CTP (Cumhuriyetçi Türk Partisi) Lefkoşa Milletvekili Devrim Barçın, Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada hükümetin Gümrük ve İstihsal Yasası kapsamında yasaya aykırı şekilde on katı aşan harç ve ücret artışı yapmasını sert sözlerle eleştirdi. Barçın, Maliye Bakanlığı’nın böyle bir önerge hazırlama yetkisi olmadığını, buna rağmen tüm bakanların bu önergeye imza attığını söyledi.
“Öncelikle yasaya aykırı bir önerge hazırlama yetkisini Maliye Bakanlığı kendinde nasıl buldu? Bunu imzacı olan bakanlar nasıl imzaladı? Bunun hâlâ da açıklaması yok.” diyen Barçın, hükümetin hukuk dışı davranışını sorguladı.
“Milletvekilleri ve bakanlar yasalara uymazsa toplumdan yasalara uymasını beklemek en büyük hayalperestliktir”
Barçın, yasama ve yürütme organlarının çıkardıkları yasalara kendilerinin uymadığı bir düzende toplumdan hukuk düzenine saygı beklemenin "hayalperestlik" olduğunu vurguladı. “Bu ülkeyi kaosa götürür,” diyen Barçın, yapılması gerekenin çok basit olduğunu belirterek, yasal limitlere dönülmesi, yeni yasa tasarısının Meclis’e sunulması ve komitede güncellenmesi gerektiğini ifade etti.
“Gümrük Dairesi'nde çalışan kamu görevlilerine çağrı: Yazılı emir olmadan tahsilat yapmayın”
Barçın, Gümrük Dairesi’nde görev yapan kamu görevlilerine seslenerek Anayasa ve Kamu Görevlileri Yasası’na atıfta bulundu. Yasaya aykırı emrin yerine getirilmemesi gerektiğini vurgulayan Barçın, emrin yazılı şekilde tekrar edilmesi durumunda sorumluluğun emri verene ait olacağını hatırlattı. “Yasaya aykırı tahsilatlar için yazılı emir alın, aksi takdirde sorumluluk sizin olur,” diyerek kamu görevlilerini ileride karşılaşabilecekleri soruşturmalara karşı uyardı.
Barçın şöyle konuştu: “Gümrük Dairesi'nde çalışan kamu görevlilerine sesleniyorum. Şimdi Kamu Görevlileri Yasası’ndan okuyorum: ‘Kamu görevlisi amirinden aldığı emri Anayasa, yasa, tüzük ve yönetmelik kurallarına aykırı görürse yerine getirmez ve bu aykırılığı emri verene yazı ile bildirir. Amir emrinde direnir ve bu emrini yazı ile yenilerse emri yerine getiren sorumlu olmaz. Sorumluluk emri verene ait olur.’ Aynı zamanda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Anayasası 123. Maddesi şöyle diyor: ‘Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse, üstünden aldığı emri, yönetmelik, tüzük, yasa veya Anayasa kurallarına aykırı görürse, yerine getirmez ve bu aykırılığı emri verene bildirir. Ancak, üstü emrinde direnir ve bu emrini yazı ile yinelerse, emir yerine getirilir; bu durumda emri yerine getiren sorumlu olmaz. Konusu suç oluşturan emir, hiçbir şekilde yerine getirilmez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.’
Çok açık ve net şu anda Gümrük Dairesi’nin Gümrük ve İstihsal Yasası’na binaen uyguladığı tüzük yasaya aykırıdır. Bunu hükümet edenler de kabul ediyor zaten. Dolayısıyla açık ve net bir şekilde hükümet edenlerin de kabul ettiğini anladığımız, açıkça yasaya aykırı olan bu ücretleri kamu görevlileri amirlerinden yazılı bir emir almadıkça tahsil etmemeleri, ileride yapılacak bir soruşturmada başlarının yanmaması gerektiğini uyarmak anlamında ifade etmek istiyorum.”
İşe gitmeden maaş alanlar: "Girne UBP Kadın Kolları Başkanı’nın kardeşinin Başbakanlığa istihdam edilip Girne’de görevlendirilmesine rağmen işe gitmediği ispatlandı"
Barçın, maaş alıp işe gitmeyen kamu görevlileriyle ilgili iddiaları bir kez daha Meclis gündemine taşıdı. Girne UBP Kadın Kolları Başkanı’nın kardeşinin Başbakanlığa istihdam edilip Girne’de görevlendirilmesine rağmen işe gitmediğini ve buna rağmen maaş aldığını ortaya koyduklarını kaydetti. MYK Haber'in ulaştığı çizelgelerde bu kişinin üç hafta boyunca işe gitmediği ispatlandı,” diyen Barçın, hükümetin buna sessiz kalmasını eleştirdi.
"Ve bahsettiğimiz kişinin bir hafta değil, iki hafta değil, üç hafta boyunca işe gitmediği, imza vermediğini ispatlamış. İzinli olduğu ilgili birim müdürüne, amirine sorulduğunda da 'Hayır, izinli değil veya bir rapor da yok' denilmiş. Kaldı ki o kişiyi orada tanıyan da yok. Ha şu anda işe gitmeye başladığı bilgisi geldi. Biz bu kürsülerden konuşunca işe gittiği bilgisi geldi ama bu işi temizlemez Özdemir Bey" ifadelerini kullandı.
“Savcılık görüşü nerede? Üç buçuk aydır bekliyoruz”
Barçın, Din İşleri Dairesi Başkanı ve Harita Dairesi’ne yapılan atamaların yasaya aykırı olduğunu, bu konuda hükümetin defalarca Savcılık görüşü getirme sözü verdiğini ancak hâlâ somut bir adım atılmadığını belirtti. “Savcılık görüşü yok ama atamalar devam ediyor,” diyerek hukuksuzluğa dikkat çekti.
“Konteynerde eğitim, işe gitmeyen partililere maaş”
Milli Eğitim Bakanı Nazım Çavuşoğlu’nun konteyner sınıflarda okuyan çocuklar için “para yok” dediğini hatırlatan Barçın, diğer yanda işe gitmeyen partililere maaş ödenmesini sert dille eleştirdi.
“Ama sırf Ulusal Birlik Partililerin yakını diye bir yıl boyunca Maliye Bakanlığı’ndan işe gitmeden maaşı çekecek ve buna dair MYK haber çıkıp yoklama çizelgeleriyle de bunu ispatlayacak ama bu kişiye yönelik herhangi bir soruşturma ve benzeri husus yok. Keza başka bu şekilde işe gitmeden maaş alanlarla ilgili de Karma İşçi Komitesi’nde Özdemir Bey’in tavrı ne oluyor? Bunu da sendikadan öğreniyoruz. “Parayı geri iade etsin, işine devam etsin.” Böyle iş olmaz arkadaşlar. Bir yıl boyunca izinsiz, özürsüz işe gitmeyen bir kişinin hangi siyasi görüşten olursa olsun iş hakkına derhal son verilmesi gerekir.” dedi.
İlaç ihalelerinde üretici firma yerine yalnızca “jenerik” yazılmasını ihaleye fesat karıştırma olarak değerlendirdi
Barçın, ihale dosyalarında üretici firma yerine yalnızca “jenerik” yazılmasını "ihaleye fesat karıştırma" olarak değerlendirdi. İhale şartnamesinde üretici isminin açıkça yer alması gerektiğini vurgulayan Barçın, bu uygulamanın şeffaflığa gölge düşürdüğünü söyledi. “Belgeler burada. Firma ismi olmadan ihale olur mu?” sorusunu sordu.
“Yani firma ismi olmadan sizin ihaleye bir firmaya vermeniz, ihaleye fesat karıştırmanızdır. Çünkü gerçekten bu koşulları yerine “jenerik” yazarak getirebilecek ama şartnamede yerine getirme noktasında sıkıntı yaşayacağını, yani sizin ihale şartnamenize binaen dürüst davranan diğer insanları bu teklifleri kabul ederek ihaleye fesat karıştırarak onaylıyorsunuz. Bu asla kabul edilemez.” diyerek tepki gösterdi.
“KKTC pasaportları çalıntı gibi görünüyor: Gençler İngiltere’ye gidemiyor”
Son olarak, İngiltere’ye vize başvurusu yapan KKTC pasaportu taşıyan üç gencin başvurularının reddedildiğini ve pasaportlarının global sistemde “çalıntı/kayıp” olarak listelendiğini aktaran Barçın, İçişleri Bakanlığı’nın bu konuda araştırma yapıp yapmadığını sordu. “Bu gençler suçlu mu? KKTC sisteminin hatası yüzünden vize alamıyorlar” sözleriyle hükümeti eleştirdi.
