Dünya

Usta yazar Pınar Kür yaşama veda etti

Türk edebiyatının usta kalemlerinden Pınar Kür, 82 yaşında İstanbul’da hayatını kaybetti.

Pınar Kür, 1943 yılında Bursa’da dünyaya geldi; ancak hayatının hiçbir döneminde bu şehirde yaşamadı.Kür'ün annesi öğretmen ve yazar İsmet Kür’dü. Teyzesi, tanınmış şair ve yazar Halide Nusret Zorlutuna; kuzeni ise onun kızı, romancı Emine Işınsu’ydu. Yazın dünyasına bu denli yakın bir ailede yetişmesi, edebiyatla kuracağı bağın ilk işaretlerini veriyordu.

Çocukluğu, ailesinin işi dolayısıyla Anadolu’nun çeşitli kentlerinde geçti. Ailesi Bilecik’ten Zonguldak’a taşındığında ilkokula burada başladı. 1949’da Ankara’ya taşındılar. İlkokul eğitimine Ankara'da devam ederken, annesi İsmet Kür iki çocuğunu da yanına alarak dil öğrenimi için İngiltere’ye gitti. Aile yaklaşık bir buçuk yıl sonra Türkiye’ye döndü. Bu süreçte Pınar Kür iyi düzeyde İngilizce öğrendi.

Ankara TED Koleji’ne kaydolan Kür, üç yıl sonra babasının UNESCO’da görev alması sonucu aile ailesiyle birlikte bu kez ABD'ye taşındı. Lise öğrenimini New York’ta tamamladıktan sonra 1960'da Türkiye’ye dönerek Robert Kolej'den mezun oldu. Pınar Kür, 17 yaşında ilk piyesi “Cowards All”u İngilizce olarak yazdı. Ardından Paris’e giderek, lisede merak sardığı tiyatro çalışmalarına burada devam etti. Sorbonne Üniversitesi'nde 'Yirminci Yüzyıl Tiyatrosunda Gerçeklik ve Yanılsama' tezi ile doktora yaptı.

1964 yılında oyuncu Can Kolukısa ile evlendi; beş yıl süren bu evlilikten, 1968'de oğlu Emrah Kolukısa dünyaya geldi. 1969 yılında doktorasını tamamlayarak Türkiye’ye döndü. Tiyatro yazarlığı ve oyunculuk yapmak istese de zamanla tiyatronun anlatım olanaklarının kendisine yetmediğini fark ederek öykü yazmaya yöneldi.

İlk romanı: Yarın Yarın…

İlk öyküleri 1971-1973 yılları arasında Dost dergisinde yayımlandı. Cumhuriyet, Yazko-Edebiyat, Hürriyet Gösteri ve Milliyet Sanat'da da öyküleri yayımlandı. Aynı dönemde Ankara Devlet Tiyatrosu’nda dramaturg olarak görev aldı. Devlet Tiyatrosu’ndan ayrıldıktan sonra ilk romanı 'Yarın Yarın’ı 1976 yılında tamamladı. 12 Mart sürecinin kaotik atmosferini anlattığı bu roman edebiyat çevrelerinde büyük yankı uyandırdı.

‘Asılacak Kadın’ adındaki romanı ‘müstehcenlik’ iddiasıyla bir süre toplatıldı; yazar tüm suçlamalardan beraat etti

1977’de yayımlanan ikinci romanı 'Küçük Oyuncu', yazarın tiyatroya dair kişisel deneyimlerinden besleniyordu. 1979’da yayımlanan üçüncü romanı 'Asılacak Kadın' ise kadına karşı örülmüş yargının ardında yatan toplumsal dokuyu tüm gerçekliğiyle anlatıyordu. Roman, ‘müstehcenlik’ iddiasıyla bir süre toplatıldı. İki yıl süren bir mahkeme süreci Kür'ü her türlü suçlamadan beraat ettirdi. Yarın Yarın ve Asılacak Kadın romanları daha sonra sinemaya da uyarlandı.

