Yazılar

Takip

Bazı siyasilerin milyonlarca sterlin haksız kazanç sağlayabildiği, yurttaşların binlerce sterlin kaybettiği bir sistemde yaşıyoruz. Rüşvetle sterlin milyoneri olanlarla, döviz ve enflasyonla reel olarak kaybeden yurttaşlar derin bir çelişki içindeler… Bazı seçilmişler 2 senelik iktidarları döneminde kendilerine 40 sene yetecek parayı garantilemişken bir daha seçilmeyecek olsalar ne yazar? Bu, sadece bir başlangıç olmalı. Arkası çorap söküğü gibi gelmeyecekse yolsuzluğun üzeri gene örtülecek.
KKTC’de yolsuzluğun üzerine gidilecek olursa eski dosyalar çıkartılıverilir gizlide tutuldukları yerden ve önünüze konur. Kendi partilerini, geçmişteki bakan ve başbakanları korumak niyetiyle yolsuzluğun soruşturulmasına bile engel oluverenler peydahlanır sonra… Hukuk ve adaletten en çok bahsedenler de olabilir aralarında… İşte tam da bu nedenle yolsuzluklarla başa çıkan ülkelerde düğmeye basan siyasetçiler değildir, savcılardır. Bildik politikacı temiz kalamaz ki diğerinin hesabını sorsun.
HP Genel Başkanı, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay ‘Devletin içinde yolsuzluklara karşı mücadele edilmesine karşı çıkan, ağırdan alan, yavaşlatmaya veya engellemeye çalışanlar var’ gibi son derece önemli bir açıklama yaptı madem, neyi bekliyoruz?
KKTC sistemi rüşvet alanları koruyan bir sistem olmaktan nasıl çıkar? Yurttaş uğradığı her haksızlık, her idari ‘hata’ karşısında dilekçe yazma alışkanlığı kazanmalı önce…. İdeallerinden ödün vermeyen hukukçuların, gazetecilerin ve yurttaşların oluşturacağı, süreçleri adım adım takip edecek bir inisiyatif yaratılmalı. Hangi dosyanın soruşturması neden ilerletilmiyor, kim engel çıkartıyor; ifşa edilmeli. Yargının Polis’e havale ettiği ve savcıların masasında duran geçmişten bugüne biriken dosyaların tek tek peşine düşülmeli. Yurttaşın yanında yer alan az sayıdaki siyasetçiye destek verilmeli; birilerini koruyan politikacıların adları açığa çıkarılmalı. Polisin içindeki çürüklerin üzerine gidilmeli. Kim yapacak ki demeyin. Siz de bir yerinden tutun. Öteki türlü çöken sistem sizi de bir yerinden kıskacına alacak ve siz de adaletsizliğe uğrayacaksınız.
Haksız kazanç sağlayan siyasetçiler, bürokratlar, memurlar, şu veya bu gerekçeyle soruşturmaların ilerlemesini engellediği iddia edilen politikacılar yurttaştan korkmalı. Vatandaşa rağmen devlet içinde rüşvet tezgâhı kuranlar ve kötü yönetim sergileyenleri kendi siyasi geleceğini korumak adına kollayanlar ne pahasına olursa olsun yurttaşların inisiyatifi ile deşifre edilmeli. Başka türlü ne değişim sağlanır ne de dönüşüm.


   ***


Benzinden tüp gaza, sütten hellime, yoğurttan tuvalet kâğıdına, patatesten kremaya fiyatların cep yakması devam ediyor. Ekonomi Bakanlığı dövizdeki düşüşe rağmen fiyatların aşağı çekilmemesinde açık şekilde başarısız bulunuyor. İthalatçı firmaların yetkilileri marketlerden alacaklarını en iyi ihtimalle 45- 60 günde; büyük marketlerdense 90 günde tahsil edebildiklerinden yakınıyor. Benzin, elektrik, navlun ve gümrüğe yapılan zamların operasyonel maliyeti artırdığından şikayetçiler. Pek çok zamlı fiyatın hâlihazırda marketlere yansıtılmadığını, ocak ayında ise zamlı fiyatların etiketlere yansıtılacağı konusunda uyarıda bulunuyorlar.
Marketçiler ‘günah keçisi’ ilan edilmelerine tepkililer. Birkaç kampanya dışında ithalatçıların ve yerel üreticilerin verdiği fiyat düşmeden satış fiyatlarını düşüremeyeceklerine dikkat çekiyorlar. Naylon poşetlerin ücretlendirilmesi yönündeki Turizm ve Çevre Bakanlığı’nın çok yerindeki kararının bile halk arasında marketlerin kârını artıracağı şeklinde algılanmasından dert yanıyorlar.
Öte yandan, Türkiye’de nakit sıkışıklığı yaşayan bazı firmalar gümrükten geçirdikleri malları KKTC’de satmak üzere spot piyasa oluşturmaya başladılar. Kıbrıs’ta ucuz olan mallarda ise Kıbrıs’tan Türkiye’ye bavul ticareti tekrar sıklaştı. Denetleyen var mı yok!
Sonuçta, ithalatçılar da marketler de fiyatların düşmesi için hükümetin elektrik, akaryakıt ve gümrük tarifelerine yaptığı zamları geri alması gerektiğinde birleşiyor. Bu zamlar geri alınmazsa ocak ve şubat aylarında fiyatların daha da yükseleceği ve temel tüketim maddelerinde herhangi bir düşüşün gerçekleşmeyeceği belirtiliyor.
Hükümetin önlem almaması durumunda ocak ve şubat aylarında yükselen bir enflasyonla çok daha zor günler bizi bekliyor.

Can Sarvan’a cansarvan@mikro-makro.net’den doğrudan ulaşabilirsiniz.
:

Yorumunuz

share
Siteyi Telegram'da Paylaşın
Siteyi WhatsApp'ta Paylaşın
Siteyi Twitter'da Paylaşın
Siteyi Facebook'ta Paylaşın