Astrologlar gelecek seneden itibaren dünya ekonomik sisteminde ciddi sıkıntılar doğacağına ve büyük bir değişim olacağına inanıyor. Nedeni, Uranüs’ün boğa burcuna girmesi. Uranüs, boğa burcuna ne zaman yerleşse dünyada büyük mü büyük, ciddi mi ciddi kriz çıkıyormuş!
Uranüs, değişimi, eşitliği ve isyanı; boğa burcu ise statükoyu, gelenekselliği ve parayı sembolize ediyor. Astroloji, Uranüs’ün boğa burcuna girişini global ölçekte parada, finans ve bankacılık sisteminde büyük bir değişim olarak okuyor.
Dünya ekonomisi her 7 senede bir krize giriyor olsa da astrologlar boğa burcunu etkileyen bir Uranüs’ün dünyada çok daha büyük bir krizin habercisi olduğuna inanıyor. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı’ndan İkinci Dünya Savaşı’na ve Brexit’e kadar dünyadaki büyük kopuşların, kriz ve savaşların altından Uranüs’ü çıkartan astrologlar gelecek sene devrimin ilk ayak seslerinin duyulacağından tutun da bankacılık sisteminin toptan değişeceğine dek spekülasyonlar yapıyor. Uranüs boğa burcuna girecek ve beklenmedik her ne varsa bir bir gerçekleşecek...
Uranüs gezegeni ismini Yunan mitolojisinden almış. Bilinen ilk Yunan tanrısı, göklerin tanrısı yüce Uranüs’tür. Yunan mitolojisinin babası Uranüs sonunda hadım edilse de hep korkulan, mistik ve tehlikeli olarak yaftalanmış… Uranüs, devrimi, öngörülemezliği, kadın haklarını ve büyük afetleri de temsil ediyor.
Güneş sistemi içerisinde yerküreye en uzak gezegenlerden birinin dünyayı nasıl bunca etkileyeceği bir hayli spekülatif görünse de tüm ünlü astrologlar ‘devrim’ müjdesi verince insan ister istemez kör dünyanın dip kuyularından Uranüs etkisi ile bile olsa çıkmaya razı hale geliyor. Çıkalım da Uranüs’le mi olur; işçiler mi birleşir; kadınlar mı devrim yapar yeter ki özgürleşelim.
Son zamanlarda evrensel boyutta 1930’lu, 1940’lı yılların filmlerine ilginin arttığı tespit edildi. İnsanlık geldiği noktadan ve yaratılan düzenden tiksindikçe umudunu yeşertmek için eski filmlerdeki sıcaklığa, iyiliğe, samimiyete ve yardımseverliğe sarılıyor. Eskiler nasıl da içtenmiş, ne güzel de birlikte mücadele ederlermiş duygusunu tatmak için geçmişe göz atıp, nostaljik anlarda bugünün soğukluğundan ve yıkıcılığından sıyrılmaya çalışıyoruz. Astrologların Uranüs saptamalarına bel bağlamak da benzeri bir duygudaşlık yaratıyor zihinlerimizde… Çiftken dahi yalnız, aile içerisinde bile yalıtılmış, günlük kapitalizm ödevlerini yerine getirme telaşında herkes... Kimsenin yaşam mücadelesinden kafasını kaldırıp sistemi değiştirmeye dermanı kalmamış… Herkes yorgun, hiç kimse tam mutlu, bütünüyle huzurlu değil. Ruh hali enternasyonal ölçekte bıkkınlıkla tarif edilince en uzaklardaki gezegenden medet umar hale geliyor insanlık…
Uranüs etkisi 2018’de Kıbrıs’ta bir devrimi, dönüşümü falan tetiklemezse aşk olsun o Uranüs’e! 84 senede ancak güneşin etrafını dönen, güneşe en uzak ikinci gezegen, buz devi Uranüs alacağın olsun der geçeriz. Ne görüşmelerden umut kaldı ne toplumdan ne de kahve fallarından... Uranüs de bizi kurtarmayacaksa temelli bittiğimizin kanıtıdır kısacası.
Gene de pozitif bakmak lazım şu Uranüs etkisine:
Uranüs, ekseni 98 derece eğik olduğundan yan yatarak, tersine dönen tek gezegendir. Kıbrıs’ın kuzeyi de yandan çarklı malum. Dünyada bizim memleket gibi her şeyi dünyaya ters başka bir ülke olmadığından güneş sisteminin tek yan yatmış, tersine dönen gezegeni ile aramızda bir bağ kurmak olası. Artık kaç dereceyle Kıbrıs’ı etkiler, dibimize gelse bizden tık çıkmaz mı orası gök tanrının bile şaşıracağı iş... Dünya ekonomik sistemi yerle bir olsa bizim derdimiz gene devlette istihdam, yine kamuda istihdam, pek tabii ki istihdamdır. Bize ne ki dünyada devrim mevrim olmuş; varsa devlet yoksa bile devlet, adı var kendisi olmasa da devlet… Uranüs değerli isyankâr etkisini bize niye bahşetsin? Gider direnen, başkaldıran toplumlara sunar diye de hayıflanabiliriz.
“Bkz. https://www.youtube.com/watch”
Yorumunuz