Barçın şu ifadeleri kullandı: "Kıbrıs Cumhuriyeti vatandaşlığı olmayan, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı olmayan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti vatandaşı bir gencimiz pasaportu alıyor. Turist vizesi almak üzere – biliyorsunuz aracılar da vardır bu konuda iş yapanlar – İstanbul’a İngiltere vizesi için İngiltere Konsolosluğu’na başvuruları gönderiliyor.
Telefonla aranıyor. Gelen cevap şu: Başvuru yaptığınız pasaport, global pasaport sisteminde çalıntı, kayıp pasaport olarak işlenmiştir. Ve arayan diyor ki: “Boşuna da uğraşmayın, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti bu sisteme müdahil olmadığı için bunu da düzeltemez.” Sizi alıkoyup ifade alabilirler diye de telefondan ilgili şahıslar – bir kişi değil bu arada bu, birden fazla – uyarılıyor. İnsanlar buraya geliyor, İçişleri’ne gidiyor, bu durumu anlatıyor, başka pasaport çıkarılmasını talep ediyorlar. Yeni pasaport parası daha alıyorlar. Ki bence alınmaması lazım, bu devletin kendi ayıbı. Ama geçtim, insanlar parasında değil. (...) Örneğin İçişleri Bakanlığı bu bilgi kapsamında bir araştırma yaptı mı? Yapmadı mı? Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti pasaportunun pasaport numarası global pasaport sisteminde nasıl çalıntı, kayıp pasaport olarak orada yayınlanıyor?” sorularını sordu.
Barçın, uluslararası ilişkilerdeki Kıbrıs sorununa bakışta Cumhurbaşkanı Tatar’ın ve UBP’nin yanlış politikaları ve ifadelerinin KKTC vatandaşlığı dışında pasaportu olmayan gençleri mağdur ettiğini ileri sürdü.
Maliye Bakanı Özdemir Berova: “Barçın kamu görevlilerini tehdit ediyor”
Maliye Bakanı, UBP (Ulusal Birlik Partisi) Girne Milletvekili Özdemir Berova, Meclis Genel Kurulu’nda söz alarak CTP Milletvekili Devrim Barçın’ın yaptığı eleştirileri yanıtladı.
Barçın’ın konuşmalarını kamu görevlilerini tehdit edecek düzeyde bulduğunu ifade eden Berova, Gümrük İstihsal Yasası'nın 2006’da yürürlüğe girdiğini ve yıllar içinde birçok hükümetin bu yasayla çalıştığını belirtti. Eleştirilere hedef olan ücret artışlarının da yıllık artışlarla bugünkü seviyelere geldiğini savundu.
“Geçmişte de ücretler on katı aştı”
Berova, ücretlerin yasa kapsamında belirlenen sınırların on katını aşmasının yeni olmadığını, benzer uygulamaların geçmiş yıllarda da yaşandığını söyledi. Hükümetin bu konuda düzenleme yapmak üzere yasal hazırlıkları tamamladığını ve bu hafta Bakanlar Kurulu’na sunulacağını açıkladı.
“Gümrük İstihsal Yasası 2006 yılında hayata geçmiş olan bir yasa ve 2006 yılında cetvellerine bakacak olursak cetvel içerisinde de ücretlendirmeler "YTL" cinsi üzerinde yapılıyor. Ve bugün geldiğimiz nokta içerisinde 2006 yılından sonra pek çok hükümet göreve geldi. Ve bunların içerisinde Cumhuriyetçi Türk Partisi'nin iktidar dönemleri de var. Ve kendi deyimiyle – ben bunu kullanmak istemiyorum – liyakatsiz kadroları o dönem içerisinde de bu YTL ile ilgili olan durumu fark etmemişler. Ve fark etmedikleri gibi de her yıl, bu yılda yaptığımız gibi yüzde yüzü aşmayacak şekilde bir artırıma giderek, bugüne kadar gelen süre içerisinde de son tahlilde bu vesileyle bugünkü ücretler ortaya çıkmış durumdadır.
Şimdi baktığımız zaman Sayın Devrim Barçın bunu nereden fark etti, nasıl fark etti bilmiyorum ama fark etmesi önemli bir şey. Ancak Sayın Devrim Barçın geçen yıl da bu Meclis sıraları içerisindeydi. Ve yaptığımız çalışmada şunu gördük ki geçen yıl açıkladığımız ücretler de YTL bazındaki olan ücretlerin on katının üzerine çıkmış durumdaydı. Biliyorsunuz idari hukukta da 75 günlük bir itiraz süresi var. Ve bu itiraz süresi de kullanılmamak kaydıyla, bu yasa dışı denilen ücretler geçtiğimiz yıl içerisinde de aynı şekilde on kat arttırılmak suretiyle, yasanın on katının üstünde olmuş. Önemli değil. Pek çok şeyi düzelten bir hükümetiz. Ve bu vesileyle de bunu da düzenleme adına gerekli yasal çalışmalarımızı tamamladık. Bu hafta içerisinde de inşallah Bakanlar Kurulu’ndan geçireceğiz.” dedi.
Din İşleri Dairesi atamasında Savcılık’tan görüş alınmadığını kabul eden Berova, hukukçulardan görüş alındığı şeklinde düzeltme yaptı
Barçın’ın Din İşleri Dairesi Başkanı’nın atanması konusunda gündeme getirdiği Savcılık görüşü meselesine de yanıt veren Berova, doğrudan Savcılık’tan değil, Bakanlığın uzun yıllar birlikte çalıştığı hukukçulardan görüş alındığını belirtti. Üç ay önce Savcılık’tan görüş alındığını söylediğini kabul etti. “Çünkü o gün itibariyle ben aradığımda bana ilgililer hukuk görüşünün olduğunu söylemişlerdi.” dedi. Hukukçu görüşünün Barçın’a iletileceğini kaydetti.
Bakan Berova KKTC pasaportlarının global sistemde “çalıntı/kayıp” statüsünde görünmesi konusunu çözeceklerini söyledi
Berova, KKTC pasaportlarının global sistemde “çalıntı/kayıp” statüsünde görünmesi nedeniyle İngiltere vizesi alamayan gençlerle ilgili iddiaları da kabul etti. Pasaport numarası çakışmalarının daha önce de yaşandığını ve bu sorunların çözümü için İçişleri Bakanlığı’nın çalışmalar yürüttüğünü ifade etti.
“Pasaportlarla ilgili konuya gelecek olursak, bu konu yaklaşık dört beş senelik, belki biraz daha eski olan bir konudur. Ve bazı numaraların çifte olduğu, uyumsuz olduğu, Türkiye’ye giderken sıkıntılar saptandığı, o dönem içerisinde de bilinen bir konuydu ve bununla ilgili İçişleri Bakanlığı’nda düzeltme faaliyetleri yapıldığını biliyorum. Son üç spesifik konuyla ilgili olarak, kişilere ilgili olarak Sayın Dursun Oğuz'a ben bunu ileteceğim. Mutlaka haberi de vardır konudan. Bu numaraların çakışmasıyla ilgili bir düzeltme faaliyeti yapılmıştır, yapılmaya da devam edecektir. Onun için kimse bu konuda sıkıntı içerisinde olmasın. Bu konuyu da elbette ki çözeceğiz.” dedi.
İlaç ihalelerinde “jenerik” ifadesi ve Rekabet Kurulu süreci
İlaç ihaleleri konusunda Barçın’ın dile getirdiği usulsüzlük iddialarına ilişkin olarak ise, Berova teknik personelin raporlarına dayanarak hareket ettiklerini söyledi. “İhalelerin askıya alınması, kesinleştiği anlamına gelmez. İtiraz varsa Rekabet Kurulu devreye girer,” diyen Berova, bu tür konulara siyasete bağlanmasın diye müdahale etmediğini vurguladı.
“Bağlanan ihale ile iddia edilen ihale arasında bir fiyat farkı var mıdır? Ben de bunu gidince soracağım değerli arkadaşlarıma. Tabii bu, eğer Sayın Devrim Barçın’ın iddia ettiği ihale durumu daha yüksek bir fiyata bağlanmış olacak olursa da... Bilmiyorum. Bunu dediğim gibi, yani bu işler siyasete bağlanmasın diye ben hiçbir ihalenin içeriğiyle ilgili bir şey yapmıyorum, bakmıyorum. Ama bu madem böyle iki kez gündeme geldi, Meclis gündemine de geldi, bu konuyla ilgili olarak da bunlara da bakacağız. Buradan ifade etmek isterim.” cevabını verdi.
Berova, “işe gitmeden maaş alanlar” konusunda ‘gerekli iletimi yaptım’ dedi
İşe gitmeden maaş aldığı iddia edilen kişilere dair eleştirileri de yanıtlayan Berova, “Geçen hafta benim size burada söylediğim sözleri tutanaklarda da bakabilirsiniz, 'ileteceğim' dedim. Ve ilettim de. Günün sonunda ilgili daire bu konuyla ilgili olarak gerekeni yapacaktır diye düşünüyorum. Ben üzerime düşen görevi yaptım. Ve ilgili makamlara bu konuşmanızın içeriği hakkında gerekli iletimi yaptım.” ifadelerini kullandı.
Devrim Barçın Özdemir Berova’ya: “Senin yapacağın işi ben yapıyorum”
CTP Lefkoşa Milletvekili Devrim Barçın, kürsüye tekrar gelerek yaptığı konuşmada Berova’nın ifadelerine sert bir dille yanıt verdi. Seyrüsefer harçları dahil olmak üzere yasa sınırlarının nasıl aşıldığını belgeleyerek ortaya koyduğunu belirten Barçın, “Senin yapacağın işi ben yapıyorum” diyerek Bakan Berova’yı görevini yapmamakla suçladı.
“Suçluluk psikolojisinde cevap vermeye çalıştın. Suçluluk psikolojisindesin. Saldırganlık psikolojisine girme lütfen. Hayat pahalılığı oranının üzerinde artış yapılamayacağı yasa da açıkça belirtilmesine rağmen sen seyrüseferle ilgili örneğin, '54’ü 64 yapalım, zaten millet fark etmez' deyip imza atan bir bakansın.” iddiasında bulundu.
“Yasa açık: Hayat pahalılığı üzerinde artış yapılamaz”
Barçın, seyrüsefer düzenlemeleriyle ilgili olarak yasa hükümlerini anımsattı. “Hayat pahalılığı oranını geçemezsin” maddesine rağmen yapılan artışların yasaya aykırı olduğunu belirtti. Berova’nın imza attığı belgelerin incelenmeden kabul edildiğini söyleyen Barçın, hükümeti sorumluluk almaya çağırdı.
“On kat sınırı güncellenmeli ama yasa çiğnenerek değil”
CTP’nin de 2006’dan kalma alt sınırların güncellenmesi gerektiğini kabul ettiğini ifade eden Barçın, “Ancak bu, yasa çiğnenerek yapılamaz” dedi. Gümrük ücretlerinin artırılması gerektiğini ama bunun yasa yoluyla yapılması gerektiğini söyledi.
“Ben kamu görevlilerini korumak adına Anayasa'yı ve yasayı hatırlatıyorum”
Barçın, kamu görevlilerine çağrısını yineledi: “Yasaya aykırı emir yerine getirilmez. Amiriniz emri yazılı verirse sorumluluk sizde değil, ondadır.” Kamu görevlilerinin ileride soruşturmalarda mağdur olmaması için bu yolu izlemeleri gerektiğini yineledi.
“Bak, ben hiçbir kamu görevlisini tehdit etmedim. Senin bir bakan olarak yapman gereken şeyi yaptım. Ben kamu görevlilerini korumak adına Anayasa'yı ve yasayı hatırlatıyorum. Ey kamu görevlileri, yasaya aykırı bir idari işlemi yapma emrini yazılı isteyin, müdürden, müsteşardan, bakandan yazılı isteyin diyoruz. Diyorum ki: Yarın sizin bir ceza davasına taraf olma durumunuz ortadan kalksın. Anayasa bunu diyor. Yasa bunu diyor. Ne münasebetle tehdit ediyorum?” tepkisini gösterdi.
“Savcılık görüşü var dediniz, şimdi hukukçu görüşü diyorsunuz”
Din İşleri Dairesi Başkanı’nın atanması konusunda Özdemir Berova’nın önce “Savcılık görüşü var” dediğini, şimdi ise “hukukçu görüşü var”a dönüldüğünü söyleyen Barçın, “Biraz mert olun. Çıkıp halka doğruları söyleyin. Yalan söylemeyin” diyerek Berova’yı ve hükümeti halkı yanıltmakla suçladı.
“Bu ücretler yasaya aykırı, kabul ediyorsanız neden uygulamaya devam talimatı veriyorsunuz?”
Konuşmasının sonunda Barçın, Bakan’ın yasaya aykırı ücret tarifesini fark ettiğini ve kabul ettiğini belirttiğini hatırlattı. “Benim de sorguladığım bu kürsüden çıkıp, tutanak altında yasaya aykırı bir ücret tarifesi uyguladığını kabul eden bir bakan nasıl olur da bu ücretlerin uygulanmasına devam edilmesi yönünde talimat verir? Ben de kamu görevlilerini, çalışanları koruma mükellefiyeti hissediyorum kendimde. Anayasa'yı ve yasayı hatırlatıyorum." dedi.
Yorumunuz