biri değil, kaldı ki tarihi bir örnekten niye korksun? Hem bana hem de Cumhurbaşkanı’na haksızlık yapılıyor diye düşünüyorum. Suçlanmamam gerekirken karşınızda olmamı çok gereksiz buluyorum. Herhangi bir tehdit kastım olmadığı çok açık. Beraatımı talep ediyorum.”
Altaylı’nın ardından savunma yapan Avukat Ömer Teker, dosyada tek bir delil bulunduğunu vurgulayarak şunları söyledi:
“Müvekkilim 158 gündür tutuklu bulunuyor. Bugüne kadar geldiğimiz noktada mevcut delilin dışında başka bir delil dosyaya sunulmadı. Zaten dosyada da tek bir delil mevcut. Ortada maddi unsurları oluşmuş bir suç da yok. Müvekkilimin programında sarf ettiği sözlerden Cumhurbaşkanı’nın korkmuş olabileceği abesle iştigal. Müvekkilimin beraatını talep ediyorum.”
Türkiye Barolar Birliği Başkanı: "Tutukluluk tamamen hukuka aykırı, basın özgürlüğü anlamında da tüm basına gözdağı. Bu tutukluluk artık bir cezalandırmaya dönüştü"
Türkiye Barolar Birliği Başkanı Avukat Erinç Sağkan da duruşmada dinlendi. Sağkan, suçun maddi ve manevi unsurlarının oluşmadığını belirtti ve şu noktalara dikkat çekti:
“Sayın Altaylı’nın söylemlerinin tehdit niteliğinde olmadığını meslektaşlarımız anlattı. İlk günden itibaren sağından solundan kopartılarak bazı cümlelerin bir araya getirilmesiyle karşı karşıyayız. Bu mütalaa başından itibaren devam eden hukuka aykırılıkların aynası olmuştur. Velev ki iddia makamının dediği gibi bir anlam olsun, burada mutlak imkânsızlık söz konusudur. Sayın Altaylı’nın kaçma şüphesi yoktur, kaçma şüphesi somut olguyla ortaya konulamamış. Tutukluluk tamamen hukuka aykırı, basın özgürlüğü anlamında da tüm basına gözdağı. Bu tutukluluk artık bir cezalandırmaya dönüştü.”
Kararın ardından gazeteciler, siyasiler ve meslek örgütlerinden tepkiler peş peşe geldi. Açıklamalardan bazıları şöyle:
►Gazeteci Timur Soykan: “Altaylı, hiçbir suç yokken, sadece niyet okumayla hapis cezasına çarptırıldı. Bu ülkede hukuktan, adaletten bahsetmek imkânsız. Adaletsizlik her gün işkenceye dönüşüyor.”
►Türkiye Gazeteciler Sendikası: “Altaylı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik çarpıtılan sözleri nedeniyle tutuklu yargılandığı davada ceza aldı. Açıkça dezenformasyon yapılarak bir gazetecinin özgürlüğü elinden alındı. Bir kez daha soruyoruz: Altaylı neden cezaevinde?”
►Çağdaş Gazeteciler Derneği: “Bu ceza ne yazık ki Altaylı’nın şahsı kadar gazetecilik mesleğine yönelik bir cezadır. Gazetecilik mesleğinin suç olmadığını hatırlatıyor ve tüm tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması çağrısında bulunuyoruz.”
►Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Uğur Güç: “Gazetecilik suç değildir. Gazetecilik mesleğini halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı için yapıyoruz. Bu nedenle gazetecilik tutukluluk nedeni olmamalıdır. Tutuklu tüm meslektaşlarımızla dayanışma içinde olduğumuzu bir kez daha duyuruyoruz.”
►CHP Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen: “Bu karar halkın sesini kısmak, nefesini kesmek için yeni bir aşamadır. Gazetecilerin tamamına bir gözdağıdır. Fatih Altaylı yalnız değildir.”
►CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu: “Bugün ikinci duruşmada hüküm açıklandı. Sözle nasıl suikast yapılır? Sözle nasıl fiili saldırı yapılır; imkânsız. Ancak şunu biliyoruz ki içinde bulunduğumuz dönemde Cumhurbaşkanının şikâyetçi olduğu davalarda hiç kimsenin beraat etme ihtimali yoktur.”
Kaynak: BirGün gazetesi
Timur Soykan çizdi: Sözcü gazetesi kendi haberinde "Gazeteci Timur Soykan duruşma sırasında yeteneğini sergiledi ve salonu böyle çizdi. Mahkeme başkanı, salondakileri fotoğraf çekilmemesi konusunda uyardı." notunu düştü.











Yorumunuz