Çevirmenliğin yanı sıra bir süre gazetecilik ve yıllarca üniversite öğretim üyeliği yaptı

Pınar Kür, ilerleyen yıllarda İstanbul’a yerleşti. Bir yandan çeviri çalışmaları yaparken bir yandan da İstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Yüksekokulu’nda öğretim üyeliği yaptı. Kısa bir süre söyleşileriyle gazetecilik de yapan yazar, 1998 yılından itibaren İstanbul Bilgi Üniversitesi Medya ve İletişim Bölümü’nde öğretim üyeliğini sürdürdü.

Sait Faik Hikâye Ödülü

Üç öykü kitabı bulunan Pınar Kür’ün 1981’de yayımlanan ilk öykü kitabı 'Bir Deli Ağaç', yaşamdan kopuk bireylerin dünyalarını konu edinir. 1984’te Sait Faik Hikâye Ödülü'nü kazanan 'Akışı Olmayan Sular' ise erkek anlatıcıların perspektifinden yazılmış öyküler içerir. 'Hayalet Hikâyeleri' adlı kitabında ise geçmişiyle hesaplaşan insanların iç dünyaları ele alınır.

1986'da 'Bitmeyen Aşk' adındaki romanın ardından yazdığı, 1989-2006 yılları arasında yayımlanan 'Bir Cinayet Romanı', 'Sonuncu Bahar' ve 'Cinayet Fakültesi' romanları, üçleme olarak kabul edilir. Bu üçlemenin son halkası olan Cinayet Fakültesi, üst kurmaca tekniğine dayanır; yalnızca bir hikâye değil, aynı zamanda kendi yazılış sürecini de anlatının parçası hâline getirir. 2004 yılında Bülent Erkmen'ın 'Beştepe' ismindeki roman projesinde sırasıyla Murathan Mungan, Faruk Ulay, Elif Şafak, Celil Oker ile birlikte beş edebiyatçı arasında yer aldı ve 2016’da toplumsal yozlaşmayı anlattığı 'Sadık Bey' adındaki son romanı yayımlandı.

Ünlü yazarların kitaplarından bazılarını Türkçeye kazandırdı

Pınar Kür, Jean Rhys, Jeanet Winterson ve Oriana Fallaci gibi ünlü yazarların kitaplarından bazılarını Türkçeye kazandıran ilk çevirmendir.

Yaptığı çeviriler:
Theo'ya Mektuplar / Vincent van Gogh (Yapı Kredi Yayınları, 1996); Vişnenin Cinsiyeti - Jeanette Winterson - (Sexing the Cherry); Bağla Şu İşi; Aç Sınıfın Laneti; Ademden Önce - Jack London; Tutku - Jeanette Winterson (The Passion); Yabancı Kucak - Ian McEwan (The Comfort of Strangers); Geniş Geniş Bir Deniz - Jean Rhys - (Wide Sargasso Sea); Dalda Duran Kuşlar - Jean Rhys - (Öykülerinden seçmeler); Günaydın Geceyarısı - Jean Rhys - (Good Morning, Midnight); Karanlıkta Yolculuk - Jean Rhys - (Voyage in the Dark); Dörtlü - Jean Rhys - (Quartet); Karanlıkta Kahkaha - Vladimir Nabokov - (Laughter in the Dark); Şaklaban - Morris West; Ailenin Laneti - Dashiell Hammett; Yunus İnsanlar - Tristen Krol; Doğmamış Çocuğa Mektup; Durulmayan Bir Kafa - Kay Redfield Jamison

Kişisel arşivi Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı’ndadır

2013 yılının Mayıs ayında, Ankara Öykü Günleri kapsamında edebiyata yaptığı katkılardan ötürü Onur Ödülü’ne layık görüldü. Yazarlık yaşamı boyunca özellikle kadın bakış açısıyla kaleme aldığı eserleriyle öne çıkan Pınar Kür’ün kişisel arşivi, Kadın Eserleri Kütüphanesi ve Bilgi Merkezi Vakfı’nda yer almaktadır. Usta yazar, 15 Temmuz 2025 tarihinde İstanbul’da, 82 yaşında bir süredir tedavi gördüğü hastanede hayata veda etti.

Pınar Kür'ün Türkiye'de yoğun tartışma yaratan bazı görüşleri için Elif Aka.

:
share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın