Yazılar

UBP'den kendi kalesine gol

UBP artan vakalarla ve batan ekonomiyle uğraşacağına YDP ve DP ile koalisyonu gündemine alarak kendi kalesine gol attı.

CTP-HP-DP-TDP, 4’lü koalisyonunun kurulmasının amacı neydi? 

Yolsuzluklarıyla ve yasa dışı sanal bet paralarının istiflenmesiyle yıpranan UBP-DP koalisyonu bozulacak ve 4’lü koalisyonla HP (eski) Başkanı Kudret Özersay’ın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde güç kazanması sağlanacaktı.

Unuttular herhalde, anımsatalım: 4’lü koalisyon da Ankara’nın onayı ile kurulmuştu. O günlerde bu gerçeği gözden kaçırmak isteyenler, Afrika olaylarının arkasına sığınarak dertlerinin ‘demokrasi’ ve ‘özgürlük’ olduğunu haykırıyordu. Demokratik bir mücadele veren mi vardı ki 'daha fazla özgürlük' vadediliyordu? Hep yaşanan, sağda çıkar, solda nema, tam ortada kişisel hırs, valizde para, arkada oğluna yurt, en geride çantada rüşvet değil miydi?

Özersay ve partisi iktidarda beklentilenen başarıyı gösteremeyince, UBP ile koalisyon kurarak, sağın tek adayı olarak cumhurbaşkanlığı seçimlerine girmeyi planlamaya başladı.

Kurulan UBP-HP koalisyonu da Özersay’ın oylarını yükseltemeyince Toroslar’dan destek atan son sima da yenilgiyi kabul etti. Gözler Cumhurbaşkanı Akıncı’nın cumhurbaşkanlığı seçimlerinde tekrar kazanmasını engellemek üzere bir süre, ciddi ciddi CTP adayına çevrildi. 

Lefkoşa’nın artık yasemin kokmayan sokaklarında Ankara havasını tüttürenler, kendilerinden emin cumhurbaşkanı seçilecekleri rüyasını görmeye başladılar. Akıncı’dan ne eksikleri vardı hem? Eh, dik duramıyorlardı ama unutkan toplumumuz neleri sineye çekmemişti... Edebiyat parçala, sarıl, gülücük dağıt aman ha öpmeyi unutma, gerisi nasıl olsa gelirdi. Arada partizanlara Ankara duy sesimizi gürültüsü çıkartırılarak içerde sola mesaj gönderilir, sorulursa bizim çocuklar yazmış, karışamıyoruz yazdıklarına der, geçilirdi...

Kazın ayağının hiç de öyle olmadığı anlaşılınca önce HP’yi bırakanlar, bir o yana bir bu yana savrulan CTP’yi de şak bırakıverdiler. Arayış devam ediyordu. UBP Başkanı, Başbakan Ersin Tatar Mustafa Akıncı’yı bertaraf edebilir miydi?

Salgındı, ekonomik krizdi derken manidar anketlere inat Tatar bayağı güç kaybetmiş olmalı ki Başbakan’ın da cumhurbaşkanlığı ipini göğüsleyemeyeceği öngörüldü. Yeni bir koalisyon kurularak, çıkar çatışması yaşanan ve kendi adayını çıkaran HP’den kurtulmak ve yeni koalisyon partilerince desteklenecek Ersin Tatar’la Akıncı durdurulabilir miydi?

Hesaba katmadıkları, etnik milliyetçilik yapmakla eleştirilen Yeniden Doğuş Partisi’ne Kıbrıs Türk toplumunda küçümsenemeyecek bir tepki olduğudur. Partinin bazı ileri gelenleri, geçmişteki söylemlerinden bugüne toplumun bütününün saygısını ve sevgisini kazanamamış görünmektedir. YDP, Ada’da yaşayan bir kısım Türkiye kökenlinin partisi olmakla eleştirilmektedir.

Düzeni değiştiremeyen ve kurumları temizlemeyen pragmatik Kıbrıs Türk siyasal partileri iktidarları döneminde hiç değilse partizanlarını devlet de istihdam ediyor, bazı ihaleler Kıbrıslı Türk şirketlere kalabiliyordu. Üstelik Ada’ya Türkiye’den işçi olarak gelen, sonrasında vatandaş olan ve sınıf atlayarak mal mülk alan birçok Türkiye kökenli de vardı. Amaç her şeyi Türkiyelileştirmek miydi?

Kuşkusuz sorun toplumun küçük çıkarlarının ötesindeydi. Yoksa İngiltere’de, Fransa’da ya da Almanya’da birçok göçmen, milletvekili, belediye başkanı ya da bakan olabiliyordu. AB Müktesabatı'nın askıya alındığı Kıbrıs'ın kuzeyi ise Türkiye’nin ‘alt yönetimi’ olarak görülüyordu ve birileri tüm toplumu sahipleneceklerine Türkiyelilik üzerinden prim kazanmaya çalışıyordu. Daha vahimi samimi bulunmuyorlardı. 

UBP-DP-YDP olası koalisyonu ‘gündemden çıktı’ diyenlerin, cümlenin sonuna ‘hükümet her an dağılabilir’ uyarısını eklemesi, yeni koalisyon her an gündeme tekrar gelebilirin provaları... BM kararına rağmen kapalı Maraş’ın açılıp saçılmasıyla dengelerin tamamıyla alt üst olacağını öngöremeyen, kapalı Maraş’ı açıp Kuzey Kıbrıs’ı tam kapatacak peki zeki politikacılar bunlar...

Gündeme girmeyen herhangi bir konu gündemden de çıkmayacağına göre, UBP artan vakalarla ve batan ekonomiyle uğraşacağına YDP ve DP ile koalisyonu gündemine alarak kendi kalesine gol atmıştır.

Ve madem ‘hükümet her an dağılabilir’miş, şimdiden yazalım: Böyle bir koalisyonun UBP’nin ve DP’nin hanesine kalın bir eksi olarak kaydedilmeyeceğini düşünenler, birkaç gündür toplum içinde artan huzursuzluğu fark etmekten çok uzaktalar. UBP ve DP içinde YDP’nin iktidara taşınması kalıcı tepkiler doğuracaktır. Halk nezdinde Türkiyeli-Kıbrıslı ayrımı yapan bir parti olarak kabul edilen YDP’nin, KKTC Devleti’nin kurucu partisi UBP ve UBP’den koparak kurulan DP tarafından iktidara taşınması kabul görmeyecektir.

Gündemden inip gündeme tekrar oturabilir, olası bir UBP-DP-YDP koalisyonu, toplumun zihninde kurduğu mahkemede UBP ve DP’yi mahkum edecektir. Aslına bakarsanız, Akıncı’ya karşı meşvretleşerek cumhurbaşkanlığını almak, bu emarelerle baştan kaybedilmiş bir davadır.
 

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın