Dünya

23:59:59'dan 1 saniye atılabilir

Küresel ısınma Dünya'nın dönüş hızını yavaşlatıyor.

İnsanlık, iklim değişikliğinin etkilerini azaltmak üzere harekete geçmek için zamanın tükendiği gerçeğine hızla uyanıyor. 

İronik olarak, başta fosil yakıtların yakılması yoluyla sera gazlarının salınmasından kaynaklanan iklim değişikliği, ‘zaman’la ilgili beklenen bir krizi geciktirmeye yardımcı olabilir.

Şu anda, ilk kez 1969'da tanımlanan Eşgüdümlü Evrensel Zamanı (UTC) korumak için yaklaşık 450 ultra hassas atom saatini kullanarak resmi zamanı tutuyoruz. Daha geleneksel bir tarihsel zaman tutma yöntemi, Dünya'nın dönüşünü baz alır. Ancak Dünya'nın dönüşü dalgalandığı için, 1972'den bu yana, bu iki ölçüm arasındaki hizalama, resmi zaman standardına 27 "artık saniye" eklenerek korunmuştur.

Bununla birlikte, Kaliforniya Üniversitesi’nden jeolog Duncan Agnew liderliğindeki yeni bir araştırma, Grönland ve Antarktika'da küresel ısınmanın neden olduğu buzul erimesinin, Dünya'nın açısal hızını, gezegenin dönme hızını etkileyebileceğini ve böylece günü uzatabileceğini öne sürüyor.

Agnew ve meslektaşları çarşamba günü Nature'da yayınlanan bir makalede, küresel ısınmanın küresel zaman işleyişini etkilediğini kaydetti.

Buzun erimesi, Dünya'nın açısal hızını eskisinden daha hızlı bir şekilde azaltıyor, bu da bilim insanlarının beklediğinden daha sonra, üç yıl sonra “artık bir saniyenin atılması” olarak tanımlanan "negatif artık saniye" sorunu yaşanmasına neden olacak. Analize göre, küresel ısınma 2026'dan 2029'a kadar başka bir artık saniye ihtiyacını ortadan kaldıracak. Artık saniyeler, bilgisayar için o kadar çok hasara neden oluyor ki, bilim insanları computerlerden artık saniye sorununu 2035'e kadar çözmeyi planlıyordu. Araştırmacılar özellikle bir sonraki artık saniyeden korkuyorlar, çünkü ilk kez, fazladan bir saniye eklemek yerine negatif, atlanan bir saniye olması muhtemel. 

Bununla ilgili sorun, bilişim ağları ve finansal piyasalar gibi faaliyetlerin UTC'nin sağladığı tutarlı, standartlaştırılmış ve kesin zaman ölçeğini gerektirmesi ve sistemlerde bir saniyenin atılmasının daha önce hiç test edilmemiş olmasıdır.

Dünya'nın demir çekirdeğinin açısal momentumundaki herhangi bir değişiklik, manto ve kabukta eşit büyüklükte ancak zıt işaretli bir değişiklikle dengelenmesini gerektirir. Yani çekirdek yavaşlarsa, Dünya'nın dönüşünü tutarlı tutmak için gezegenin dış kısımları da aynı miktarda hızlanmak zorundadır. Bununla birlikte, şu anda hem çekirdek hem de üst katmanlar açısal momentum kaybediyor ve yavaşlıyor.

Agnew ve meslektaşları, Dünya'nın açısal momentumundaki düşüşü ve bunun zaman işleyişi üzerindeki etkisini belirlemek için uydu yerçekimi verilerine başvurdular.

Araştırma, Grönland ve Antarktika'daki buzulların artan erimesinin gezegenimizin yüzeyinin kütle dağılımını değiştirdiğini ve Dünya'nın katı dış katmanlarının açısal hızını daha hızlı azalttığını, çoğunlukla sıvı olan çekirdeğin açısal hızının ise sürekli olarak azalmaya devam ettiğini ortaya koydu.

Çekirdek-manto eşleşmesi gereği dünyanın hızlanırken yirminci yüzyılın sonlarına doğru başlayan kutup buz tabakalarının büyük ölçüde erimeye başlaması nedeniyle dünyanın dönüş hızında belirgin bir yavaşlama oldu. İnsan kaynaklı bu süreç, erimiş buz kütlesini kutuplardan daha düşük enlemlere taşıyarak dönüşü yavaşlatmaya devam ediyor.

Agnew ve meslektaşları, 2029'a kadar UTC için negatif bir artık saniyeye ihtiyaç duyulmayacak olsa da, bu değişikliğin bilgisayar ağı zamanlaması için ortaya çıkardığı sorunun, UTC'nin Dünya'nın dönüşüne nasıl hizalandığına dair değişikliklerin şu anda planlanandan daha erken yapılmasını gerektirdiğini öne sürüyorlar.

Bu da çok da uzak olmayan bir gelecekte 23:59:59’un ortadan kaybolması anlamına geliyor.

Kaynaklar: Nature - Space.com

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın